"أوروبا" - Translation from Arabic to Turkish

    • Avrupa
        
    • Avrupalı
        
    • Avrupanın
        
    • Avrupaya
        
    • Europa
        
    • Avrupada
        
    • Avrupadaki
        
    • Aruba
        
    • Avrupalılar
        
    • Avrupayı
        
    Beyaz sarayda staj yaptım, İspanya'da okudum, koltuk değneği ve parantez bacağımla kendi başıma sırt çantamla Avrupa'yı gezdim. TED وفي الجامعة، تدربت في البيت الأبيض، ودرست بالخارج في إسبانيا وتجولت في أنحاء أوروبا وحدي تماماً بدعامة ساقيّ وعكازيّ.
    Yani Avrupa artık imrenilecek bir örnek değil, savaşılacak ve direnilecek bir düşmandır. TED لذا تحولت أوروبا من مثال يحتذى به الى عدو يجب محاربته و مقاومته
    Kişi başına düşen gayrisafi milli hasılada Avrupa'da son sıradayız. TED المركز الأخير في الناتج المحلي الاجمالي للفرد على مستوى أوروبا.
    İşimle Avrupa ve Amerika Birleşik Devleti'nde seyahat ettiğimde, her zaman aynı soru karşıma çıkıyor: Filistinli Gandi nerede? TED عندما أسافر لعملي في جميع أنحاء أوروبا والولايات المتحدة ، سؤال واحد يأتي دائما : أين هو غاندي الفلسطيني؟
    Annemin annesi Avrupa'yı kocası olmadan alelacele terk etti, ama yanına üç yaşındaki kızını ve eteğinin kenarlarına dikili elmasları aldı. TED غادرت جدتي لأمي أوروبا بسرعة بدون زوجها ، ولكن مع ابنتها ذات الأعوام الثلاثة و خيط من الألماسات في حاشية تنورتها.
    Bu Kuzey Avrupa'da gelecek zaman kipi olmayan dilleri konuşan bir küme. TED هذه مجموعة من شمال أوروبا من ناطقي اللّغات التي لا مستقبل بها.
    Bahsettiğim aile, bir aylık bir Avrupa seyahatinden yeni döndü. TED لقد رجعوا جميعًا للتو من رحلة إلى أوروبا استمرت شهرًا.
    Sadece 32 işaret, 30.000 yıl zaman boyunca ve tüm Avrupa kıtasında. TED 32 علامةً فقط طيلة فترة زمنية مدتها 30،000 سنة وقارة أوروبا بأكملها.
    Avrupa ve Afrika arasında Akdeniz üzerinden yüzlerce yıllık bir temas vardı. TED عمر الاتصال بين أوروبا وأفريقيا يمتد عبر قرون عبر البحر الأبيض المتوسط
    Bu Avrupa ve liberal demokrat dünyanın birçok yerinde görülen bir durum. TED هذا الأمر يتكرر في أنحاء أوروبا وجزء كبير من العالم الديمقراطي الليبرالي.
    Böylece, Avrupa'daki genç Müslümanlarla çalışan çeşitli örgütlerde gönüllü olarak çalışmaya başladım. TED بدأت العمل التطوعي لصالح منظمات مختلفة تعمل مع الشباب المسلمين داخل أوروبا.
    Çoğu insanın anlamadığı olay şu ki, Avrupa'da yetişen ve kendi olma özgürlüğüne sahip olmayan bizim gibi birçok insan var. TED الشيء الذي لا يفهمه معظم الأشخاص هو أنه يوجد الكثير منا ممن يترعرع في أوروبا لا يتمتع بالحرية ليكون على طبيعته.
    Ve kariyerimde, kendi hayatımda ben de onlardan biriyim: Çin'de, Afrika'da, Avrupa'da. TED وكنتُ واحدًا منهم في مهنتي وحياتي، في الصين، في أفريقيا، وفي أوروبا.
    Bütün Avrupa'yı gezdiler ve bunlardan yüzlerce veya binlercesini sattılar. TED التي أنتقلت كل أنحاء أوروبا وباعوا منها بالمئات أو بالآلاف.
    Prester John'un mektubu ortaya çıktığında, Avrupa, Haçlı Seferleri'yle kaynıyordu. TED عندما ظهرت رسالة برستر جون، كانت أوروبا متورطة بالحملات الصليبيّة.
    Bu hikâye, orta Avrupa'daki köylülerin ormanları ve otlakları nasıl yönettiğini anlatıyor. TED وهكذا استطاع القرويون في العصور الوسطى في أوروبا من إدارة المراعي والغابات.
    Avrupa'nın her yanından gelen kraliyet mensupları da eksik olmuyordu. Open Subtitles ولم يكن هناك أيّ في الملوك من جميع أنحاء أوروبا.
    Düşünsene, tüm bu zaman boyunca Avrupa'nın en sevilen prensesi oluyordun. Open Subtitles لأعتقد طوال الوقت أنك قد تغيرت إلى أجمل أميره فى أوروبا
    "...çünkü hayatta kalacak olan tek Avrupalı Yahudiler bunlar olacaktı." Open Subtitles هذا سيكون الجزء الوحيد من يهود أوروبا الذين سيبقوا أحياء
    Avrupanın üçte biri işgal altında, Amerika ise hala yan çizgide oturuyor. Open Subtitles ثلث أوروبا ترزح تحت السيطرة النازية الآن لا زالت أمريكا تأخذ جانبا
    Dürüst olalım, şuan bölünmüş Avrupadan çok birlik olan Avrupaya ihtiyacımız var. TED ولنكن صريحين، هذا هو الوقت الذي نحتاج فيه إلى أوروبا أكثر من ذي قبل.
    Europa'nın kalın buz tabakası altında, Enseladus'un üzerindeki buhar bacalarında ve Titan'ın metan göllerinde astrobiyologlar dünya dışı yaşamı avlıyorlar. TED تحت جليد أوروبا الثخين، وفي أعمدة البخار في إنسيلادوس، وفي بحيرات الميتان في تايتن، فإنّ علماء الأحياء الفلكيّ يبحثون عن حياةٍ خارج كوكب الأرض.
    Avrupada ya da Batida biz buna benzer birsey gormuyoruz. TED لا نرى أي مثيل لهذا في أوروبا أو في الغرب.
    Onlar yaklaşık üçte birini yiyor, ve geri kalanı ise Avrupadaki çeşitli ülkelere ve dünyanın geri kalanına ihraç ediliyor. TED فنحن نستهلك ثلث تلك الكمية فحسب .. ونصدر البقية الى كل الدول في أوروبا والعالم
    Sen, ben, Aruba, teknem, bu hafta sonu, ne dersin? Open Subtitles أنت, أنا, في أوروبا, على قاربي, هذه العطلة, ما رأيك؟
    Amerikalı meslektaşımızın aksine biz Avrupalılar savaş vahşetini biliyoruz. Open Subtitles و ليس مثل صديقنا الأمريكي نحن في أوروبا نعرف فظائع الحروب
    Bir fabrikada çalışmış olmasına rağmen parasını kuruş kuruş biriktirdi ve Avrupayı gezdi. TED وبالرغم من أنها كانت تعمل في مصنع، إلا انها ادخرت مالها القليل وسافرت إلى أوروبا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more