"doğa" - Translation from Turkish to Arabic

    • الطبيعة
        
    • للطبيعة
        
    • الطبيعي
        
    • الطبيعية
        
    • الطبيعه
        
    • طبيعة
        
    • طبيعية
        
    • البيئة
        
    • والطبيعة
        
    • البرية
        
    • للبيئة
        
    • للطبيعه
        
    • العناصر
        
    • الطبيعةِ
        
    • الطبيعى
        
    Watson aslında doğa tarafından oluşan çok düşük frekanslı radyo yayınlarını dinliyordu. TED في الحقيقة, كان واتسون يستمع إلى موجات راديو قليلة التردد سببتها الطبيعة.
    dedim. Doğru: her şeyi kendi hâline bırakan doğa Ana senin için ilginç ve yararlı bir yol açmayacak. TED وهذا صحيح: إذا ما تركت أمور الدنيا لوحدها، لن تقوم الطبيعة بنحت طريق مثير أو مفيد بالضرورة من أجلكم.
    doğa bir çevreyi akıllı bir yaşama gerek duymadan da yok edebilir. Open Subtitles يُمكنُ للطبيعة أن تُدمرَ البيئة من دونِ أي مُساعدة من حياةٍ ذكية.
    Duvardaki şu hayvanlar burayı sanki bir doğa tarihi müzesine çevirmiş. Open Subtitles كل هذه الحيوانات في الحائط .. إنه يبدو كمتحف للتاريخ الطبيعي
    Ve böylece, büyük ulusumuz adına doğa harikalarından birini ithaf etmenin gururunu yaşıyorum. Open Subtitles و هكذا ، نيابة عن الكومنوولث العظيم إننى فخور بإهداء إحدى عجائب الطبيعية
    Duvarları yeniyetme yavru resimleriyle donatmalı ve doğa çekimlerini de bir yerlere tıkmalıyım." Open Subtitles احتاج ان الصق بيتى بصور الحوريات من تحت السن ونرمى صور الطبيعه بعيدا
    Yani doğa şunu yapmanıza izin vermez-- hani üzüm bitkisine mühendislik uygulayabiliriz, ama TED الطبيعة غير متسامحة دوماً ربما نستطيع ان نغير من طبيعة نبتة العنب ولكن
    Ve gerçekleştirildi bizim tarafımızdan yada, benim tarafımdan değil, fakat doğa tarafından. TED و تم تطبيقها ليس بواسطتنا, ليس بواسطتي, و لكن من قبل الطبيعة.
    doğa bizi doğurganlıkla kandırır ve aradığımız aşk dolu birleşim çocuklarımızda tamamlanır. TED تخدعنا الطبيعة كي نتكاثر، ويكتملُ الإندماج الغرامي الذي نسعي إليه بولادة أطفالنا.
    Ama gerçek şu ki, doğa, ölüm işinde gerçekten iyidir. TED لكنّ الحقيقة هي أنّ الطبيعة جيّدة، جيّدة جدًا في الموت.
    Ancak burada yapmaya çalıştığımız, binanın kendisini doğanın bir parçası haline getirmek, ki böylelikle doğa parktan şehre doğru uzansın. TED ولكن ما نريد أن نفعله هنا أن نجعل المبنى جزءًا من الطبيعة، ليمكننا من تمديد الطبيعة من الحديقة إلى المدينة.
    Bu şehrin, doğa ile olan tüm ilişkilerinden kesinlikle kurtuluşudur. TED إنها آخر تحرر للمدينة من أية علاقة واضحة مع الطبيعة.
    Ama arabalara ve kamyonlara olan sevgimin doğa ile çatışma yaratacağı hiç aklıma gelmedi. TED ولم يدر بخلدي ان عشقي للسيارات والشاحنات سوف يصطدم بعشي للطبيعة.
    Tahtanın binalarımıza doğa Ananın parmak izlerini bıraktığını düşünmeyi seviyorum. TED أحب أن أفكر بأن الخشب يعطي بصمات للطبيعة الأم في مبانينا.
    Şu doğa düzeni olayında işleri batırdım. Ama eminim bunu da biliyorsundur. Open Subtitles عبثت حقًا بالنظام الطبيعي للأمور ولكنني واثق من أنك تدري هذا أيضًا
    Bu doğal kurallar beyninizin içindedir, trafik kuralları gibi değil, daha çok doğa yasaları gibiler. TED أما الآن، هذه الأنواع من القواعد الطبيعية التي توجد بعقلك. إنها ليست كأنظمة المرور، إنها أكثر شبهً بقوانين الطبيعة.
    Biz Amerikan yerlilerinin inandığı gibi doğa ile insanın bütünlüğüne inanırız. Open Subtitles ايماننا يشابة ايمان الهنود الامريكيين ان الطبيعه والرجل هما شئ واحد
    Yani aklıma tonlarca felsefi soru geliyor, bilirsin işte doğa, yaşam, ruhun varlığı... Open Subtitles أعني، يثير كلّ أسئلة الفكر الفلسفى حول طبيعة النفس , حول وجود روح.
    İç savaş ya da etnik çatışma bir doğa felaketi olmadığına, insanın marifeti olduğuna göre, kendiliğinden, birdenbire çözülecek ya da olması önlenebilecek sorunlar da değildir. TED لان الحروب الاهلية والاثنية ليست طبيعية المنشأ بل من صنع الانسان وان منعها وحلها لا يحدث بصورة آلية أيضاً
    Çünkü onlara bu biçimi verecek şey teknoloji, doğa ve insan ortaklığı olacak. TED لأن من سيشكل تلك الأشياء هي تلك الشراكة الجديدة بين التكنولوجيا والطبيعة والإنسانية.
    Üçüncülük ödülü bu vahşi doğa çıkartmaları. Open Subtitles الجائزة الثالثة هذا هو ورقة من ملصقات الحياة البرية.
    Bu doğaya çok güzel uyuyor. Zaten kendisi doğa. TED وهي ملائمة جدا للبيئة .. بل هي البيئة ذاتها
    Modern Çin'de doğa için bir kez daha seferberlik başlatılmış durumda. Open Subtitles في الصين الحديثة ، غرفة تبذل للطبيعه مرة اخرى
    Güneşin en güçlü olduğu dönemdeyse tüm doğa koşulları el ele vererek planktonların gelişimini destekliyor. Open Subtitles ،وبأقصى قوّة للشمس تتّحد كل هذه العناصر لخلق ازدهار للعوالق بكثافة عالية
    Pekala, sevgilim, doğur. Bu bir doğa kanunu. Open Subtitles حَسَناً، عزيزتي، أحبلي إنه قانونُ الطبيعةِ
    doğa kanunları yaratıcımızın zihninde doğdu. Open Subtitles لقد ولد القانون الطبيعى فى عقل أب السموات

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more