Sufi'lerin dualarını duydum -- Taliban'ın nefret ettiği alçakgönüllü Müslümanları. | TED | استمعت الى صلوات الصوفيين-- المسلمين المتواضعين, الذين تكرههم جماعة طالبان. |
gençleri hatırlarsınız belki. Amerikalı Müslümanları ayaklanmaya ve şiddete teşvik ediyorlardı, | TED | إنهم الذين حاولوا أن يرسلوا المفجر الانتحاري إلى هنا، و كانوا يستخدمون الانترنت لتشجيع العنف بين المسلمين الأمريكان |
Kendi kendime dedim ki: "Çok fazla dram gördüm, mesele musevileri, Müslümanları veya hristiyanları kurtarmak değil, | TED | قلت لنفسي لقد رأيت الكثير من الأسى و الكثير من الحقد الأمر ليس حول إنقاذ اليهود. و ليس حول إنقاذ المسلمين. |
Savaşta Müslümanları öldürmekten yeni dönmüş özel birlikler tam da emniyette olduklarını düşünüyorken? | Open Subtitles | جنود من النخبة عادوا للتو من قتل مسلمين في الميدان وبدأوا يظنون أنهم بأمان |
Hükümet, çalıştırmak için buraya Müslümanları getirip sonra öldürürdü. | Open Subtitles | الحكومة كانت تحضر المسلمون هنا للعَمَل0 ثم تقوم بقتلهم000 |
Bazı insanlar Müslümanları yasaklamak ve camileri kapatmak istiyor. | TED | فنهاك من يريد أن يحظر المسلمين ويغلق المساجد. |
O da çoğunluğu Hindu olan bir ülkede başlarına gelecekler hakkında Müslümanları korkularla doldurdu. | Open Subtitles | و ملا المسلمين بالخوف مما سيحدث لهم في دولة معظمها هندوس |
Anladığım kadarıyla Oz'a geldiğinizden beri diğer Müslümanları örgütlemeye başlamışsınız, bütün taş kalpli katilleri taş kalpli memnuniyetsizlere dönüştürmüşsünüz. | Open Subtitles | فهمتُ أنكَ من لحظة وصولِكَ لسِجنِ أوز بدأتَ بتنظيم المسلمين الآخرين؟ و تجعلُ قاتلين بقلبٍ حجري يعتنقونَ الإسلام |
Muhammed Müslümanları savaşa hazırlarken, | Open Subtitles | وعندما كان على وشك قيادة المسلمين فى المعركة |
Müslümanları tümüyle yok edecek nihai bir saldırı için hazırlamaya başladılar. | Open Subtitles | قام المكيون بتجميع صفوفهم تحضيرا للموقعة الأخيرة والتى كانوا يتمنون أن تقضى على المسلمين نهائيا |
628 yılında, önceki yıllarda Müslümanları dört yıl boyunca meşgul eden savaşlar sona erdi. | Open Subtitles | وفى العام ستمائة وثمان وعشرون فكانت الحروب التى شغلت المسلمين لأربعة سنوات متواصلة |
Müslümanları ve onların müttefiklerini; bu büyük alayı izlediler. Hacca gelmek ve şehre hakim olmak | Open Subtitles | وشاهدوا هذا الحشد الكبير من المسلمين وحلفائهم وهم قادمون للحج |
Yani dövüşmek için kelimeleri kullanan birisi artık yumruklarını kullanıyor, Müslümanları boğuyor. | Open Subtitles | أعني، رجلاً كانَ يُقاتلُ بالكلمات الآن ليسَ فقط يستعملُ قبضتيه، لكنهُ يخنقُ المسلمين |
Acını anlıyorum kızım ama Müslümanları dünyaya korkunç insanlarmış gibi gösteren canlı bombalara heves ettiğini görünce üzülüyorum. | Open Subtitles | التي جعلت الناس يتصورون المسلمين إرهابيين لا تنسي يا إبنتي إن الله ليس بعاجز بل إن ما نحن فيه من |
Karikatürlerden nefret etmiş ama gösterilerin Müslümanları kötü duruma düşürdüğünü söyledi. | Open Subtitles | قال أنه كره الرسومات الهزليّة لكن أعمال الشغب ستلقي بظلال سيّئة على صورة المسلمين |
Tüm Müslümanları öldürse mutlu olurlardı. | Open Subtitles | فسيكونون بغاية السعادة لو أنه قتل كل المسلمين |
Müslümanları öldürmesi için asker gönderirken ve topraklarımızı işgal ederken değil. | Open Subtitles | ليس عندما ترسل جنودا لذبح مسلمين واحتلال أراضينا |
Polisler çoktan caminin dışındaki Müslümanları paketliyorlardı. | Open Subtitles | الشرطة بدأت بالفعل في اعتقال رجال مسلمين خارج المساجد |
Burada Müslümanları adam yerine koymuyorlar. | Open Subtitles | هنا المسلمون لا يعتبرون كالبشر |
FBI ve CIA Müslümanları hedef alıyor. | Open Subtitles | ... المباحث الفدرالية والاستخبارات المركزية تستهدف مجتمعات مسلمة... |
Mesela masum Müslümanları öldürmek için nişancılık yeteneklerini kullanan bir radikal grup liderinin. | Open Subtitles | مثل, القائد المسؤولُ عن التطرف والذي قد يستفيدُ من مهارتهِ في القنص ليقتلَ المسلمينَ الأبرياء |