Bizim taviz vermiş, berbat vücutlarımız da evrimin kanıtıdır aslında. | Open Subtitles | إذا فأجسادنا الخرقاء هي بذاتها دليل على التطور. |
Yediklerimiz, yaşam şeklimiz nasıI ki hastalığımızı yaratıyorsa vücutlarımız iyileştirilebilir. | Open Subtitles | ماذا نأكل، وكيف نعيش، وكما إننا قد نخلق أمراضنا، فأجسادنا بوسعها أن تتعافى. |
Ve çok geçmeden, vücutlarımız tepeden tırnağa korkmuş penguenlerin sebep olduğu bu yaralarla kaplanmıştı. | TED | وفي إحدى الفترات كانت أجسادنا مغطاة بالكامل بجروح غائرة كهذه بسبب البطاريق الخائفة |
vücutlarımız son 10,000 yılda değişti. | TED | أجسادنا قد تغيرت في السنوات ال 10,000 الأخيرة. |
Bir arada yatalım. vücutlarımız bizi sıcak tutacak. Aynı Eskimolar gibi. | Open Subtitles | ، أجسادنا ستبقينا دافئين تماماً مثل الإسكيمو |
vücutlarımız da hayatta yeni zorluklarla karşılaşır ve herbiriyle uğraşmak için çalışırız. | Open Subtitles | أجسامنا أيضا تواجه تحديات مختلفة في الحياة وقد خُلقْنا لنتَكيَفَ معَهَا ونتَحَمَّلها، |
Bizim vücutlarımız, milyonlarca farklı mikroba ev sahipliği yapar, ve onların bize ihtiyaç duyduğu kadar biz de onlara ihtiyaç duyarız. | TED | أجسامنا هي مأوى لملايين من الميكروبات المختلفة، ونحن نحتاج إليهم كما يحتاجون هم إلينا تمامًا. |
vücutlarımız birbiri içinde erimiş, kan kırmızı bir havuzda yıkanıyor gibiyiz. | Open Subtitles | أجسادنا أنصهرت في جسد واحد نستحم في بركة قرمزية |
vücutlarımız arızalanır. Bazen 90 yaşında, bazen annemizin karnında. | Open Subtitles | أجسادنا تنهار، أحياناً في سن التسعين أحياناً قبل أن نولد حتى |
vücutlarımız arızalanır. Bazen 90 yaşında, bazen annemizin karnında. | Open Subtitles | أجسادنا تنهار، أحياناً في سن التسعين أحياناً قبل أن نولد حتى |
Ama eğer vücutlarımız... eğer gerçekten farklılarsa... uh-huh, farklılar. | Open Subtitles | لو أن أجسادنا لو أننا بالفعل مختلفين إننا كذلك |
Bazen kalplerimiz istekli olur, ama vücutlarımız reddeder. | Open Subtitles | في بعض الأحيان قلوبنا ترغب لكن أجسادنا ترفض |
Zehirler yaşamak için en iyi şey olmadığı için vücutlarımız karışıklığa yol açan yediğimiz şeyden direkt fakat hoş olmayan bir şekilde kurtulmak üzere evrim geçirdi. | TED | ولأن السموم ليست بالشيء المثالي للبقاء على قيد الحياة، فإن أجسامنا قد طوّرت شكلا مباشرا وغير لطيف للتخلص مما قد نكون أكلناه والذي سبب هذا التداخل. |
vücutlarımız bu tür istilacılara karşı doğal savunmalara sahiptir. | Open Subtitles | ولكن أجسامنا لديها مقاومة طبيعية لمثل هذا النوع من الهجوم. |