O zamanlar sana hayrandım her şeyin değiştiği o güne kadar liderlik yapıyordun Erin Strauss'un bizi mahvettiği güne kadar. | Open Subtitles | تعرفين,كنت أقدرك حينها و أنت تقودين الهجوم في اليوم الذي غير كل شيء في اليوم الذي دمرتنا به إيرين ستراوس |
Ben Erin Brockovich. Masry Vititoe'dan. | Open Subtitles | أنا إيرين بروكوفيتش من شركة مازري وفيتيتو |
Sular idaresinde araştırma yapan Erin Pattee Brockovich misiniz? | Open Subtitles | أأنت إيرين باتي بروكوفيتش التي كانت تتطفل في مصلحة المياه؟ |
Irene, herkesin adını bir listeye yaz onlarla sırayla teker teker görüşürüm! | Open Subtitles | حسنا , إيرين ضعى أسماء الجميع فى قائمة بترتيب وصولهم أوه , هيا دكتور جونز |
Eren daha önce devin zayıf noktasından çıkmıştı. | Open Subtitles | . سوف يخرج إيرين من نقطة الضعف التي خرج منها سابقاً |
Sağol. Erin'le tanışamadığın için üzgünüm. | Open Subtitles | شكراً، يؤسفني فقط أنك لم تستطع مقابلة إيرين |
Dikkat et Erin, bu seni de kapsıyor. | Open Subtitles | انتبهى يا إيرين لأن ما سأقوله ينطبق عليك أيضاً |
Erin Toner rahat yaşıyor. Güzel ev. Şehir kulübü üyeliği. | Open Subtitles | إيرين تونر تعيش في بيت كبير وجميل وعضوية نادي |
İşte bu Erin'in önünde her tarafına kusan çocuk. | Open Subtitles | ذلك هو الشخص الذي أغرق نفسه بقيئه أمام إيرين |
Jürinin saygıdeğer üyeleri bildiğiniz üzere adım Erin Bruner. | Open Subtitles | سيادتي سادتي هيئة المحلفين كما تعلمون، اسمي إيرين برونر |
Erin o uçağa nasıl bindiği konusunda sana yalan söylemiş. | Open Subtitles | كذبت إيرين عليك بخصوص كيفية صعودها لتلك الطائرة |
Gördüğün gibi Erin, elimizde iki tane ölü asker var. | Open Subtitles | لأن يا إيرين كما ترين, لدينا جنديين ميتان |
Erin ve Sims onu helikoptere taşırlarken ölmüş. | Open Subtitles | مات بينما كانت إيرين وسيمز يحملانه للهليكوبتر |
Hey Erin, bunu benim için fakslar mısın? Tabii. | Open Subtitles | إيرين ، هل تمانعين بأن ترسلي هذه بالفاكس لي |
O an Erin eve geldiği için Charlotte minnettardı. | Open Subtitles | كانت شارلوت مسرورة بقدوم إيرين في تلك اللحظة |
Savaşta kullandığım kolumu kaybettiğimde, Irene beni kurtardı. | Open Subtitles | إيرين أنقذتني عندما فقدت ذراعي الرئيسية خلال معركة |
Irene, bunu kişisel koleksiyonum için çekiyorum. | Open Subtitles | إيرين ، لقد قمت بتصوير ذلك للإستخدام الشخصي |
Irene! Giysilerini giy, bir çocuk falan görebilir. | Open Subtitles | إيرين قومي بإرتداء ملابسك, هناك اطفال هنا |
Kelimelerin yankılanıp canların son bulduğu savaş alanında Eren, kapıya doğru ilerlerken insanlığa umut aşılıyor. | Open Subtitles | في ساحة المعركة ، حيث العدد الكبير من الموتى و القتلى . إيرين أعطى الأمل للبشرية في التوجه الى البوابة |
Hayatımıza mal olsa bile geçide varana kadar Eren'i korumak zorundayız! | Open Subtitles | احموا إيرين حتى يصل الى البوابة حتى اذا دفعتوا حياتكم ثمنا لهذا |
Babam bana vermişti. lrene'ye sor. Değil mi, lrene? | Open Subtitles | أبي أعطاه لي في يوم من الأيام اسألي "إيرين"، أليس كذلك ؟ |
Tamam, Eran'ı hastaneye götürmeliyiz. | Open Subtitles | ،حسناً، علينا ان نأخذ (إيرين) إلى المشفى حسناً؟ |
Pekâlâ Aaron, bugünlük vaktimiz doldu. | Open Subtitles | حسناً, إيرين, هذا كل مالدينا من وقتنا اليوم |