"لكنى" - Translation from Arabic to Turkish

• Ama
• Fakat
• Ancak
• sadece

Başım belaya girsin istemiyorum Ama senin kaçıp kurtulduğunu görmek de hoşuma gider.
انا لا اريد ان اتورط فى مشكله و لكنى اود ان اراك تهرب

Evet. Ama şenliğinizin ortasına damlama fikri hiç hoşuma gitmedi.
حسنا و لكنى لا أحب فكرة النقاش فى مخيمك الخاص

Eğer bana kalsa sizi derhal işe alırdım. Ama patron ben değilim.
إذا كان الأمر يرجع لى لكنت أعطيتك الوظيفة و لكنى لست المدير

Bakın biraz endişelendim Ama,... ..ben yine de 200 dolar daha artırıyorum.
حسنا ، انك تجعلنى أتعصب و لكنى يجب ان أرفعك الى مائتان

Bunu anlayıp anlamayacağını bilmiyorum, Fakat kendime dürüst bir adam gözüyle bakıyorum.
لا اعلم ان كنت ستفهميننى, لكنى اخذت على نفسى عهدا كرجل صادق

Ama bu malzemeyi almak için kabineyi toplantıya çağırmam lazım.
لكنى مضطر لعقد إجتماع بالخيمة . للحصول على تلك الإمدادات

Ama hiç Japon görmedim ve bana doğru gelen gülle sesi hiç duymadım.
و لكنى لم أتعرض لأى طعنات , و لم أرى أى قذيفة تداهمنى

Ama şuna temin ederim ki bedeli her neyse kat be kat ödedi.
لكنى أؤكد لك مهما كان الثمن ، فقد سدد لى ذلك ألف مرة

Kulağa nasıl geldiğinin farkındayım. Ama haklı olduğuma sizi temin ederim.
أعرف كيف يبدو ما أقول لكنى أؤكد لك أن هذا حقيقى

Şehir dışında oturduğunu biliyordum Ama tam olarak nerede olduğunu bilmiyordum.
كنت أعرف أنها تعيش خارج المدينة و لكنى لم أعرف أين

Bana büyük ve zengin diyorsun, Ama hiç bir şeyim yok.
أنت تقولين أننى عظيم و ثرى و لكنى لا أملك شيئا

Pekalâ Ama bölgedeki televizyon satıcısıyla senin adına konuştum bile.
حسناً ، لكنى قد تحدثت مع بائع التليفزيون المحلى بشأنك

Sizi hayal kırıklığına uğratmak istemem, beyler Ama sanırım biter.
اكره ان اخيب املك , لكنى اراهن ان هذا سيكون

Tek gömleği olduğu konusunda doğruyu söylüyor Ama İncil'i görmedim.
إنه محق بشأن القميص الواحد و لكنى لم ارى الإنجيل

Onu bu kadar rahatsız edecek ne yapıyorum bilmiyorum Ama, ediyorum işte.
لا أعرف ما الذى أفعله ليدفعه إلى التوتر كثيراً ، لكنى أحبه

Ödünç paltomu vestiyerden almam lazım diye düşündüm. Ama yapmadım.
ظننت أننى قد رجعت لآخذ معطفى و لكنى لم أفعل

Ama sana şunu söylemem lazım ki... henüz kavrayamadığımız müthiş bir gerçek var.
و لكنى أقول لك شيئاً هناك حقيقة عظيمة أننا لم نتكهن حتى الآن

Harika, Ama canlı olarak ne oraya ne de mezarlığa ulaşabilirim.
عظيم , لكنى لا أستطيع حمايته هناك ولا أستطيع قتله هنا

Tekliflerin olması güzel Fakat onun bunun için hazır olduğunu sanmıyorum.
رائع أن يكون هناك عروضاً لكنى لا أعتقد إنه مستعد لذلك

Fakat sana çok basit bir soru soruyorum ve bana doğru cevabı veremiyorsun.
لكنى أسألك سؤال بسيط للغايه و أنت لا تستطيع أن تعطينى إجابة صحيحة

Seni kendim de uğurlardım, Ancak evimdeki şarap tadımına geç kaldım.
كنت أود أن أمشى معك للخارج لكنى متأخر على تذوق النبيذ

Benim için bir şey yapacağını biliyordum. sadece ne ve nasıl olacağını bilmiyordum.
كنت أعرف أنها ستفعل شيئا و لكنى لم أعرف ماذا و كيف ؟