Bana kıskacı verir vermez gömlek ve eldiven giydir. | Open Subtitles | بعد مناولتي الملقط اريدك ان تلبسيني الثوب والقفازات. |
Domuz derisi deri ceket ve eldiven yapımında kullanılırdı. | Open Subtitles | ان جلد الخنزير يستخدم فى صنع المعاطف والقفازات |
Sakın uyumlu bir fular ve eldiven almayı da unutma! | Open Subtitles | لا تنسي الأوشحة المتماثلة والقفازات |
Ama yanıma bir maske ve eldiven de almıştım çünkü planım basitçe Stan'i tehdit edip ödülü almaktı. | Open Subtitles | لكنّي أحضرتُ قناعاً وقفازات كذلك، لأنّي أردتُ أن أهدّده ببساطة وأسرق الجائزة. |
- Dün sadece 6 tane tuvalet ve eldiven gerektiren etkinlik vardı ve opera da bunlardan biriydi. | Open Subtitles | فقط ستة فعاليات أقيمت ليلة أمس تتطلب ثوباً وقفازات المساء والأوبرا كانت واحدة |
ve eldiven gibi oturmuşlar. Arabanıza kadar eşlik edeyim mi, bayan? | Open Subtitles | هَل أستَطِيِعُ مُسَاعَدَتُكُم إلى السيارةِ |
ve eldiven gibi oturmuşlar. Arabanıza kadar eşlik edeyim mi, bayan? | Open Subtitles | هَل أستَطِيِعُ مُسَاعَدَتُكُم إلى السيارةِ |
Kadınlar çorap ve eldiven giymeli! | Open Subtitles | يجب على النساء ارتداء الجوارب والقفازات |
Önlük ve eldiven giyiyorum. | Open Subtitles | أرتدي زي العمليات والقفازات. |
Polis Fuhrman ve eldiven falan. | Open Subtitles | (أعني، ذلك الشرطي (فورمان والقفازات.. |
Her bölüme yanık malzemesi, cerrahi tepsi ve eldiven getirilsin. | Open Subtitles | نحتاج إلى لوازم الحروقات وأحواض جراحية أردية وقفازات في كل مكان |
Bu adamı arkaya götür, şort ve eldiven ver. | Open Subtitles | خذه في الخلف وألبسه شورت وقفازات |
- ilkyardım kutusu ve eldiven. | Open Subtitles | -مجرد جهاز قراءة النبض وقفازات |
- Damar yolu kiti ve eldiven lazım. - Haydi. Haydi. | Open Subtitles | - معقمة وقفازات مركزيّ أنبوب لعدة أحتاج |