"أفضل من" - Translation from Arabic to Turkish

• daha iyidir
• daha iyi
• daha güzel
• Daha iyisini
• daha iyisi
• daha iyisin
• en iyi
• kadar iyi
• daha iyiydi
• dan daha
• en iyisi
• daha çok
• daha iyiyim
• dan iyi
• çok daha

ancak bu demek değildir ki daha fazla seçim bazı seçimlerden daha iyidir.
لكن لا يتبع ذلك أن وجود خيارات أكثر أفضل من وجود ختارات محدودة.

Ama ilkinden daha iyidir... Çünkü aynı hisleri hala duyuyorsundur...
و لكنها أفضل من الأولى لأنك مازلت تشعرين بنفس الإحساس

Ama Márquez'de ise öyle değildir. O, çevirmenlerin versiyonlarının kendi versiyonundan daha iyi olduğuyla övülmüştür. Ki bu, harika bir iltifattır.
ولكن الأمر لا يكون كذلك مع ماركيز والذي أشاد بترجمات أعماله على أنها أفضل من أعماله الأصلية، وهي مجاملة رائعة منه.

Çerokili kızıl derili bir hatundan daha güzel bir şey olmadığını sen söyledin.
لقت قلت بنفسك يا أبي أنه لا يوجد شئ أفضل من محاربة المرأة

Kendini 145 ile sınırlama. Daha iyisini yapabilirsin. Sen bir dahisin.
ولا تكتفي بالـ145، يمكنك أن تبلي أفضل من ذلك، أنت عبقرية

Hanımefendi, sizi emanet etmek için Kraliçe Catherine'den daha iyisi olacağını sanmıyorum.
سيدتي, أنا لا أعتقد أن ..بإمكاني تركك مع أفضل من الملكة كاثرين

Ama sen babandan daha iyisin. En azından, bana nasıl gülümseyeceğini biliyorsun.
, لكنك أفضل من والدك على الأقل , تعرف كيفية الإبتسام لي

İyi de, oraya ait olup olmadığına karar verebilecek en iyi yargıç benim.
حسناً , أنا أفضل من يقرر إن كنتِ تنتمين إلى هناك أم لا

- Kimse bu çocuk kadar iyi kek servis edemez.
لا أحد يقدّم كعك على صحن أفضل من هذا الشاب.

Bir ezik gibi restoranda yalnız yemek yemekten daha iyidir.
ذلك أفضل من أن آكله لوحدي في المطعم كشخص فاشل.

Kömür karası tüm diğer renklerden daha iyidir. Diğer renklere küçümsemeyen gözlerle bakar.
شديد السواد أفضل من أصهب آخر حيث تحتقر البطن أن تحمل بأصهب آخر

Umarım bunlar geçen sefer bana verdiğin pisliklerden daha iyidir.
أتمنى ان يكون هذا أفضل من آخر دمغة قد أعطيتهانى

Düşünün, Kenya'nın ortasında cep telefonlu bir Masai savaşçısının, 25 yıl önce Başkan Reagan'dan daha iyi mobil iletişimi var.
فكروا فيها، أن هاتف نقال محارب الماساي في وسط كينيا لديه ارسال جوال أفضل من الرئيس ريجان قبل 25 سنة.

Ya da balyozun sivri uçlu çekiçten daha iyi olduğunu nasıl söyleyebiliriz?
كيف يمكنك القول أن المطرقة الكبيرة أفضل من المطرقة ذات الكرة ؟

En iddialı hayallerimizden daha iyi şehirler yaratacaklarına eminim, bu konuda iyimserim.
أنا واثق، أنا متفائل، أنهم سيجعلون المدن أفضل من أكثر أحلامنا طموحاً.

DZV. Dostum, bu UFO'dan daha güzel. Fakat, o da uyuyor.
ان تى اى هذا أفضل من اليوفو و لكنها تصلح أيضا

Bundan Daha iyisini yapabilirsin. İnan bana onu 1 ayda unutursun.
يمكنك أن تفعلي أفضل من ذلك صدقيني ستنسين أمره خلال شهر

Gerçek bir optimist bugün sahip olduğumuz dünyadan çok daha iyisi olabileceğine inanır.
إن المتفائل الحقيقي هو من يؤمن بوجود عوالم أفضل من العالم الذي نعيش فيه اليوم.

Evet, Barry'nin herhangi bir günkü halinden daha iyisin, bu kesin.
حسنا ، لكنك تظلين أفضل من باري في كل الأحوال هذا شيء مؤكد

Bu arada Sue'nun hayatı hiç bu kadar iyi olmamıştı.
في الوقت نفسه حياة سو لم تكن أفضل من ذلك

İşçilerin tanıdığı herkes benzer durumda yaşıyordu fakat yine de bu koşullar Çin'in kırsal kesimlerindeki evlerden ve yurtlardan daha iyiydi.
جميع من يعرفون عاشوا في ظروف مماثلة، وكان لا يزال أفضل من المهاجع والمنازل الريفية من الصين.

Belki de bu dörtlünün içinde dağları bilen en iyisi.
ربما هو أفضل من يعرف تلك الجبال من بين أربعتهم

Hayır, bir tane. Ford profile Hitchens'dan daha çok uyuyor.
لا واحد فقط فورد يطابق الوصف بشكل أفضل من هيتشنز

Hatta iyiden daha iyiyim. En iyiyim. En mükemmel hizmetçi benim!
و أنا خادمة جيدة أنا أفضل من جيدة ، أنا الأفضل

Süreyya'dan iyi ne bir anne ne de bir eş vardır.
ليس هنالك زوجات ولا أمهات أفضل من ثريا إبنة اختي

Bu haliyle bile, tüm cinsel deneyimlerimden çok daha iyi.
هذا أفضل من أيّ جنس كنتُ قد مارسته. على الإطلاق.