"بخير" - Translation from Arabic to Turkish

    • şey
        
    • Tamam
        
    • yoluna
        
    • iyiyiz
        
    • sorun
        
    • iyisin
        
    • misin
        
    • iyidir
        
    • güvende
        
    • İyi
        
    • İyiler
        
    • iyileşecek
        
    • fena
        
    • iyiyim
        
    • İyidir
        
    Tüm yapmam gereken çocukları yedirip içirmek bezlerini değiştirmekti ve her şey Tamam. TED ظننت أن كل ما علىَ فعله هو إطعامهم، تغيير الحفاض، وسيكونوا بخير هكذا.
    Seni odana göndereceğiz. Biraz süt ve kurabiye, her şey yoluna girecek. Open Subtitles سنعود بك الى غرفتك ، مع قليل من الحليب والحلوى ستكون بخير
    Evet, iyiyiz. Pedallarda hafif bir titreme var, ama iyiyiz. Open Subtitles لا، نحن بخير حصل إهتزاز طفيف في الدواسات، لكننا بخير
    Eğer Dedektif Curran'ın bir itirazı yoksa Dr. Garner'ın kalmasında sorun yok. Open Subtitles هو بخير إذا الدّكتور غارنر يجلس في إذا مخبر كيران لا يعترض
    - ...sallayıp yerine koymuş gibi hissediyorum. - Yani iyisin. Open Subtitles ثم تلاعب به قليلا و أعاده لى إذا أنت بخير
    İyi misin? İyiyim, iyi. Anne, beni soran birileri oldu mu? Open Subtitles أنا بخير، بخير يا أمي، هل كان أحداً يسأل عني ؟
    Umarım, her neredeyse iyidir ve yeni arkadaşları vardır. Geceleri uyumakta zorlanıyorum. Open Subtitles وأمل أينما يكون أن يكون بخير و أن يكون له أصدقاء جدد
    Eller havada dışarı çıkarsanız bir şey olmaz! Bu son şansınız! Open Subtitles إخرجوا و أيديكم لفوق و ستكونوا بخير , هذه فرصتكم الأخيرة
    Davranışlarına dikkat et. Yapman gereken tek şey bu. Böylece iyi geçiniriz. Open Subtitles فقط أحسن تصرفاتك , هذا كل ما عليك فعله , وستكون بخير
    Sana bir şey olmaz. Gizli bir yerde tatil yapacaksın. Open Subtitles ستكون بخير ستأخذ عطلة طويلة و لن يعلم أحد أين
    - Monk, seni taşımayacağım. - Tamam. Burada kalacağım, böyle iyiyim. Open Subtitles ـ مونك لن احملك ـ حسنا سابقى فوق انا بخير هنا
    Tamam artık, Clark. Bay White ile bundan sonra ben ilgileneceğim. Open Subtitles كل شئ سيكون بخير كلارك سوف أهتم بالسيد وايت من هنا
    - Çuf çuf tren geliyor. - Tamam bebecik, Tamam. Open Subtitles ها قد اتى قطار التشوتشو انت بخير عزيزي لا تخف
    Her şey yoluna girecek hayatım. Her ne görüyorsan, bil ki gerçek değil. Open Subtitles الأمور ستكون بخير يا حلوتي أيّا كان هذا فهو ليس حقيقياً أتتذكرين ؟
    -Küçük boksör biraz sarsılmış... ama her şey yoluna girecek. Open Subtitles شكراً يا صاح إنها مصدومة بعض الشيئ ولكنها ستكون بخير
    Hayır, efendim, biz iyiyiz. Goa'uld ve Simmons dışında, tabii. Open Subtitles لا يا سيدي، نحن جميعاً بخير ماعدا الجواؤلد وسيمونز بالطبع
    Biz iyiyiz,ama, lanet olsun, bizi parçalara ayırmadan çek herifi üzerimizden.! Open Subtitles نحن بخير لكن اللعنة اقضوا عليه قبل أن يُمزّقُنا إرباً إرباً
    Kafasında şişlik olması sorun değil. Çocukların kafasında hep şişlik vardır. Open Subtitles انه بخير انه اصيب فى راسه الاطفال يصابوا فى راسهم دائما
    "Kızınızla yatan adam benim" demediğin sürece herhangi bir sorun çıkmaz. Open Subtitles فقط ابقى بعيدا عن انك الرجل الذى تعاشر ابنته وستكون بخير
    - İyiyiz. - O iyi. Biz iyiyiz, sen iyisin. Open Subtitles ــ نحن بخير ــ هو بخير, نحن بخير, هو بخير
    Belki de geçen defa seni son kez gördüğümü düşünmüştüm. İyi misin? Open Subtitles إعتقدت أنك لن تأتي مجدداً منذ آخر مرة هل أنت بخير ؟
    Belki o iyidir, ahbap. Belki de 911'i aramalıyız ya da-- Open Subtitles ربما كانت بخير يا صديقي ..ربما علينا الاتصال بالرقم 911 أو
    Ben de senin yaşındaydım bir zamanlar. güvende olmana sevindim. Open Subtitles انا كنت مثلك يوما ما انا فقط سعيد لانكي بخير
    Alison çok iyi durumda, çocuklar iyiler. Open Subtitles أليسون في حالة ممتازة و الأطفال بخير أنا في مستوى الأمن الخامس
    Yerel bir hastaneye nakledildi ama neyse ki taburcu edildi ve durumu iyileşecek. Open Subtitles هي نقلت إلى مستشفى محلية لكن لحسن الحظ هي خرجت و ستكون بخير
    Anlayacağınız, fena değil demekle olan şu: aslında bu çok dâhice bir şey. TED ولكن، هذا هو الاتفاق الذي يخبر أنك بخير: يعتبر عبقريا في الحقيقة.
    Çok saçma davrandım, biliyorum, ama şimdi iyiyim, doğru söylüyorum. Open Subtitles ذلك كان خاطئ مني؛ أعرف؛ لكن أنا بخير الآن؛ بأمانة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more