"الطواريء" - Translation from Arabic to Turkish

    • acil
        
    • yangın
        
    • acile
        
    • Acilde
        
    Nükleer Regülatör Komisyonu'nun acil Durum Yönetim Programı altında geliştirdiğimiz bir aygıt. Open Subtitles إنها أداة قمنا بتطويرها تحت إشراف لجنة النظم النووية ونظام إدارة الطواريء
    Tamam, ben acil durum pistinin kuzey tarafında... hangar 112'nin oradayım. Open Subtitles إلى المطار الان حسناً، أنا في الجانب الشمالي من مهبط الطواريء
    Benle vakit geçirmektense, acil'de kanlı yaraları dikmeyi tercih ediyor. Open Subtitles يفضل البقاء في الطواريء ليخيط جروح المصابين على التحدث معي
    acil durumlarda taraflar hoşgörülü olacak. Open Subtitles في حالات الطواريء سيحاول كل منا ان يكون متساهلاً
    Arka taraftaki yangın çıkışından çatıya çıkıp... dairenin penceresine kadar aşağı inip açarız. Open Subtitles ثم نعبر من مخرج الطواريء إلى السقف ثم نسقط نافذة الشقة, و نقطعها إربا
    acil durum olduğunu ve fazla konuşmamasını söyle. Open Subtitles أخبرهم بأنها حالة الطواريء القصوى وسنحاول أن ننزلهم
    Evet, bayan, burası acil durum merkezi, talebiniz nedir? Open Subtitles نعم يا سيدتي، هذا هو مركز إرسال الطواريء ما هي حالتك الطارئة؟
    Polisten acil durumla ilgili yeni bilgiler gelmediği için, bir önceki anonsumuzu aynen tekrarlıyoruz. Open Subtitles لم نستلم نشرة إضافية من شرطة الطواريء التي مازالت مستمرة نكتفي بتأكيد نشرتنا السابقة
    L.A. acil, 911. Ne bildiriyorsunuz? Open Subtitles طواريء مدينة , هنا الطواريء ما الذي تبلغ عنه ؟
    acil durumlar dışında telsiz sessizliğini koruyacağız. Open Subtitles سنُبقي الاسلكي صامتًا عدا حالات الطواريء.
    acil Durum Harekatı Ofisinden gelen bu bildiriyi tekrarlıyorum. Open Subtitles هذه الإرشادات والتعليمات تأتيكم من مكتب الطواريء
    acil dayanma bölümleri harekete geçti. Nerelerde? Open Subtitles مجالات قوى الطواريء في موضعها الصحيح وصامدة.
    Aya inmeyi acil bir durum iptal etti... ve astronotların hayatlarını tehlikeye sokabilir... Open Subtitles هذه الطواريء قضت على أي فرصة للهبوط على القمر و ربما تضع حياة رواد الفضاء في خطر
    Şu anda yedekler ve acil durum teçhizatları üzerinde çalışıyorlar. Open Subtitles إنهم الىن يستهلكون الأدوات الإحتياطية إعدادات الطواريء
    Billy'nin uyuşturucu komasında acil serviste birlikteydik. Open Subtitles لكني وقفت بجوارة في غرفة الطواريء عندما تناول بيلي جرعة زائدة
    Kendisi hemşiredir, hastanenin acil Servisinde. Open Subtitles هي في الحقيقة ممرضة في قسم الطواريء بمستشفى شاندلر
    Bunlar kurtarma paketleri... Yanlızca acil durumlarda kullanılmalı Open Subtitles أيها السادة ، لا تستعملوا البطاقات التي تُسلم إليكم في حالة الطواريء القصوى
    acil sağIık ekibi gelsin. Open Subtitles أرسلوا فريق الطواريء الطبية إلى هنا الآن
    Muhtemel acil durumlarda, başınızı, dizlerinizin arasına alın ve vasiyetinizi yazın. Open Subtitles حالَ وقوع حادث الطواريء المُحتمَل جداً.. ضعنَ رؤسَكنَ بين أرجلكنّ و.. وَ قُلنَ مع السّلامة
    Kimlik sormayan barmenler, yangın çıkışı sayısındaki eksiklik ve tuvaletlerden gelen korkunç koku. Open Subtitles ,طاقم الحانة الذين لا يطلبون الهوية النقص المريب لمخارج الطواريء و الرائحة الفظيعة من دورات المياه
    Kulak enfeksiyonu gibi sebeplerden ayda beş-altı kez acile gideriz. Open Subtitles التهاب الاذن، او اي شيء يرغمه للذهاب لغرفة الطواريء
    Acilde size sordukları ilk şeylerden biri de acınızı bir ile on arasında derecelendirmeniz olur. Open Subtitles أول شيء يطلبونه منك في غرفة الطواريء هو تقييم ألمك على مقياس من 1 إلى 10

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more