"يعتقد" - Translation from Arabic to Turkish

    • sanıyor
        
    • düşünen
        
    • düşündüğü
        
    • düşünmüyor
        
    • düşündü
        
    • düşünmesini
        
    • göre
        
    • düşündüğünü
        
    • zannediyor
        
    • düşünürdü
        
    • düşünmüş
        
    • düşünüyorsa
        
    • sanıyordu
        
    • inanır
        
    • sandı
        
    Yarı ayağı var diye artık tam bir erkek olmadığını sanıyor. Open Subtitles إنه يعتقد لأن لديه نصف قدم ، فإنه ليس رجلا بالمطلق
    Fakülteyi yönettiğini sanıyor ama 1985'ten bu yana saygın bir eser bile yayınlamamış. Open Subtitles هو يعتقد أنه يدير المنشاة لكنه لم يقم بنشر شيئاً محترم منذ 1985
    Ne bu, saldırgan olmanın kendi içinde komik olduğunu düşünen ve kendini komedyen sanan bir adamın diyaloğu mu? Open Subtitles ما هو، مناجاة لبعض الكوميدي المزعوم الذي يعتقد أن يكون هجومي في نفسه بما فيه الكفاية أن يكون مضحك؟
    İnsanların dünyanın düz olduğunu düşündüğü zamanlardan beridir çok olmadı. Open Subtitles منذ زمن ليس ببعيد كان الأنسان يعتقد أن الأرض مسطحة
    Kimse onun çirkin olduğunu düşünmüyor; ama o bir süper model de değil. TED لا أحد يعتقد بأنها قبيحة، ولكنها كذلك ليست فائقة الجمال.
    Bazı filozoflar bizim ıslah olmayacak derecede bencil olduğumuzu düşündü. TED يعتقد بعض الفلاسفة أننا كنا أنانيين بشكل لا يمكن إصلاحه.
    İnsanların seninle çıkmamın onu alt etmek içinmiş gibi düşünmesini istemiyorum. Open Subtitles أنا فقط لا أُريد بأن يعتقد الناسَ بأنني أُواعدُك للوُصُول إليها.
    Öğrecilerime göre havalı değildim. Bir çeşit aptal olduğumu düşünüyorlardı. TED لم يعتقد طلابي أني رهيب. اعتقدوا بأني نوعًا ما أحمق.
    Birinin Schiller'i kandırdığını düşünüyor. Hatta onun, sahte olduğunu sanıyor. Open Subtitles يعتقد ان احدا ما حصل على شيلر, .وانه يوجد مصنع
    Biliyor musun, o şeyle gerçekten ne yaptığını bildiğini sanıyor. Open Subtitles هو في الواقع يعتقد انه يعلم مالذي يفعله بهذا الشيء
    Dünya beni aptal bir amatör sanıyor. Hatalarınız beni çok ama çok kızdırıyor. Open Subtitles قد يعتقد العالم بأنّني مجرّد هاوٍ وأنا غاضب جدّاً جدّاً لأردّ على أخطائكم
    Herkes benim iki ayağımın çukurda olduğunu sanıyor, bir ayağımın değil. Open Subtitles الجميع يعتقد أن قدمي أصبحتا في القبر لكن هناك واحدة فقط
    Sanırım Bay Harker bir takım sakil hareketler olacağını sanıyor. Open Subtitles يعتقد بأنني سألوّح لها بيديّ أو شيء من هذا القبيل
    Burada bu insanlardan faydalandığını düşünen tek insan ben miyim? Open Subtitles هل أنا الشخص الوحيد الذي يعتقد بأنه يستغل أولئك الناس؟
    Bakın, başarısız olacağımızı düşünen varsa hemen şimdi ayrılsa çok iyi olur aksi takdirde bu olumsuz hava herkesi etkileyecek. Open Subtitles انظروا، إذا كان هناك أي شخص هنا يعتقد أننا سنفشل فمن الأفضل أن يغادر الآن أو أنه سوف يصيب الجميع
    Assad'la işim bitti. İşimize yarayacağını düşündüğü birkaç isim daha verdi. Open Subtitles لقد اعطانى بضعة أسماء أخرى لكن لم يعتقد أن هذا سيساعدنا
    Fakat bu çok büyük ve hantal, bu güvenlik kısmı ve hiç kimse onun sahip olduğumuz reaktörlerden daha ucuz olacağını düşünmüyor. TED ولكنه كبير وضخم حقًا، هذا هو جزء من السلامة، ولا يعتقد أحد بأنه سيكون أرخص من أي وقتٍ مضى من سعر المفاعلات التي لدينا.
    Baba kızın eteğindeki kanı görünce ona tecavüz edildiğini düşündü. Open Subtitles يرى الأب الدم على تنورتها و يعتقد أنها تعرضت للاغتصاب.
    Bizim, Meksika ordusu olduğumuzu düşünmesini sağlamalıyız. Open Subtitles علينا أن نجعله يعتقد أننا من الجيش الميكسيكى.
    Çinliler bazı hayvanların diğerlerine göre daha iyi olduğunu düşünür. TED يعتقد الصينيون ان بعض الحيوانات تحقق نجاحا افضل من الاخريات.
    Başkalarının düşündüğünü bilemem ama ben "Bol şans, Tanrı seni kutsasın." diyorum. Open Subtitles لا اعرف ماذا يعتقد الاخرين لكن اقول حظ سعيد وبارك الله بول
    İnsanlar her şeyi bildiklerini zannediyor. Ama hiç bir şey bilmiyorlar. Open Subtitles يعتقد الناس أنهم يعرفون كل شيء لكنهم لا يعرفون شيئاً
    Belly dinozor kurabiyelerin daha iyi bir fikir olduğunu düşünürdü. Open Subtitles شكرا لك. البطن يعتقد دائما أن ملفات تعريف الارتباط ديناصور
    Bir sabah Vidor'daki bir kadından kafasına oklavayla vurulduğuna dair bir şikâyet telefonu aldım ve saldırgan darbeyi indirdikten sonra kadının bayıldığını düşünmüş ama kadın bayılmamış. Open Subtitles تلقيت إتصال في الصباح من سيدة من فيدر و كان قد تعرضت لضربة على رأسها و الذي هجم عليها كان يعتقد بأنها فقدت الوعي
    O bebeğin nefes kesici olduğunu düşünüyorsa kim nefes kesici değildir ki? Open Subtitles إن كان يعتقد بأن ذلك الطفل آثر للقلوب، فمن ليس آثراً للقلوب؟
    Seksi asistanı ve tüm o parayla Brezilya'ya uçacağını sanıyordu. Brezilya, sevdim. Open Subtitles كان يعتقد أنّه في طريقه إلى البرازيل مع مساعده ، وجميع الأموال
    Von Mises ise, ekonominin psikolojinin bir altkümesi olduğuna inanır. TED فون ميسيس يعتقد باهتمام ان الاقتصاديات هي فرع من السيكولوجية
    Solomon Grundy beni beni yakaladı sandı ama yakalayamadı, neden biliyor musunuz? Open Subtitles سليمان جراندي يعتقد لديه قطرة لي، لكنه لم يفعل، وأنت تعرف لماذا؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more