"إليه" - Translation from Arabic to Turkish

• onunla
• onu
• onun
• oraya
• bir
• Şuna
• de
• yanına
• için
• yer
• da
• buna
• nereye
• ondan
• - Ona

Ona bunu söyledim. onunla sen konuş. - Hiç kan istemiyor mu?
ـ يستحسن أن تتحدث إليه ـ ألا يريد أية دماء في المشهد؟

Eski bir tanıdık. Ben şimdi Cotton Club'deyim. onunla burada karşılaştım.
أحد المعارف القدامى ، إننى فى نادى القطن و ركضت إليه

Yan tarafta tüylerini düzelten erkek ondan iki kat daha büyük ve bu yaşlı erkek onu lider yaptı.
والذكر الذي يقوم بالتودد إليه على جانب الصورة أكبر منه بمرتين، وهذا الذكر المسن هو الذي جعل منه قائداً

bir şeyi başarmak çoğu zaman onu gerçekleştirmekten daha zordur.
النجاح في شيء ما هو غالباً أصعب من الوصول إليه.

Ailesinde üniversiteye giden ilk kişi o, kampüste yaşamış, onun sıradışı
وانتهى محققًا لمستوى لم يصل إليه أي فرد من أفراد عائلته.

nereye gitmek istediğimizi biliyorduk ama oraya nasıl ulaşağımızdan tam olarak emin değildik.
حسنًا، كنا نعرف هدفنا، لكننا لم نكن متأكدين تمامًا من كيفية الوصول إليه.

Çıkıp da demokrasi kültürünün siyasi yapılanmada bugüne kadarki geldiğimiz en iyi nokta olduğunu söylemek radikallikle bir tutuluyor.
للإلتفاف حول قول أنني أؤمن بأن ثقافة الديمقراطية هي أفضل ما وصلنا إليه كصورة للتنظيم السياسي فهذا مقترن بالتطرف.

Aslında bir kez Stephen King benzinliğimize uğramıştı ama insanlar onunla konuşmaya korktu.
لقد مر ستيفن كينج عندنا مرة ولكن الجميع كان خائفا من التحدث إليه

Tek bir kelime söylemezdi. Ama bir gün eve giderken onunla karşılaştım.
لم نتحـدث مطلقـاً ولكن في أحد الأيام كنتُ عائدة للمنزل، فذهبتُ إليه.

Belki önemli bir şey değildir, ama onunla konuşmak isteyebilirsiniz.
إنه لا شئ على الأرجح لكن ربما تود التحدث إليه

Herhalde önemli bir şey değildir, ama onunla konuşmak isteyebilirsiniz.
إنه لا شئ على الأرجح لكن ربما تود التحدث إليه

Bilsin ki, hepimizin kalbi onunla. onu seviyor ve özlüyoruz.
اجعله يعلم أنه داخل قلوبنا كلنا نحبه و نشتاق إليه

Benden istediğin gibi ağrı kesicilerle ilgili onunla konuşmaya çalışıyordum.
كنت أحاول التحدث إليه بشأن مسكنات الألم كما طلبتِ أنتِ

Muhafızlar emirlere uyacak ve adamınız kralı kurtarmadan önce onu öldüreceklerdir .
الحراس سيتبعون الأوامر و سيقتلون الملك قبل أن يصل إليه أى شخص

Sanırım kayıplara karışık başka bir kimlik almadan onu yakalasan iyi olacak.
أعتقد أنت يجب أن تصل إليه قبل ذلك يختفي ويصبح شخص آخر.

onu sıradan biri olarak görseydin her şey ortada olurdu.
سوف تقولين من مجرد النظر إليه أنه مجرد شخص عادي

Açıkçası uzay ve onun hakkındaki her şeyden etkilenirdim, fakat onun içine mühendislikle girdiğimde daha da fazla etkilendim.
من الواضح أنني كنت معجبا ومهتما بالفضاء وبكل ما يتعلق به، ولكنني كنت مهتما بالهندسة والمستوى الذي وصلت إليه.

O zaman onun yanına gidip geç vakitte bir kadeh içerim.
فى هذة الحالة , سأذهب إلى هناك وأنضم إليه فى السهرة

Yani gidecek hiçbir yeri olmadığı için oradan oraya dolanıyordu.
فظلت تمشى و تمشى لأن ليس لها مكان تذهب إليه

İşte bu bir doktora projesinin sonucu, en iyi robot enstitülerinden birinden alınma.
هذا ما انتهى إليه بحث دكتوراه من أحد أفضل المعاهد المختصّة في الروبوتات.

Şuna bak. Ne kadar aptal görünüyor baş aşağı, değil mi?
إنظر إليه يبدو أحمق و هو رأسا على عقب اليس كذلك؟

Belki de tüm gün boyunca yoldaydınız ve tek istediğiniz eve gitmekti.
ربّما كنت خارج المنزل طوال اليوم، و أردت فقط أن تعود إليه.

Fakat yeni bir bakış açısı edinmek için daha derine dalmalıydım.
ولكن ما أنا بحاجة إليه هوتعمق أكبر للحصول على منظور جديد.

Ablamın en son nereye gittiği öğrendim. Dae Gwang Kereste denilen bir yer.
لقد وجدت آخر مكان ذهبت إليه أختي إنه مكان يُدعى أخشاب داي غوانغ

Nadir görülür ama uyku bağlantılı düzinelerce şiddet vakası buna bağlanır.
بالرغم من أن نادر، العشرات الحالات عنف متعلّق بنوم نسب إليه.

Arkasında konuştun mu? - Evet, konuştum. - Ona bakma bile.
لا تنظري إليه حتى انظري الى هذه الجهة دعيه يضرب حسنا