"anlar" - Translation from Turkish to Arabic

    • لحظات
        
    • يفهم
        
    • سيعلم
        
    • أوقات
        
    • سيعرف
        
    • ستعرف
        
    • سيفهم
        
    • تتفهم
        
    • ستفهم
        
    • ستعلم
        
    • سيتفهم
        
    • يدرك
        
    • يفهمون
        
    • يكتشف
        
    • ستتفهم
        
    Onun için en kötüsünü dilediğim anlar olduğunu inkar etmeyeceğim. Open Subtitles انا لا اُنكر, انه كانت هناك لحظات, تمنيت الأسوأ لها,
    Bu ağaç evi yapma süreleri boyunca oldukça korkutucu anlar yaşandı. Open Subtitles طِوال الوقت يبنون بيت الشجرة هذا لقد كانت هناك لحظات مُخيفة
    Tabii ki. Şanslıysam tek seferde anlar. Anlamazsa tekrar anlatmak zorundayım. Open Subtitles سيسعدني التوضيح، ولو كنت محظوظًا لن يفهم وسأوضح له من جديد
    Bir şey yokmuş gibi davranmalıyız. Orayla ilgilenirsek, goriller barakanın bizim için önemli olduğunu anlar. Open Subtitles يجب أن نتجاهل الأمر , لو أظهرنا إهتمامنا سيعلم الألمان أن هذا الكوخ ذات أهمية
    O seneler boyunca, hatırlamak istemediğim anlar oldu. Open Subtitles كانت هناك أوقات أثناء هذه السنوات ، لا أحب أن أتذكرها
    Eğer hep etrafımda beni korumaya başlarsan, kesinlikle bir şeylerin olduğunu anlar. Open Subtitles لو بدأت بحراستي طيلة الوقت هو سيعرف بالتأكيد أن هناك شيئا ما
    Masada kimin oturduğunu unutma, tamam mı? Yalan söylediğimi anlar. Open Subtitles لا تنسى انها قبلي في هذا العمل ستعرف انني أكذب
    Hayatta bazı anlar vardır, Lucas geçmişi temizleyip yoluna devam etmek zorundasındır. Open Subtitles هناك لحظات في الحياة، لوكاس حيث عليك التخلص من الماضي والمضي قدماً
    İki kişiliğin de aynı anda var olduğu anlar oluyor mu? Open Subtitles وهل هناك لحظات حيت هويتين يمكنهما أن يتعايشا في نفس الوقت؟
    Ve henüz burada ve orada, Umut anlar. Insanlığın parıltıları. Open Subtitles ورغم ذلك فبين حين وآخر تحلّ لحظات أمل وومضات إنسانيّة.
    Yine de, bazı anlar vardı, hiç şüphesiz, gerçek, içten müzikal etkileşimin gerçekleştiği bazı anlar vardı. TED ولكن مجدداً كان هناك لحظات حتماً لحظات كانت واقعية جداً .. صدقاً .. اثناء العزف كنت مستمتعا و مأخوذاً بها موسيقياً
    Bu bağı oluşturan böyle kilit anlar vardır. TED هناك لحظات تقوي الروابط بيننا، وتلك اللحظة من أهمها.
    Bütün hayatını karanlıkta yaşamış bir adam, ışığın kötülüğünü anlar, çünkü gözleri acıtır. Open Subtitles اٍن الرجل قد عاش فى الظلام طوال حياته لا يفهم أن الضوء ليس شرا لأنه يؤلم عينيه
    Ona çiçek verirsek çiçeğe çok iyi bakar ve sonra onun güzel olduğunu anlar. Open Subtitles اذا أعطيتيه زهرة فإنه يفحصها أولاً، ثم يضحك لأنه يفهم أنها جميلة.
    Merhaba demezsek, kötü olduğunu düşündüğümüzü anlar. Open Subtitles سيعلم أننا فكرنا بشكل سيئ إن لم نسلم عليه
    -Evet. Gitmeliyim, gitmezsem yalan söylediğimi anlar. Open Subtitles وعليّ أن أذهب، إن لم أذهب، سيعلم أني أكذب
    - Geçirdiğimiz anlar için sağol. - Özellikle duştakiler için. Open Subtitles ـ أمضيت وقتا ممتعا معك ـ أجل , لن أنسى أوقات الاستحمام
    Ciddiyim, başka türlü herkes fotokopi makinesini tamir edemeyen eziğin sen olduğunu anlar. Open Subtitles أنا جاد و إلا سيعرف الجميع أنك الفاشلة التي لا تعرف كيف تنسخ
    Hayır, iletemem çünkü o zaman burada olduğunu söylediğimi anlar. Open Subtitles كلا، لا أستطيع، لأنها ستعرف وقتها أنني أخبرتك بأنها هنا.
    Ama sanırım, federal bir savcının oğlu aklı selimliğin önemini anlar. Open Subtitles ولاكني لا أعتقد أن ابن قاضي فيدرالي سيفهم التصرف بحرية الرأي
    Anneanne donlu kız anlar. Öyle değil mi anneanne donlu kız? Open Subtitles صـاحبة اللبـاس الداخلي للعجـائز تتفهم ذلك أليس كذلك صـاحبة اللبـاس الداخلي للعجـائز ؟
    Karımı tanıdıysa anlar. Open Subtitles ستفهم الأمر لو عرفت زوجتي فحسب
    - Cevapla. Yoksa bir sorun olduğunu hemen anlar. Open Subtitles أجب على المكالمة وإلاّ ستعلم أنّ هناك خطب ما
    İstemene gerek yok ki,poponu çıkar. Kelimelere gerek yok. İşareti anlar. Open Subtitles فقط ميلي إليها، دون أي كلمات سيتفهم الإشارة
    Kendisiyle karşılaştığı zaman, zaten orada olduğunu anlar ve ona göre geriye gelerek farklı yönlere doğru büyümeye devam eder. TED و عندما يلآمس نفسه، فإنه يدرك أنه هناك في الأصل، و يتعرف على نفسه، ثم يبدأ بالتراجع .. و يسلك طُرُقَاً أخرى.
    çok az kişi otoban polisinin psikolojinden anlar. Open Subtitles البعض يفهمون طبيعة التعامل مع شرطي المرور على الطريق السريع
    Her casusun kariyerinde, bir zaman gelir... birileri,bir şekilde sizin kim olduğunuzu anlar. Open Subtitles هناك وقت في مهنة اي عميل شخص ما بطريقة ما يكتشف من انت
    Ve belki anlar ki harika lezbiyen seksi dışında, biz de diğer herkes gibiyiz. Open Subtitles وبعدَ ذلك ربما ستتفهم أن ،بجانبِ جزءُ مُضاجتعنا المثليّة الرائعة .بأننا مثل الجميع

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more