| Ama koca bir evren evrenimizin Sadece ufak bir parçası olan bir kara deliğin içine nasıl sığabilir? | Open Subtitles | لكن كيف يمكن أن يكون كون كامل داخل ثقب أسود و الذي يعد جزء صغير فقط من كوننا؟ |
| Bu çılgınlık. Bart bir hırsız değil. O Sadece ufak bir çocuk. | Open Subtitles | هذا جنون ، (بارت) ليس سارق سلع إنه صبي صغير فقط |
| Sadece ufak bir ayırma... | Open Subtitles | إنه جرح صغير فقط. |
| Curtis, alanın kapatıldığını az önce doğruladı ve rehinelerde Sadece ufak tefek yaralar olduğunu bildiriyorlar. | Open Subtitles | كيرتس أكّد للتو أنّ المنطقة تم إحتوائها و هم يبلغون عن إصابات طفيفة فقط بين الرهائن |
| Ciddi Birşey değil, Sadece ufak bir burkulma. | Open Subtitles | ليس خطيرا , مجرد حيلة طفيفة فقط. |
| Sadece ufak bir kesik. | Open Subtitles | إنه جرح صغير فقط. |
| - Sadece ufak bir kısmı öyle. | Open Subtitles | هذا جزء صغير فقط |
| Paige, merak etme. Pavel Sadece ufak değişiklikler yapıyor. | Open Subtitles | (بايج) لا تقلقي، (بافل) يقوم بعملية ترقيات طفيفة فقط |