"أسلوب" - Translation from Arabic to Turkish

    • tarzı
        
    • tarzını
        
    • stili
        
    • tekniği
        
    • stil
        
    • yöntemi
        
    • yöntem
        
    • şekli
        
    • teknik
        
    • tarzın
        
    • stilini
        
    • tarzının
        
    • yolu
        
    • tarz
        
    • usulü
        
    Ancak sağlıklı bir yaşam tarzı obezlerde de olumlu sonuçlar getiriyor. TED ولكن أسلوب حياة صحي يساعد الناس الذي يعانون من السمنة ايضاً.
    Bu acelesiz hayat tarzı onların fazla kasa ihtiyacı olmadığı anlamına gelir. TED أسلوب الحياة الهادئ هذا يعني أن الكسلان لا يحتاج الكثير من العضلات.
    Tanışma partisinde başka teknecilerle tanışıp o hayat tarzını yaşamalıyız. Open Subtitles نحتاج أن نختلط مع أصحاب المراكب الأخرون ونعيش أسلوب حياتهم
    Serseri Ryukyu stili için dar bir alan, öyle değil mi? ! Open Subtitles هل أسلوب تدريب ريوكو في المبارزة لا فائدة منه في الأماكن الضيقة؟
    Burada da gördüğünüz üzere eski bir teknoloji olan boya fırçası tekniği uygulanıyor. TED ويمكنكم أيضاً الآن رؤية ، استخدام أسلوب قديم من التقنية وهي استخدام الفرشاة.
    Üçüncüsü ise Evsizliğin bir yaşam tarzı değil bir tutum olduğu. TED ثالثاً: فشلت في تصديق أن التشرد هو سلوك، وليس أسلوب حياة.
    Gazetecilerin yaptığı, sorgulayıcı olması beklenen bir röportaj tarzı var. TED نحن نعرفهم. هناك المقابلات الصحفية، و فيها أسلوب التحقيق المتوقع.
    Bu bir cilt rengi değil, bu bir yaşam tarzı, Brian. Open Subtitles إنه ليس فقط لون بشرة .. إنه أسلوب حياة .. براين
    İşte bu über süper kötü gay yaşam tarzı. TED ذلك هو أسلوب حياة مثليي الجنس الشيطاني الماكر.
    Ve tahmin edeceğiniz gibi, çalışma süresince kişilerin yaşam tarzı ne kadar sağlıklı ise ölüm riskleri o kadar düşük olmuştur. TED وكما تتوقعون، أصح أسلوب الحياة، يعني أقل عرضة الناس للوفاة خلال فترة الدراسة.
    Amerika'lılara, Tanrı korusun, hayat tarzını değiştirmeleri gerektiğini söylemek istemezsiniz. TED لا تريد أن تخبر الأميركيين، لا سمح الله، أن عليهم تغيير أسلوب حياتهم.
    Fakat bu yaşam tarzını kucaklarken aldığı riskler, bu özgürlükleri kanıksamış olan birçok erkek akranı tarafından fark edilmedi. TED لكنّها خاطرت بتبني أسلوب الحياة هذا فخسرت العديد من نظرائها الرجال، الذين لم يولوا هذه الحُريّات الاهتمام الكافي.
    Kitap, konu kadar yazı stili ile de deneyler yapmaktadır. TED يختبر الكتاب أسلوب الكتابة ويوليها نفس أهمية الموضوع.
    Saniyeler içinde içilebilir su üreten bir tuzdan arındırma tekniği. Open Subtitles أسلوب تحلية قادر على إنتاج مياه صالحة للشرب خلال ثوانٍ
    Ayrıca kağıt de stil editörü , az olması umulur. Open Subtitles ويصدف أيضاً أنه محرر أسلوب في جريدتكِ ، لا أكثر
    Yani, bu belli bir topluluktaki grip salgınını bir buçuk ay gibi bir zaman öncesinden belirlemenin bir yöntemi olabilir. TED لذلك هذا قد يكون أسلوب حيث يمكن أن نحصل على أكثر من شهر و نصف من التحذير حول وباء الإنفلونزا في سكان معينين
    Çoktan başladılar bile. Bu ise kendi kararlarını kendilerinin verebildiği, göreve dayalı bir yöntem. TED أنهم بدأوا ذلك فعلا، وهذا أسلوب معتمد على المهام، حيث أنها تتمتع بتحكم ذاتي لعمل جميع القرارات بأنفسهم.
    Daha kötüsünü yapacağını söylemen garip bir savunma şekli. Savunma mı? Open Subtitles إنه أسلوب دفاع مثير للإهتمام بقولك أنك كنت لتكون أعنف منه
    Ne saçma teknik.Onu bir kere gördükten sonra onla başa çıkmaya ne var. Open Subtitles ياله من أسلوب عديم الفائدة لقد رأيته من قبل لن ينطلي عليّ ثانيةً
    Uçarı yaşam tarzın hakkında birkaç iğneleyici söz söyleyecek. Dua et ki yaptıklarının sadece yarısını biliyor. Open Subtitles عن أسلوب حياتك الطائش، والذي لحسن الحظ لا تعلم نصفه
    Biliyorum ki, sağlığa katkıda bulunan biraz daha hızlı yürümekten fazlası var, fakat gözümüzü ödülden ayırmamak daha sağlıklı bir yaşam stilini teşvik edecek ek bir strateji olabilir. TED الآن، أعرفُ أن هناك المزيد لصحة جيدة، من السير أسرع بقليل، لكن إبقاء عينيك على الجائزة ربما يكون خطة إضافية يمكن أن تستخدمها لتساعد في تطوير أسلوب حياة صحي.
    Yani, kesin olarak başarımın getirdiği hayat tarzının avantajlarını kullanıyor. Open Subtitles حسنا، هي بالتأكيد استغلّت أسلوب الحياة ونجاحي تحمّل تكاليفها الباهظه.
    hiçbir şirket olmamıştır. Rekabet, birşeyi yapmanın eski yolu olsa bile. TED ليس لها منافسون. حتى إن كانت المنافسة أسلوب تقليدي للقيام بالأعمال
    Bu tarz. Open Subtitles يا له من أسلوب لقد كنت أفكر فيها منذ هذا الصباح
    Burada sadece bir tuvaletimiz var ve o da Hint usulü. Open Subtitles ونحن مرحاض واحد هنا وهذا هو أيضا أسلوب هندي..

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more