Hayır, bu teori bir midye, solucan ve güvercin üretimi uzmanından geliyor. Kimden bahsettiğimi biliyorsunuz -- Charles Darwin. | TED | لا، هذه النظرية تأتي من خبير في البرنقيل و الديدان و تربية الحمام. وتعلمون من أعني بذلك.. تشارلز داروين. |
Sihirle aşırı ilgili oldum ve 20 yaşında amatör güvercin shirbazı oldum. | TED | لقد أصبحت مهووسة بالسحر وبعمر العشرين، أصبحت أمارس بعض الخدع باستخدام الحمام. |
Farkına varamadıkları şu ki, güvercin kafesine uyacak tek şey bir güvercindir. | Open Subtitles | الذى لا يدركونه أن الشئ الوحيد الذى يناسب برج الحمام هو الحمام |
Monk,Bu gece senin için sıkıntılı bir gece... Komiser bu aynı güvercin. | Open Subtitles | ـ مونك لابد ان ليلتك كانت قاسية ـ كابتن انها نفس الحمامة |
Çevrede biraz varlar. Genetik olarak bant kuyruklu güvercin zaten büyük oranda yaşayan bir göçmen güvercin. | TED | جينيا الحمام ذو الذيل المخطط هو فعليا حمام مهاجر. |
"güvercin" dediği kadın davadan kısa süre sonra yazmış. | Open Subtitles | المرأة التي يسميها اليمامة بدأت بالتواصل معه بعد المحاكمة بوقت قصير |
Gob evcil hayvan dükkânının donmuş güvercin değişimi politikasını protesto ediyor. | Open Subtitles | جوب يحتج على سياسة ترجيع حمامه مجمده فى متجر الحيوانات الاليفه |
Eskiden üzerine güvercin desenleri işlediği şu örtüyü yüzünü örtmek için yaydı. | Open Subtitles | تلك الملاءة التي عليها كانت تشوي عليها الحمام افردها لكي تغطي وجهها |
Ne güvercin taklası ne zeytin tanesi, ne incirin tadı, ne karanfilin kırmızısı... | Open Subtitles | لا مزيد من الحمام والزيتون. لا أكثر طعم التين، القرنفل لا أكثر الحمراء. |
Ama bazı uzak doğu kültürlerinde güvercin özellikle güvercin kafası çok lezzetli yapılır. | Open Subtitles | ولكن عددة ثقافات الشرق الأقصى تنظر للحمام ولا سيما قادة الحمام كونها شهية |
Ve böylece belki de güvercin dışkılarını temizlediklerinde, ve diski bir şekilde yine operasyonal hale getirdiklerinde normal faaliyetler kaldıkları yerden devam ederlerdi. | TED | وما إن يتم تنظيف الطبق من روث الحمام, سوف يعود الطبق للعمل مرة أخرى, وتعود معه العمليات الطبيعية. |
Göçmen güvercinlerin yaşayan en yakın akrabası bant kuyruklu güvercin. Bol sayıdalar. | TED | أقرب كائن حي للحمام المهاجر هو الحمام ذو الذيل المخطط وهو متواجد بكثرةويوجد البعض منها بهذه النواحي. |
Dün gece de garsona sevgilisinin Kimsesiz güvercin'i aradığını söylemişsin. | Open Subtitles | في الليلة الماضية قلت للنادلة صديقها يبحث عن الحمامة الوحيدة |
güvercin telefonu senin eline bırakacak. Mesajı silip resepsiyona geri fırlatacaksın. | Open Subtitles | الحمامة توقع الهاتف في يدك تحذفين الرسالة و تعيدينه إلى الطاولة |
güvercin burada Appian Yolu üzerinden aşağı doğru uçuyor. | TED | وتطير الحمامة إلى الأسفل فوق درب أبيان هنا |
Bana bir fincan süt, bir de çiğ güvercin yumurtası ve dört tane de sinek getir. | Open Subtitles | أعطنى ملعقة حليب و بيضة حمام نيئة و أربعة ذبابات |
Ben güvercin göremiyorum. Ama oldukça fazla olmalı. | Open Subtitles | لا أرى أى حمام يجب أن يكون هناك الكثير منهم |
Ben balkondaki güvercin. Özür dilemek istedim. | Open Subtitles | هنا اليمامة من الشرفة، أتصل بكم لأعتذر. |
Kral Clovis'in taç giyme töreni için cennetten bir güvercin buraya getirmiştir. | Open Subtitles | لقد جاء بواسطه حمامه بيضاء من السماء للمك فى هذه الكتدرائيه |
Orgun içinden kaç tane ölü güvercin çıktığına inanamazsın. | Open Subtitles | ولن تصدّق عدد الحمامات النافقة بداخل الأورغن. |
Bana üç yaşında bir inek üç yaşında bir keçi, üç yaşında bir koç bir kumru ve bir güvercin yavrusu getir. | Open Subtitles | خذ لي عجلة ثلثية و عنزة ثلثية و كبشا ثلثيا و يمامة و حمامة |
- Ben güvercin Lofty Tadeous Velington. Ben köklü ve onurlu bir güvercin ailesinden geliyorum. | Open Subtitles | أنا ـ لوفتي ـ الحمامة المحاربة سليل حمامات محاربة عريقة |
Küçük Fritzie işte bu, güvercin onun, Pazartesi Evi oluyor. | Open Subtitles | أنه أنا بيجي سوف أجعل يوم الأثنين هو بيتك |
Kaç tane düğünde "beyaz güvercin bombardımanı" diye bir şey duydun? | Open Subtitles | أعني كم عدد حفلات الزواج التي ذهبت إليها وفيها شيء يدعى مدفع الحمائم |
Uç, uç küçük güvercin, Tanrı'nın seni karşılayan kollarına doğru, | Open Subtitles | طر ، طر ايها الحمامه الصغيره بذراعيين مفتوحتين من المسيح بالاعلى |
ve dedim ki, Ah, keşke bir güvercin gibi kanatlarım olsa, böylece uçup gidebilirdim uzaklara, ve bulurdum huzuru... | Open Subtitles | وقلت لو كنت أمتلك أجنحة اليمام لكنت قد طيرت بهما بعيداً وتركت هذا العالم في سلام |
Tatlı aşk ateşinde iki güvercin, değil mi? | Open Subtitles | حمامتان يعيشان في حلاوة حب مشتعل , هاه ؟ |
Yerel balık soylarının kökünü kuruttular ve şimdi de güvercin tadından hoşlanmaya başladılar. | Open Subtitles | لقد أبادوا السمك المحلي وبدأو بأكل الحَمَام |
güvercin gibi kanatlarım olsaydı uzaklara uçup huzura kavuşurdum. | Open Subtitles | وإن إمتلكت جناحين كحمامة لحلّقت بعيداً ونلت السلام |