"للفوز" - Translation from Arabic to Turkish

    • kazanmak
        
    • kazanma
        
    • kazanmanın
        
    • kazanmaya
        
    • kazanmayı
        
    • kazanacak
        
    • zafere
        
    • kazanman
        
    • kazanması
        
    • kazanacağım
        
    • kazandı
        
    • kazanan
        
    • kazanılacak
        
    • kazanacağız
        
    • kazanmamızın
        
    Bugs Bunny'ye karşı... basketbol maçını kazanmak için... sizin yeteneğinize ihtiyaçları var. Open Subtitles إنهم يحتاجون موهبتكم للفوز فى مباراة كرة سلة ضد فريق باجز بانى
    Büyük oyunu kazanmak için son saniyede 60 metrelik bir pas. Open Subtitles تمريرة على مسافة 60 ياردة للفوز بالمباراة المهمة في الثانية الأخيرة
    Google'ın, Google olma nedeni bu ve beyzbol takımları bu nedenle maç kazanmak için kazanma sanatı kullanıyorlar. TED إنه السبب في أن جوجل هو جوجل، و إنه السبب في أن كل فرق كرة القاعدة هذه تستخدم التخطيط للفوز بالمباريات.
    Tek kazanma stratejiniz fikrin en iyi, en açık ve en az kişisel olan hâli ile bir bağlantı kurmak. TED الإستراتيجية الوحيدة للفوز بالمناظرة هي الإدلاء بأفكار أفضل وأنقى وأكثر بُعدًا عن شخصية المنافس.
    Amerikanlar, yine kazanmanın bir yolunu buldular. Sonunda Koç Bonderchuck'ın yüzü gülmüştür. Open Subtitles نتيجة اللعبة هى تسجيل هدف مرة أخرى , الأمريكانز وجدوا طريقة للفوز
    Gerçi kilon biraz fazla ama kazanmaya niyetim yok. Open Subtitles حتى إذا كان لديك زيادة الوزن. ليس لدي أي نوايا للفوز.
    Hızlı arabalar çok paralara mal oluyor ve ortada milyonlarca dolar varken kazanmak için her şeyi yapan insanlar olur. Open Subtitles السيارات السريعة لها أناس قد يقومون بأيّ شيء للفوز بل وإنفاق ملايين الدولارات وهناك من يفعل أيّ شيء ليفوز بالرهان
    Babanın hayranlık duyduğum bir yönü vardı, kazanmak imkansız senaryolarına inanmazdı. Open Subtitles ولذلك أنا معجب بأبيك لم يكن يؤمن بعدم وجود فرصة للفوز
    Güzel prensesi kazanmak için, önce oyunlarda silah konusunda becerikli olduklarını kanıtlamaları gerekmektedir. Open Subtitles للفوز بذلك، يجب ان يثبتوا جدارتهم في إنجازات القوه و الأسلحه في المنافسة
    Bak, Warblerların itibarı, kazanmak için hile yapmaya karar verdikleri an bitmişti. Open Subtitles أنظر، سمعة الواربلرز قد دمرت مند اللحظة التي قرروا فيها الغش للفوز.
    Pek öyle değilmiş ki, o hala kazanmak için favoriymiş. Open Subtitles لم يكفي على ما يبدو فهي لا زالت المفضلة للفوز
    Derinlerde bir yerde, her zaman bir tacı kazanma şansı olacağını, siz de ben de biliyoruz. TED أنت وأنا نعرف أعمق الأعماق، هناك دائماً فرصة للفوز بالكأس.
    Bu para veya zafer kazandırmayacak, kazanma şansı olmayan bir davaydı. Open Subtitles إنها من نوعية القضايا التي لا تجلب مالاً ولا مجداً، وليست هناك فرصة كبيرة للفوز.
    Bir subay ve centilmen olarak bana maksimum kazanma şansı tanımak zorundasın. Open Subtitles بصفتك ضابط و رجل مهذب انت ملزم باعطائى فرصة هامشية للفوز
    Tuzak kur. kazanmanın her zaman bir yolu vardır. Open Subtitles حاول بأي طريقة، غشّه هناك دائما طريقة للفوز
    kazanmanın yolu bazen ortağına güvenden geçer. Open Subtitles احياناً يكون الاعتماد على شخص آخر هو الطريقة الوحيدة للفوز
    Wendall Rohr ve Derwood Cable son şanslarını kullanıp Vicksburg Silah'a karşı davayı kazanmaya çalışacaklar. Open Subtitles اليوم.. المحاميان ويندل روهر ودور وود كيبل سيحظيان بفرصتهما الأخيرة للفوز من أجل موكليهما
    Bu Grolsch'un kontratı kazanmaya çalıştığına dair fikri destekliyor. Open Subtitles هذا يسقط فكرة أن جرولش كان يسعى للفوز بالعقد
    Matt Saracen, her nasılsa takımı toparlamayı ve maçı kazanmayı başarıyor. Open Subtitles ومات سارسين بطريقة ما يعيد هذا الفريق للفوز بمباراة كرة القدم
    Müzik bölümümüzü krutarmak için 25bin dolar kazanacak yarışmaya katılacaklar Open Subtitles يعطى المدرسة فرصة للفوز ب25000 دولار لإنقاذ قسم الموسيقى لدينا
    Sence okul kurulu kime inanacak kendini kurtarmaya çalışan kopyacı bir hergeleye mi yoksa bu okulu 25 yıldır zafere ulaştıran adama mı? Open Subtitles من تعتقد أن لجنة المدرسة ستصدقه ؟ شاب يغش يحاول تغطية مخالفاته الخاصة أم رجل يقود هذه المدرسة للفوز لمدة 25 سنة
    Müşterinin 8 milyonu ve senin davayı kazanman gerekiyor. Open Subtitles انها 8 ملايين إلى عميلك, وأنت بحاجه للفوز.
    kazanması için bir oyun daha gerek. Open Subtitles لا يحتاج لأكثر من لعبة واحدة للفوز بالمباراة
    Majesteleri, tek yapabileceğim, savaş meydanında kazanacağım onur ve şan için Tanrı'ya şükretmektir. Open Subtitles جلالتك, لا يسعني إلا شكر الرب على الفرصة للفوز بالكرامة والمجد في الميدان
    Savaş sona erdi ve gelecek kazandı. Geçmişin hiç şansı yoktu. Open Subtitles الحرب انتهت والمستقبل قد فاز لم يكن للماضي أي فرصة للفوز
    O zaman neden sürekli bir kazanan ya da kaybeden oluyor? Open Subtitles لماذا دائماً يجب أن يكون هناك شيء للفوز به أو خسارته؟
    Şu anda itibaren, yarı final maçları, üç puanla kazanılacak. Open Subtitles من الآن ، ومباريات الدور قبل النهائي، ثلاث نقاط للفوز
    2015 şampiyonasını kazandık ve bu yıl tekrar kazanacağız gibi. TED فُزنا ببطولة عام 2015، ونحن مرشحون للفوز هذه السنة أيضا.
    Temyizde bu davayı kazanmamızın tek yolu halk mahkemesinden geçer. Open Subtitles الطريقة الوحيدة للفوز بقضية الاستئناف هذه هي في محكمة الرأي العام

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more