"عليّ فعله" - Translation from Arabic to Turkish

• yapmam gereken
• yapmam gerektiğini
• yapacağımı
• yapmalıyım
• yapmam gerekiyor
• yapacağım
• yapmam gerekeni
• yapmak zorunda
• yapayım
• yapmam lazım
• yapmam gerek
• yapsaydım
• yapabilirim
• yapmam gerekiyorsa
• yapmamı

yapmam gereken tek şey ünlü olmak. İnsanlar beni izliyorlar.
كل ما عليّ فعله هو أن أصبح مشهورة يشاهدني الناس

Kağıtlar hallolunca tek yapmam gereken annemin Bayan Morello'yla görüşmesini önlemekti.
بما أنني حصلت على الكشوف المطلوبة كل ما تبقّى عليّ فعله

Hayır, bu adamın sürekli bağırıp bana ne yapmam gerektiğini söylemesinden bıktım artık.
لا, لقد سئمت من هذا الشخص دائماً يثرر و يخبرني ما عليّ فعله

O andan sonra güçlü olmak için ne yapmam gerektiğini anladım.
ومنذ ذلك الحين علمتُ ما يجب عليّ فعله لكي أكون قوية

Sana yalan söylediğim için üzgünüm. Başka ne yapacağımı bilemedim.
آسفة لأني كذبت عليك لم أكن أعرف ما عليّ فعله

Çocuğumu almak için ne yapmalıyım?
ستموت إبنتك. مالذي عليّ فعله لإستعادة طفلتي الصغيرة؟

Haydutlardan oluşan bu homoseksüel gruba katılmak için ne yapmam gerekiyor? - Birisi ağız dolusu sik ve taşak arıyor, he?
ماذا عليّ فعله لأنظم لعصابة اللصوص الشاذة هذه

Sonra seni o tahttan düşürmek için ne yapmam gerekiyorsa onu yapacağım.
وبعدها سأفعل ما يتحتم عليّ فعله لأحرص على إزاحتكَ من على عرشكَ

yapmam gereken tek şey, oltayı yemlemekti. Tamam, plan şu:
كل ما كان عليّ فعله هو وضع الطعم في الصنارة

yapmam gereken şey, ilk kaleye geçmek, ama o sarhoş moron benim önümde.
ما عليّ فعله هو الإنتقال إلى القاعدة الاولى لكنّ ذلك الغبي السكران قبلي

Pekala, artık düğünün başkanı sayıldığıma göre yapmam gereken ilk şey nedir?
حسنًا، ما أول ما ينبغي عليّ فعله بما أني أصبحت كرئيسة زفافكِ؟

Ve tüm yapmam gereken kulübeyle uğraşıp normal gözükmesini sağlamaktı.
وكل ما كان عليّ فعله هو الإعتناء به وأبدو طبيعية

Tüm yapmam gereken çekici indirmek sen de bombok hale geleceksin.
كل ما عليّ فعله هو إصدار الحكم وستبدو في حالة فظيعة

İlk cinayetten sonra, yaraların tarzını görünce, bir şeyler yapmam gerektiğini anladım.
بعد أول قتيل، وحينما عرفت تفاصيل الجروح أدركت ما يجب عليّ فعله.

Ne yapmam gerektiğini düşündüğünü söylemeni istiyorum.
.أريدمنكِأنتخبريني. بما تعتقدين أنه عليّ فعله

Ne yapmam ve nasıl yapmam gerektiğini bilirsin, anne.
أنتِ تعرفين ما عليّ فعله و كيف أفعله يا أمي

Ne yapacağımı bilmiyordum ama bana bir şeyler yapıyormuşum hissi verdi.
لم أعرف ما الذي عليّ فعله ولكن شعرتُ بأنني أفعل شيئًا

Her zaman yağar. Yağmurla ne yapmalıyım?
دائماً تُمطر، ما الذي عليّ فعله بهذا المطر؟

Anlaşılan geceleri seni görebilmek için böyle yapmam gerekiyor.
من الواضح أنّ ذلك ما عليّ فعله إن أردت أن أراكَ في الليل

Tek yapmam gerekenin inanmak olduğunu söylerdi ve ben de öyle yapacağım.
نصحني بأنّ كلّ ما يتعيّن عليّ فعله هو الإيمان، وهذا ما سأفعله.

yapmam gerekeni yaptım. Bizi bunun için işe almadın mı?
لقد فعلت ما عليّ فعله أليس هذا ما عيّنتنا لأجله؟

Bak Kaliforniya Eyaleti'nde yapmamın yasak olduğu birşey yapmak zorunda hissediyorum kendimi.
انظر, هنالك أمر عليّ فعله وغير مسموح لي بفعله في ولاية كاليفورنيا

Numune için ne yapayım?
ما الذي يتعيّن عليّ فعله بشأن عيّنة الماء؟

Ne yapmam lazım biliyor musun?
أتعلمين مالذي عليّ فعله ؟

Seni lokantada tutmak için ne yapmam gerek?
ما الذي عليّ فعله حتى أبقيك في هذا المطعم؟

Ne yapsaydım?
ماذا كان يجب عليّ فعله ؟

Belki onunla sakat insanların durumu hakkında röportaj yapabilirim.
ربما أستطيع مقابلتها لأجل التقرير الذي عليّ فعله للمعاقين

Seni bu işe dahil etmememi söyledin, ne yapmam gerekiyorsa yapmamı.
أخبرتيني بأن أبقيكِ خارج الأمر، وأن أفعل ما يتوجب عليّ فعله