| Buraya yazdıkları, ömür boyu hapis cezası almamıza sebep olabilirdi. | Open Subtitles | ما كتبه عنكم ممكن أن يغلق أبواب الراحة عنكم لمدى الحياة |
| İşte Ben Covington'un yazdıkları. | Open Subtitles | هذا ما كتبه بين كوفينجتون هذا ما كتبه بين كوفينجتون |
| Bizim için de Roma için yazdıkları gibi bir çöl yaratıp adına barış dediler diye bir Birleşik Devletler'in ya da Amerikan halkının bir parçası olmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا اريد ان اكون جزاء من الولايات المتحدة لا اريد ان اكون جزاء من الشعب الامريكي وهم يكتبون عنا |
| Saltanatımın hikâyesini yazdıkları zaman, sevgili kardeşim bugün başladığını söyleyecekler. | Open Subtitles | عندما يكتبون تاريخ ولايتي يا اختي العزيزه سيقولون إنه بدأ اليوم |
| Kendi yazdıkları çok derin anlamlı değiller ve okuduğunu anlamasına rağmen uzun süreli bir eğitimi olduğunu sanmıyoruz. | Open Subtitles | كتاباته ليست بنفس العمق و بغض النظر عن فهمه للقراءة فنحن لا نظن انه حظي بتعليم موسع |
| Arkadaşı dediği kişilerin duvarına yazdıkları şeyleri bir okumalısın. | Open Subtitles | يجب أنّ تقرأي بعض التعليقات ، التي كتبها من تدعوهم أصدقائها و عمّا يفعلونه هناك. |
| Biliyor musun, Jules Verne'in yazdıkları yaşamımı derinden etkiledi. | Open Subtitles | تعلم, إنها كتابات جول فيرن... التي كان لها التأثير العميق على حياتي... |
| Onlar Max'ı görüyorlar tabii ki, yazdıkları yüzünden. | Open Subtitles | وهم يحتقرون ماكس بالطبع، بسبب ما يكتبه. |
| Ama yazdıkları doğru değildi. Doğru olmayan şeyler cevapsız kalamaz. | Open Subtitles | ولكن ما كتبه غير دقيق وعارٍ عن الصحة ولا يجب السكوت عليه |
| yazdıkları fantastik kurgu olarak değerlendirilmişti ama çoğu gerçeğe dönüştü. | Open Subtitles | ...ما كتبه أعتبر خيال جامح و لكن غالبه أصبح واقعاً الآن |
| John'un yazdıkları, Jax için okuması acı verici şeyler. | Open Subtitles | ما كتبه جون قد يكون مؤلماً لـ جاكس |
| İnsanların mektupları elle yazdıkları zamanları hatırlayanınız var mı? | Open Subtitles | هل تذكر عندما كان الناس يكتبون الرسائل بيدهم؟ |
| Bir erkeğin, kendileri, tanrı, ...ve kadınlar hakkında yazdıkları. | Open Subtitles | هذا في الماضي عندما كان الرجال يكتبون عن الرب و الفرج وأنفسهم |
| Bu arada artık kimse iyi romanlar yazmıyor. Tek yazdıkları erotik kitaplar. | Open Subtitles | بالمناسبة, لا أحد يكتب روايات عظيمة إنهم يكتبون كتباً جذابة |
| Ve felsefe konusunda yazdıkları da nesiller boyu okunacaktı. | Open Subtitles | و ستظل كتاباته الفلسفية مادة خصبة للقراءة لأجيال |
| yazdıkları açık, görsel ve hepsinden öte kışkırtıcıydı. | Open Subtitles | كتاباته كانت واضحة وزاهية و مزعجة أيضاً |
| yazdıkları Konstantin'in yasalarıyla ilgili en temel kaynaklardan biri. | Open Subtitles | كتاباته هي إحدى أهمّ المصادر لحكم (قسطنطين). |
| Günlüğünde yazdıkları delice şeyler kurucu ailelerden sakladığı şeyler. | Open Subtitles | ثمّة أشياء جنونية كتبها بيومياته، و أبقاها سرّاً عن العائلات المؤسسة. |
| Bayım, yörede oturanların bu boşaltılmış evlerin durumları hakkındaki şikayetlerini yazdıkları bu mektubu gördünüz mü? | Open Subtitles | سيدي أرأيت هذه الرسالة التي كتبها ساكنو الحي يشتكون |
| Bu yüzden bilgi Amerikan askerlerinin Afgan Savaşı hakkında yazdıkları onbinlerce harekat raporunun sızmasıyla geldi, ve sızdı, ve sonra bu araştırmayı yapabildiler. | TED | كل المعلومات التى توفرت كانت عن طريق تسريب أطنان من البرقيات .. التى كتبها جنود أمريكان .. عن حرب أفغانستان ، وسربت ، بعدها تمكنوا من إجراء هذا التحقيق. |
| Boogie'ye para bırakmış. "Dönerse, yazdıkları arasından seçtiklerini yayımlayabilmesi için." | Open Subtitles | لقد ترك مال بوجي , " لنشر أي كتابات أصلية من اختياره |
| Fakat Scott'ın yazdıkları sanki haftalardır evsizlerle birlikte yaşıyormuş gibi. | Open Subtitles | (لكن ما يكتبه (سكوت يوحي للقارئ أنه عاش مع المشرّدين لعدّة أسابيع |
| Kapitalist sınıf düzeninin köleliğin bir türü olduğu ve kimsenin suistimal edilmediği bir işçi ülkesinin kurulması için bir devrimin gerekli olduğuyla ilgili yazdıkları... | Open Subtitles | ما يكتب عنه هو هيكل الطبقة الرأسمالية كونها نوعاً من العبودية وكيف أن الثورة ضرورية لتحقيق وخلق طبقة اجتماعية للعمال |