Sana insancıl ve düzgün bir şekilde davranılacak. | Open Subtitles | و تُعامل بشكل لائق و إنساني |
Sana insancıl ve düzgün bir şekilde davranılacak. | Open Subtitles | و تُعامل بشكل لائق و إنساني |
Ben işimi onları cezalandırmak ya da affetmek olarak görmüyorum fakat hapishanede dahi anlamlı ve düzgün bir hayata sahip olabileceklerini düşünüyorum. | TED | لا أرى عملي معاقبتهم أو مسامحتهم، لكن أعتقد أنهم يستحقون حياة كريمة وذات معنى حتى في السجن |
Bu yüzden, soru şuydu: Mahkûmlar anlamlı ve düzgün bir hayat yaşayabilirler mi? Yaşayabilirlerse, bu ne gibi bir fark yaratır? | TED | إذًا هذا هو السؤال: هل يمكن للمساجين أن يعيشو حياة كريمة وذات معنى، وإذا أمكنهم، ما التغيير الذي سيحدثه ذلك؟ |
Tıpkı beyaz, güzel bir yer ve düzgün bir ocak gibi. | Open Subtitles | تماما ً مثل اللون الأبيض، مكان جميل وطباخ محترم |
Yıldızlı gecedeki sular, mükemmel ve düzgün görünür." | Open Subtitles | "والمياه في ليلة مليئة بالنجوم جميلة وصافية". |
Depo lojistiğinin yangına iyi kurgulanmış ve düzgün stoklanmış olduğundan emin olmak istedim. | Open Subtitles | التأكد بأنه تموين المستودع عاد سلسلا بعد إزالة النار |
Gerginim çünkü etkili bir konuşma ve düzgün bir saç kesimine aldanıp bu davanın en önemli hususunu unutmanızdan endişeleniyorum. | Open Subtitles | أنا متوترة لأنّكم سوف تتأثرون بالكلام اللطيف وقصة الشعر وتنسون الجانب الأكثر أهمية من هذه القضية. |
Tıpkı beyaz, güzel bir yer ve düzgün bir ocak gibi. | Open Subtitles | ، تماما ً مثل اللون الأبيض مكان جميل وطباخ محترم |
Mükemmel ve düzgün görünür. | Open Subtitles | "جميلة وصافية". |
Depo lojistiğinin yangına iyi kurgulanmış ve düzgün stoklanmış olduğundan emin olmak istedim. | Open Subtitles | التأكد بأنه تموين المستودع عاد سلسلا بعد إزالة النار |
Gerginim çünkü etkili bir konuşma ve düzgün bir saç kesimine aldanıp bu davanın en önemli hususunu unutmanızdan endişeleniyorum. | Open Subtitles | أنا متوترة لأنّكم سوف تتأثرون بالكلام اللطيف وقصة الشعر وتنسون الجانب الأكثر أهمية من هذه القضية. |