"bir tek" - Translation from Turkish to Arabic

    • الوحيد الذي
        
    • الوحيدة التي
        
    • الوحيد الذى
        
    • فقط من
        
    • واحدة
        
    • الوحيد في
        
    • الشخص الوحيد
        
    • الوحيد من
        
    • الوحيدة في
        
    • الوحيده التي
        
    • الوحيد القادر
        
    • الوحيدة التى
        
    • الوحيدون الذين
        
    • الوحيدين الذين
        
    • واحد في
        
    Bu hiç iyi değil. Senin görüştüğün bir tek ben değilim. Open Subtitles هذا ليس له علاقة بي وأنا لست الرجل الوحيد الذي تقابلينه
    Anahtar bir tek kocamda bulunur ve, korkarım ki şu an öğle yemeğinde. Open Subtitles زوجي هو الوحيد الذي معة المفتاح و اخشي انة بالخارج الان لتناول الغداء
    Gördüğüm kadarıyla, her fırlatmayı izleyen bir tek ben değilmişim. Open Subtitles أرى بأني لستُ الوحيد الذي ينظر للسماء عندما يحدث إطلاق
    Bunu bir tek şekilde dizayn edebilirdik, ya da muhtemelen inşa edebilirdik, bu da formun kalkülüs temelli tanımlamasını kullanarak. TED والآن ، فإن الطريقة الوحيدة التي يمكن أن نصمم ذلك، أو ربما بناءه، هي باستخدام حساب التفاضل والتكامل لتعريف الشكل.
    Görünen o ki makâlenizden hoşlanan bir tek ben değilmişim Haşmetmahap. Open Subtitles إذن يبدو أنني لست الوحيدة التي تمتعت بمقالتك يا صاحبة السمو
    Büyük iş, sanki burada yumurtalarını çırpan bir tek o. Open Subtitles الشئ المهم انه الوحيد الذى يضرب بيضه فى هذا المكان
    Soyunmanı bir tek Jadakiss ister, o da havaya girdiğinde. Open Subtitles الوحيد الذي سيأخذ أيّ شئ من جاداكيس إذا تحرك كثيراً
    Çenesini kapalı tutmayı bilen bir tek o var tanıdığım bazı insanların aksine. Open Subtitles هو الوحيد الذي يعرف كيف يبقي فمه مغلقاً على خلاف بعض من أعرف.
    Niye bu ailenin tüm sorunlarıyla bir tek ben ilgileniyorsam? Open Subtitles يالهي, لماذا أنا الوحيد الذي يقوم بالعناية بهذه العائلة ؟
    Ananasın nereden geldiğini merak eden bir tek ben miyim? Open Subtitles هل انا الوحيد الذي يريد معرفة ما سر الاناناس ؟
    Bu ilaçları alabileceği bir tek yer var, o da hastane. Open Subtitles المكان الوحيد الذي منه يمكن الحصول على تلك الأدوية هو المستشفى
    Elimde kalan bir tek Rose var. Onunla da aramız çok kötü. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي إحتفظت به هو روز أنا أعاني في التعامل معها
    Bunun tuhaf olduğunu düşünen bir tek ben miyim? Hayır. Open Subtitles هل انا الوحيدة التي تعتقد ان شيء غريب يحدث هنا؟
    Nasıl oldu da ofisteki onca kişiden bir tek ben seninle geldim? Open Subtitles كيف من بين كل الذين في المكتب أنا الوحيدة التي ذهبت معك؟
    Sözünüze güveniyorum, çünkü bu adami bir tek siz kontrol edebiliyorsunuz. Open Subtitles أنا أثق بكلامكِ، لأنكِ الوحيدة التي يمكنها التعامل مع هذا الرجل
    bir tek o bana bu sandalyeye düştüğümden beri farklı şekilde bakmadı. Open Subtitles عندما أصبحت مقعدا كان هو الوحيد الذى لم ينظر الى بشكل مختلف
    Aslında neler olduğunu bir tek sen biliyorsun. Başka kimse bilmiyor. Open Subtitles في واقع الأمر أنت فقط من يعرف ، ولا أحد سواك
    Kalkülüs ile tüm bu parselasyon fikri daha da karmaşıklaşıyor, çünkü bütün ve parçalar bir tek süreğen dizidir. TED مع حساب التفاضل والتكامل ، الفكرة الكلية للتقسيم هي أكثر تعقيدا ، لأن الكل والأجزاء هم سلسلة واحدة متواصلة.
    Buy More'da mesleki şekilde giyinen bir tek sen mi varsın sanıyordun? Open Subtitles هل تعتقد بأنك الوحيد في المتجر الذي يبحث عن الإحتراف .. ؟
    Tanrı'ya yemin ederim ki bir tek sensin. Başkasıyla asla yatmadım. Open Subtitles أقسم بالله أنك الشخص الوحيد أنا لم أنم مع أي شخص
    O kadar güvenilirmişsin ki kasa dairesinin anahtarı bir tek sende varmış. Open Subtitles قالت لي أيضاً بأنك الوحيد من بين المديرين الذي يمتلك مفتاح للقبو
    Dünyada bir tek benim yapabileceğim bir şey demek istemiyorum ama yapabileceğim özel bir şey. Open Subtitles لا أعني شيء أنا الوحيدة في العالم التي تستطيع فعله ولكن. شيء مختلف..
    Bu tımarhanede duguları olan bir tek o çünkü. Open Subtitles هي الوحيده التي تملك احساس حول ذلك في مستشفي الامراض العقليه
    En önemli şey Emily'nin hikayesi. Bunu bir tek ben anlatabilirim. Open Subtitles الشيء الأهم هو قصة إيميلي التي أنا الوحيد القادر على سردها
    Bütün yurdu davet ettim ama bir tek o geldi. Open Subtitles لقد دعوت السكن بالكامل و لكن هى الوحيدة التى أتت
    Ama sadece şu an güvenebileceğim bir tek siz olduğunuz için. Open Subtitles لكن ذلك فقط لأنه أنتم الأشخاص الوحيدون الذين أثق بهم الآن
    Bu oyunları oynamaktan bir tek kutunun üzerindeki insanlar hoşlanıyor. Open Subtitles الوحيدين الذين يحبون اللعب بهذه الألعاب هم الذين على العلبه
    Bu evde saçma bir tek şeyim bile olamaz mı? Open Subtitles لا يمكنني أن أحظى بشيء غبي واحد في هذا المنزل؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more