"مؤثر" - ترجمة من عربي إلى تركي

• etkileyici
• dokunaklı
• etkili
• etkileyiciydi
• dokunaklıydı
• duygulandım
• dramatik
• duygusal
• etkin
• acıklı
• etkilendim
• nüfuzlu
• güçlü

Ne yaptığını biliyorum ve hayatta kalmayı başarman oldukça etkileyici.
أعرف ما فعلتيه, وكيف تمكنتى من البقاء حية شىء مؤثر

Silüetin gücünden faydalanmayı seçtim. çünkü grafik olarak çok etkileyici.
واخترت مجال السيلويت لأنه مؤثر من ناحية الجرافيك

Aslında bütün kadınların en güzel şeylerini giyip oraya gelmesi çok dokunaklı.
في الواقع ، أنه مؤثر جداً ، جميع النساء يرتدين أجمل الأشياء.

Bak, endişe etmen çok dokunaklı ama endişelenmene gerek yok ki.
اسمع , اهتمامك مؤثر لكن يجب عليك أن لا تقلق بشأني

Bunun çok etkili olduğundan eminim. Ama biz bu mahkemede gerçeklerle ilgileniriz.
مؤثر جدا بالتأكيد و لكن فى هذه المحكمة ، اٍننا نتناول الوقائع

Ne kadar nazikti! Komikti, ama etkileyiciydi.
كانت مؤدبة جداً لدرجة أني ضحكت كان الموقف مؤثر جداً

Bu, fotoğrafladığı görüntü ve oldukça etkileyici, ilham verici.
هذا هو المشهد الذي صوره، وكان جد مؤثر وجد مذهل.

İşte bu çok etkileyici olmalı. Aristokrasi'nin Etiği.
آه , الآن هذا واحد مؤثر جدا وعميق الأخلاقيات لأرسطو

Bu çok etkileyici, ama problemlerimizi çözmeye yardım etmez.
هذا هو مؤثر جدا لكن هذا لن يساعدنا في حل المشكلة

Çok etkileyici. Bu sistemi bir an önce uygulamaya geçirmemiz gerekli.
مؤثر جدا , أعتقد أننا يجب أن ننفذ هذا النظام على الفور

Eli dirgenli bir çiftçi için bayağı etkileyici, değil mi?
إنه شىء مؤثر من مزارع بمذراة ألا تظن ذلك.

Bu söz özellikle çok dokunaklı, çünkü Schumann da şizofreni hastasıydı ve ve akıl hastanesinde ölmüştü.
وهذا اقتباس مؤثر خصوصا لأن شومان نفسه كان يعاني من انفصام الشخصية ومات في المصحة.

Aslında bütün kadınların en güzel şeylerini giyip oraya gelmesi çok dokunaklı.
في الواقع ، أنه مؤثر جداً جميع النساء يرتدين أجمل الأشياء

Böyle dokunaklı bir şey yazabileceğimi bilmiyordum.
لم أكن أعلم أنني أستطيع كتابة شيء مؤثر للغاية.

Bu çok dokunaklı, ama halka açık bir yerdeki bu sohbet gösteriyor ki Binbaşı Carter bir güvenlik riski.
هذا مؤثر جدا ولكن هذا الحديث في هذه الأماكن العامة هناك أدلة رئيسية ماجور كارتر هذا شيء خطر على الأمن العام

Çok dokunaklı. Gözyaşlarımı tutamıyorum.
مؤثر جدا,انا لا استطيع الرؤويه بسبب الدموع في عيني

Gerçekte, Iljimae kraldan bile etkili bir insan değil mi?
في الواقع، ايلجيمي مؤثر لدرجة أكبر مِنْ الملكِ نفسه ..

Ve bunu onaylayıp doğruladıklarında, Netflix çok basit ama çok etkili bir şey yapmaya karar verdi.
وعندما تأكدوا من ذلك قررت نتفليكس عمل شيء بسيط، ولكنه مؤثر.

Bu gerçekten etkileyiciydi. O kadar yer gezdim ama... - Tanrım!
أعني أنه كان مؤثر للغاية في كثير من الأمور

Orada söylediğin şey çok tatlıydı. Çok dokunaklıydı. Neredeyse söylediğine inandım.
كان كلاماً لطيفاً ما قلتيه هناك، مؤثر للغاية كدت أن أصدقه

Bak, çok duygulandım ama işe koyulmamız gerek.
إسمعوا، هذا مؤثر جداً لكن علينا أن نبدأ بهذا

Küçük bir olay fakat dramatik.İnsanlar not alır.
حدث صغير ولكنه مؤثر لاحظ الناس ما جرى

İşte bu da Solaris'i son derece hassas yapan bir şeydir Yani bizi kadının bu trajik duygusal konumuyla karşı karşıya bırakır.
ما يجعل فيلم سولارس مؤثر جداً هو ما يتضمنه، على الأقل نظريا من وضعنا في مواجهة مع الوضع المؤثر للمرأة زوجته الذي يعي

Eline geçen her fırsatta beni hiçe sayarak, etkin liderlik edemem.
لا يمكننى القيادة بشكل مؤثر وأنت تقوض من سُلطتى فى كل فرصة تتاح لك

Çok acıklı.Ama birbirinize sarılmadan önce.....
مؤثر جداً. لكن قبل ان تقعوا فى احضان بعضكم

-Şuraya bir bakalım. Şuna da bakın. -Çok etkilendim, Michael.
لنرى هنا انظر الى ذلك مؤثر جدا يا مايكل

Çok nüfuzlu bir adamdır. İslam üzerine kitaplar yazmıştır.
انه رجل مؤثر جدا لقد كتب كتبا عن الإسلام

bu güçlü -- ama insanlar hikayeyi tecrübe etmeli.
صحيح ان الامر مؤثر ولكن يتوجب على الاشخاص التعايش مع القصة