"الأردن" - Translation from Arabic to Turkish

    • Jordan
        
    • Ürdün
        
    Üst gruba geldiğimde aynı ayakkabılar, Jordan, ABD. TED أما بالنسبة إلى مجموعتنا هنا، نفس الأحذية، في الأردن وفي الولايات المتحدة
    İşime kızım Jordan'dan daha çok önem verdiğimi söylediler. Open Subtitles نهاية العالم. بأنّ عملي عنى أكثر لي من بنتي، الأردن.
    - Aynı Michael Jordan. Open Subtitles ـ حسناً ، موافق نحن الإثنان ، مايكل الأردن.
    Şirket operasyon müdürü, Jordan Pryce, şu yorumda bulundu: Open Subtitles مدير شركة الأردن برايس علق على هذا الموضوع:
    Wayne Girişimcilik'ten Jordan Pryce şunları söyledi: Open Subtitles وين الأردن برايس كَان لديه تعليق على ذلك
    Jordan seks istiyorsa Jordan seks yapar. Open Subtitles عندما تَحتاجُ الأردن جنساً، تَحْصلُ الأردن على جنسِ.
    Tıpkı Jordan'ın gençliğindeki gibi, savunmanın üstüne üstüne gideceğim. Open Subtitles مثل الأردن في بِدايتِه، دَفْع الخطّ الأمامي.
    O yüzden Jordan'mış, Drake'miş veya One Direction'ın herhangi bir üyesi imiş umurumda değil. Open Subtitles حتى لا يهمني إذا كان الأردن أو دريك أو جميع أعضاء من اتجاه واحد.
    Benim yada Dr. Jordan'ın bunu hayal ettiğini mi söylüyorsun? Open Subtitles كنت تقول تخيلت الورم الذي رأيته و أن الدكتور الأردن يتصور ذلك أيضا ؟
    İkiniz de oradaydınız, sen Ellie'den Zoe'ya dönüştün ve o da Jordan'dan Mal'e, hem de birebir aynı anda. Open Subtitles كنت هناك حق، وأنت تحولت من ايلي لزوي وقالت انها تحولت من الأردن ل المال في نفس الوقت سخيف!
    Lacey, Jordan bizim misafirimiz ve iyi bir noktaya parmak bastı. Open Subtitles اسي، الأردن ט مضيفنا، وعلى أي حال كان على حق.
    Bak, Susie'nin önünde bir şey söylemek istemedim, ama Jordan bugün bana senden ayrılacağını söyledi. Open Subtitles نظرة، لم أكن أريد أن أقول أي شيء أمام سوزي، كنه قال لي الأردن اليوم أنها سوف الغائها معك.
    Demek Jordan benden ayrılacak, ama bana mesaj atma zahmetine bile girmedi mi? Open Subtitles هكذا تسير في الأردن لالغائها معي، لكنها لم تكلف نفسها عناء الرسائل النصية لي؟
    Susie'yle çıkacağım, ve Jordan'ı unutacağım. Open Subtitles انا ذاهب الى الخروج مع سوزي، والى الجحيم مع الأردن.
    Ve ben de Dr. Jordan Denby, ve biz bu özel konferansta bazıları sorunsuz devam eden diğerleri kötü devam eden mesleki birliktelikler hakkında konuşacağız. Open Subtitles وأنا الدكتور الأردن دنبي، ونحن المتحدثين الرئيسيين الخاصة بك هنا في هذا المؤتمر خاص
    Jordan Kelly'den kızkardeş intikamı almak istiyor. Open Subtitles لكن الأردن يريد الانتقام من كيلي، لأحقاد قديمة.
    Hey, Dex, bu benim arkadaşım Jordan. Open Subtitles مهلا، التنفيذ المباشر، وهذا هو صديقي الأردن.
    Ve şunu dinle; yatırımcı ayrıca Jordan'ın eski eşi Open Subtitles يحدث المستثمر أيضا أن يكون زوجها السابق في الأردن.
    Hadi ama Jordan bunu es geçemeyiz Open Subtitles هيا، الأردن. ونحن لا يمكن تمرير هذا الأمر.
    Kendini zengin bir yatırımcı olduğunu Jordan'a inandıracak birini bulmam lazım ve.... bunu bu akşam halletmeliyim. Open Subtitles لا بد لي من العثور على شخص يؤمن الأردن هو مستثمر ثري وأنا قد حصلت على العثور عليه من قبل هذه الليلة.
    İlk evim Ürdün, tarımın tatlı suyunun büyük kısmını kullandığını fark etti. TED لاحظ بلدي الأول الأردن أن الزراعة تستهلك السواد الأعظم من مياهه العذبة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more