"haksız" - Translation from Turkish to Arabic

• محق
• مخطئ
• مخطئة
• محقة
• على حق
• محقاً
• مخطئاً
• مُحق
• خاطئ
• مخطئا
• على خطأ
• غير عادلة
• حقّ
• محقّ
• خاطئة

Ne harika bir pastı o öyle. Haksız mıyım ?
يالها من تمريرة بلا نظر رائعة هل أنا محق ؟

Kimin haklı, kimin Haksız olduğu önemsiz. Esas konu, ben gidiyorum.
وأنا لا أهتم إن كان محق أو مخطئ, النقطة إنني سأذهب.

O zaman Quaker oldum. Kim haklı kim Haksız umurumda değil.
لهذا السبب أصبحت غريبة لا أبالى بمن على حق ومن مخطئ

Ama bu ay seyahat edemeyecek durumda olduğunuza dair bu kağıdı imzalarsanız size Haksız olduğunuzu kanıtlama şansını vermiş olursunuz.
لكن إن وقعت هذا الطلب المُشير إلى عجزك عن السفر هذا الشهر سيمنحه هذا الفرصة على الأقل ليثبت أنك مخطئة

Boşanmakta haklı olduğunu ve babamın Haksız olduğunu söylüyorsun.
أنتِ فقط تخبريني مجددُا بأنكِ محقة في الطلاق وأن أبي كان مخطئًا

Haklı veya Haksız, davranışın yine de kargaşaya yol açtı. Hayatını sonsuza dek bir tımarhanede geçirmek seni terbiye edebilir.
سواء كنت محقاً أم خاطئاً ، تصرفك كان مسيئاً ايها الشاب ربما قضاء فترة حياتك في مستشفى المجانين سيعلمك الأخلاق

- Ne hakkında olduğunu söyle de ben de seni Haksız çıkartayım.
لماذا لا تخبرني مالذي كنت بشأنه محق لكي اقول لك بانك مخطئ؟

Böyle bir meblağı taşımanın en iyi yolu bu, Haksız mıyım?
وهذه أفضل طريقة لنقل ثروة هائلة ، هل أنا محق ؟

Baş edemeyecekleri şey yok. - Teğmen, Haksız mıyım?
مامن شىْ يعجزون عن تسويته أيها الملازم أول هل أنا محق

Ne harika bir pastı o öyle. Haksız mıyım?
يالها من تمريرة بلا نظر رائعة هل أنا محق ؟

Her zaman yapman gereken, senin Haksız ve onların haklı olduğunu kabul etmek.
كل ما عليك فعله، أن تعترف بأنك مخطئ وأنها هي دائماً على صواب

Size masama oturmamanızı söylediğimde çok da Haksız değildim.
إننى لم أكن مخطئة حين رفضت أن تجلس على مائدتى

Toptancı olduğun konusunda Haksız mıyım?
هل أنا مخطئة عندما قلت بأنكم تجّار الجملة؟

çünkü...haklı olduğumu bilirken, sen Haksız olduğumu düşünüyorsun... ki bunun önemi yok.
, عندما كنت أظن اني محقة . . أنت كنت تظن أني مخطئة و هذا لا يهم

Gerçek şu ki Kıbrıs kaydı sahteydi. Sen haklısın onlar Haksız.
الحقيقة ان تسجيل قبرص مزيف وانت على حق وهم على باطل

Böyle güzel bir teknenin denizde olması gerekir, Haksız mıyım?
قارب جميل كهذا ينتمي إلى المياه , ألستُ محقاً ؟

Bu konuda Haksız olabilirim ve bu senin için kötü olur.
ربما أكون مخطئاً ، و سيكون هذا سيئاً للغاية بالنسبة إليك

Haksız değil. Erzaklar neredeyse tükendi. Yakında tekrar kıtlığa düşeceğiz.
إنه مُحق في هذا، تكاد تنفذ المخزونات وقريبًا سيُهاجمنا الجوع مع كل خطوة نسيرها

Hayır, ama bu kadar yaklaşmışken, Haksız olma ihtimalini göze alamam.
- لا، أنا لا. لكن لست راغب لإنتهاز الفرصة أنا خاطئ.

Ve eğer öyleyse, yalnız değilsiniz ve tamamen Haksız da sayılmazsınız.
وإذا فعلت، فأنت لست الوحيد، ولست مخطئا بشكل كامل.

Sonra, sen bana ofiste kullanmam için bu kalem kutusunu verip Haksız çıkardın.
ومن ثمّ، تهدوني حقيبة قلم الرّصاص هذه لأستعلمها بالمكتب وتثبتون إنّني على خطأ

Haksız bir savaşta çarpıştığın için gurur duyduğuna dair nutuklar atıyorsun.
أنت تلقي خطابات عن مدى فخرك بخوضك غمار حربٍ غير عادلة

Hiçbir şey daha çabuk kafa buldurmaz. Haksız mıyım kızlar?
لا شىء يجعلك تعمل أسرع أأنا على حقّ يا فتيات؟

Onlar sanki, yapmayacak gibidirler. Aptal kediler. Haksız mıyım millet?
القطط لا ترغب بفعل ذلك قطط غبية ، هل أنا محقّ يا شباب؟

Aramızdaki anlaşmazlıkların, her seferinde benim Haksız olmamla sonuçlanması ne kadar etkileyici.
ما أجمل أن أي اختلاف بيننا يجب أن ينبع من كوني خاطئة.