"للحب" - Translation from Arabic to Turkish

• aşk
• aşka
• aşkın
• sevgi
• sevgiye
• Sevginin
• aşkı
• aşık
• Sevmenin
• aşkla
• sevgisi
• sevgiyi
• sevilmeye

beyinde dopamin seviyesini arttırabileceğini biliyordu. Bu da belki aşk sistematiğini tetikleyebilirdi.
فأنك تضخ الدوبامين في المخ. وربما يجر ذلك نظام المخ للحب الرومانسي.

Hayır, sanatkar duruşlu bir aşk değil, hayat veren aşk.
لا، ليس كالمواقف الطريفة للحب بل الحب الذي يغمر الحياة

Hatta, yatakta yatarken bir gece içinde bile bir kişi için yoğun bağlılık duygusundan başka biri için aşka kayabilirsiniz.
في الواقع، يمكنك الإستلقاء على الفراش في الليل وتتبادل مشاعر عميقة للتعلق مع شخص لمشاعر عميقة للحب الرومانسي لشخص آخر.

Diğer bir beyinsel sistem de aşk: aşkın başlangıcındaki sevinç, saplantı.
و ثاني هذة الأنظمة الثلاث هو الحب الرومانسي تلك النشوة و إحساس التملك للحب الأول

İlişkide aslında bir tür sevgi, bir sevgi unsuru var.
في الحقيقة هناك نوع من الحب، عنصر للحب في العلاقة.

Korkumu tanıdıkça, benim ve etrafımdaki herkesin, sevgiye karşı hudutsuz bir yere sahip olduğunu görüyorum.
و كما اكتشفت خوفي اكتشفت أيضاً أنني و كل الذين من حولي لانمتلك حدوداً للحب

Parti otobüsleri mağazasına gidip İçinde sağlam ses sistemi, striptiz direği, aşk mağarası ve meme şeklinde olan direksiyonlu bir otobüs kiralayalım.
لمَّ لا أذهب إلى متجر حفلات الحافلات حيث جميع الحفلات لديها، نظام صوتي عمود لراقصة التعري، كهفٌ للحب ومقود على شكل ثدي

Der zamanı. aşk için kestirme yol yoktur. Sadece söyledim.
ليـكن بعلمك , ليس هناك طرق مختصرة للحب فقط للذكر.

Sonuçlara bakılırsa, aşk için bir algoritma var.
حسنا، على ما يبدو فهناك نظام خوارزمي للحب.

aşk ve para için kıkırdak ...
تذكرون كيف لم نستطع تشكيل غضروف للحب أو المال؟

Johnson ve Lakoff aşk için yeni bir mecaz öneriyor: Ortak yapılan bir sanat eseri olarak aşk.
اقترح جونسون ولاكوف تعبيرًا مجازيًا جديدًا للحب: الحب كعمل فنّي مشترك.

Yani, bir sürü insan aşka ihtiyaç duyuyor, ama bir kararlılıkla yaklaşmıyorlar buna.
أعني، الكثيرُ من الناس بحاجة للحب لكنهم ليسوا بحاجة للأكل من أجل ذلك

#Turp gibi sağlıklı ve hazırım aşka bir sıçrasam sanki ulaşırım aya #
اعزف على الكمان وجاهز للحب. يمكنني القفز للقمر وللسقف.

Kabul et. Bir ilişkiye hazırdın ama aşka hazır değildin.
دعينا نواجه الأمر ، لقد كنت مستعدة لعلاقة حب و ليس للحب

Bu yüzden umarım aşkın matematiği hakkında biraz fikir edinmeniz en azından birkaçınızı matematiği sevmeniz konusunda ikna edebilir.
لذا آمل أنه بالنسبة للبعض منكم فقط، أن البعض من بصائر الرياضيات للحب يمكنها أن تقنعكم بإيلاء البعض من الحب للرياضيات.

Romantik aşkın bir sebebi varsa da, ne bilim ne de psikoloji henüz bunu keşfetmemiştir.
إذا كان للحب الرومانسي غاية، فلا العِلْمُ ولاعلم النفس قد اكتشفها بعد.

Sanırım yalnızsın ve sevgi istiyorsun. Kim istemez?
أعتقد بأنك وحيدة و في حاجة للحب ، مَن ليس كذلك؟

Daha da önemlisi böylece Kenyalılar başkaları için sakladıkları sevgiye kendilerini layık hissedebilirler.
لكن الأهم، أن يعتبر الكينيون أنفسهم مستحقين للحب الذي يخصّون به الآخرين.

Sevginin tekrar edinilmesi için, bu tür bir yapıya farklı bir açıdan bakılmalıdır.
ولكنّه هذا النوع من البناء الذي يجب أن تعاد صياغته كي نسمح للحب بالدخول.

Çağdaş aşkla ilgili bu gözlem ışığında gelecek yıllarda sevgiyi, aşkı nasıl düşünebiliriz?
وفي ضوء هذه الرؤية للحب المُعاصر كيف ستكون نظرتنا للحب في الأعوام القادمة؟

Jess, kime aşık olacağını planlayamazsın. Kendiliğinden olur.
اسمعي، جيس، لا يمكنك التخطيط للحب إنّه يأتي لوحده

Sevmenin ve çalışmanın ve yetişkinsel şeylerin yapmanın yolunu yaparız.
لكي نفسح طريقاً للحب والعمل وأشياء أخرى تتعلق بالبلوغ

Öksüzün ilk aşkı yoktur. Anne ve baba sevgisi eksiktir.
اليتيم فاقد للحب الأوّل، حب أمّه وأبيه

Ve bum, Daima sevilmeye ihtiyacı olan çocuklarına bakmak zorundasındır.
و بوووم يأتيك مجموعة من الأولاد المحتاجين دائما للحب