Şatodan tepeye doğru yarım kilometre gidip başka bir yoldan geri dönün. | Open Subtitles | تذهب نصف ميل من قصر المؤتمرات إلى التلة حتى نهاية الطريق , ومن ثم تسرع عائداً |
Bir alışveriş merkezini geçeli yarım kilometre olmadı. | Open Subtitles | لقد تجاوزنا مجمعا تجاريا قبل أقل من نصف ميل |
Ehliyetine göre buraya yarım kilometre ötede yaşıyor. | Open Subtitles | حسنا، وفقا لرخصة قيادته يعيش على بعد أقل من نصف ميل من هنا |
Hem paraşütlerinizi iyi gizlememiş, hem de yarım kilometre kadar kan izi bırakmışsınız. | Open Subtitles | لم تخبأوا مظلاتكم جيدًا، و خلفتُم وراءكم أثر من الدماء لمسافة نصف كيلومتر |
Buradan yarım kilometre uzaklıkta rahip kılığında bir kaçakçı bulduk cebinden Nijerya parası ve bu çıktı. | Open Subtitles | وجدنا أحد المهربين على بعد حوالي نصف كيلومتر إلى الغرب يرتدي زي قسيس، عملة نيجيرية في جيبه، و هذا. |
Bir kasırgaya doğru 100 km ile gitmek yarım kilometre kala sena saatte 24 kilometre olarak geri döner. | Open Subtitles | نذهب في سرعة 62 نحو اعصار ربع ميل. والرجوع اليك في 15 ميل في الساعة. |
Benden yarım kilometre kadar batıda... | Open Subtitles | جاك: حسنا، أنت حول ربع ميل غرب |
İki yıl önce de, yine iddia üzerine, yarım kilometre geri geri gitti. | Open Subtitles | وقبل عامين في رهان أيضاً أثبت أنه يقدر على قيادة الحافلة للخلف مسافة نصف كيلو |
Ehliyetine göre buraya yarım kilometre ötede yaşıyor. | Open Subtitles | حسنا، وفقا لرخصة قيادته يعيش على بعد أقل من نصف ميل من هنا |
Bütün hayatımın geçtiği evimden sadece yarım kilometre uzaklıktaki bu araziyi mi? | Open Subtitles | أليس هذا الحقل الذي لا يبعد أكثر من نصف ميل من المنزل الذي عشتُ كل حياتي فيه؟ |
Onu yarım kilometre tek başıma itmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | واضطررت لدفعه نصف ميل لاعلى التله بنفسي |
Jackson'ın gerçek ailesini merak ediyorsan buradan yarım kilometre uzaklıktalar. | Open Subtitles | لو أنك تتسآل عن والداي "جاكسون" الحقيقيين إنهم على مبعدة نصف ميل من هنا |
Odun veya kurabiyeye ihtiyacınız olursa yarım kilometre aşağıdayım. | Open Subtitles | إن أردت شيئاً. بعض الخشب أو مزيد من البسكويت... أنا أبعد نصف ميل عن الطريق. |
Dokuz senedir burada çalışmaktayım, ve bir anda benden, yarım kilometre uzağa park etmem bekleniyor. | Open Subtitles | أنا كنت هنا منذ ( 9 ) سنوات الأن فجأة , من المفترض أن أقف على بعد نصف ميل |
Pekâlâ, kapıyı geçer geçmez eve, yarım kilometre kalacak. | Open Subtitles | حسناً، لقد عبرنا البوابة نبعد حوالي نصف كيلومتر عن المنزل |
yarım kilometre falan kalmış olmalı. | Open Subtitles | أظن أننا سنصل بعد حوالي نصف كيلومتر |
Evin yarım kilometre kuzeyinde bir radyo iletişim kulesi var | Open Subtitles | هناك برج راديو نصف كيلومتر عن المزرعة. |
Yalnızca yarım kilometre gittik ama neredeyse kayboluyorduk. | Open Subtitles | لقد مشينا ربع ميل فقط و كدنا ان نتوه |
Burası, iki oğlanın öldürüldüğü yerden yalnızca yarım kilometre uzaklıkta. | Open Subtitles | انه يبعد ربع ميل فقط من حيث قتل الصبيين |
Buradan yarım kilometre kadar uzakta tepenin öbür tarafında bir kulübe bulduk. | Open Subtitles | لقد وجدنا كابينه على بعد ربع ميل من هنا |
Yoldalar. Vietnamlılar'ın yarım kilometre ötedeki köyde olduğu belirlendi. | Open Subtitles | تم تحديد موقع المقاتلين الفيتناميين فى قريه على بعد نصف كيلو متر من هنا |