Cafe Oriental'de oturan babamın gözlerini kaldırıp, pencerenin diğer yanında beni gördüğü an yüzünün aldığı şekli hiç unutmayacağım. | Open Subtitles | لن أنسى قط التعبير الذي ارتسم على وجه أبي بينما هو جالس داخل مقهى الشرق عندما رفع عينيه عن الورقة |
Cafe Napoleon'da onu büyük yuvarlak bir masanın üzerine koydular. | Open Subtitles | وضعوه على طاولة مستديرة كبيرة " في مقهى " نابليون |
Saat 10'da, Palm Cafe'de. Senin gorilinin beni bulduğu yerin yanında. | Open Subtitles | الساعة العاشرة صباحا بالقرب من مقهى بالم حيث وجدتني هذه الغوريلا التي تمتلكينها |
Flostre Cafe'lerde oturmaz, özel durumlar hariç. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تجد فلوستر في المقهى ، إلّا في المناسبات الخاصّة |
Cafe'de konuşma yapacakmış ve geç kalmışlar. | Open Subtitles | أنّه يُتحدّث في المقهى و أنّهم متأخّرين. |
Cafe de Flore'de bir kadın tarafından kalp sökücüyle. | Open Subtitles | بداخل كافيه دو فلور. اغتالته امرأة بسلاح نازع للقلب. |
Şu Nevski Cafe'deki ünlü kadın. | Open Subtitles | اين تلك الامرأه المشهور جدا بمقهى نيفيسكي؟ |
Piazza di Spagna'daki Cafe Dinelli'yi biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف مقهى دينيللي القريب من مطعم بيتزا دي سبانقا ؟ |
Piazza di Spagna'daki Cafe Dinelli'yi biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف مقهى دينيللي القريب من مطعم بيتزا دي سبانقا ؟ |
- Ne oldu? Onu bir sarışınla beraber Cafe'de gördüm. | Open Subtitles | رَأيتُ بأنّ يَجْلسُ في a مقهى بذراعيهِ حول بَعْض الأشقرِ. |
Vapurla avrupaya gidip orada Cafe açıp hayallerini süsleyen 900 yaşında bir kadınla mı tanışacak? | Open Subtitles | هل سيأخذ باخرة إلى أوروبا لافتتاح مقهى ليقابل أخيراً فتاة أحلامه ذات 900 عاماً؟ |
Maalesef Moskova Cafe'ye gidip sağlığına içemiyoruz, ama hepimiz birlikteyiz. | Open Subtitles | لسوء الحظ، لا يمكننا الذهاب إلى مقهى موسكو لنشرب نخب صحتك لكننا معاً وهذا هو الأهم |
Maalesef Moskova Cafe'ye gidip sağlığına içemiyoruz, ama hepimiz birlikteyiz. | Open Subtitles | لسوء الحظ، لا يمكننا الذهاب إلى مقهى موسكو لنشرب نخب صحتك لكننا معاً وهذا هو الأهم |
Kanal Sokağı, Palace Cafe. | Open Subtitles | المكان هو مقهى على شارع كانال اسمه دونستير |
Toplayabilecekleri bütün Hard Rock Cafe tişörtlerini düşün. | Open Subtitles | فكري بعدد قمصان مقهى هارد روك التي سيجمعونها |
...yol kenarında, Red Dog Cafe'de ya da silah dükkanında... | Open Subtitles | عليهم أخذ أماكنهم على شرفات المقهى ومحل الأسلحة ما الذي يحدث هنا؟ |
Cafe bir garsona ihtiyaç duyuyordu, böylece Biraz daha kalabileceğimi düşündüm. | Open Subtitles | المقهى يحتاج إلى ناذل لذلك أعتقد أنّي سأؤجّل الرّحلة |
Biliyor musun, gerçekten ironik, çünkü "Şapşal Cafe" adamları 5 kişilik listemde var. | Open Subtitles | أتعرف هذا مضحك جدا لانني ايضا لدي قائمة لاغبى خمس اشخاص قابلتهم في المقهى |
Suyun kenarındaki Miami Beach Cafe'nin numarası 1028 değil mi? | Open Subtitles | كافيه " ميامي بيتش " والذي هو على المياه عنوانه " تشارهاوس " 1028 " أليس كذلك ؟ |
Gördüğüm en müthiş Hard Rock Cafe tshirt koleksiyonuna sahipti. | Open Subtitles | كانت لديه المجموعة الأكثر روعه (من قمصان (هارد روك كافيه |
Nevski Cafe'de elçiler sohbete başladı. | Open Subtitles | اقتربي من مفوض جوسون الذي يتواجد بمقهى نيفسكي |
Bir saat içinde Clingancourt'taki Cafe Sartre'ye gel. | Open Subtitles | ساعة واحدة أذهب الي مقهي ستاري عند محكمة كلنكن |
Cafe Lolo'dan dondurma aldık. | Open Subtitles | ذهبنا لمقهى لولا من أجل الآيس كريم |
Bildiğim her küçük Cafe ya da fırın herkesin sıraya girdiği modaya uygun tatlılar olan mesela "Gofkek" ya da "Kekböreği. yiyor". | Open Subtitles | المخابز الصغيرة والمقاهي الوحيدة التي أعرفها لديها حلوى بسيطة ومميزة ويرغب الجميع بتذوقها مثل "كعكة الفطيرة" أو "دونات الكرواسون" |