"hassan" - Translation from Turkish to Arabic

    • حسن
        
    • حسّان
        
    • الحسن
        
    • هاسان
        
    • هاستينغز
        
    • حسان
        
    Sloane, Hassan'ın ölmesini istiyor olabilir ama CIA onu canlı istiyor. Open Subtitles ربما يريد سلونى حسن ميت لكن وكالة المخابرات المركزية تريده حيا.
    Gidip Sheikh Hassan hakkında bir şeyler öğrenebilir miyim bakacağım. Open Subtitles سأذهب و ارى ماذا يمكنني ان اجد عن الشيخ حسن
    şehirleri Minneapolis'ten küçük sayıda genç insan gruba dahil etmeye çalışıyorlardı Westgate gibi vahşetlerde yer almak için. Abdirizak Bihi'nin çalışkan 17 yaşındaki yeğeni Burhan Hassan TED ابن أخ عبدالرزاق بيهي كان طالباً مثابراً اسمه برهان حسن ذو 17 عاماً جُنّد هنا في 2008، وخُطف إلى الصومال. وقُتل عندما حاول العودة إلى البلاد.
    Ve Amare Hassan bugün dini ittifak konusunda bir konuşma yapacak. Open Subtitles وقد تمت جدولة عمّار حسّان للتحدثِ في المؤتمر الديني في هذا اليوم
    Geniş kesimlerin beklentisi, Başkan Hassan'ın, ülkesindeki nükleer silah programını durdurduğunu açıklamasını bekliyor. Open Subtitles يشاع بأنه من المتوقع أن الرئيس (حسّان) سيعلن عن برنامج دولته لنزع الأسلحة
    Hassan Hajjaj arkadaşım ve ona inanılmaz hayranlık duyuyorum, ama bu seri, Müslüman bir kadın olarak bana doğrudan hitap ediyor. TED حسن حجاج صديقي، وبصراحة، أنا أقدره جداً، ولكن هذه السلسلة تُخاطبني بشكل مباشر كامرأة مسلمة.
    Abdul Ben Hassan'a sorun. O yılan yapar. Open Subtitles جرب عبدالله بن حسن , إنه يصنع هذا الثعبان
    Bulun onu. Havalanmadan önce, Hassan dönüş olmadığını biliyordu. Open Subtitles منذ ان غادرت الطائرة فان حسن اصبح لديه يقين انه لا رجعة في ذلك
    Asansördeyken beni gördü tam o sırada Hassan içeri girdi. Open Subtitles عندما كنت في المصعد رأتني وكان حسن يمر بجانبها
    - Anlamıyorum. Hassan niye Amerika'daki bir bankayı soysun ki? Open Subtitles لماذا يريد حسن سرقة بنك فى الولايات المتحدة؟
    Hassan SD-6'dan o nükleer silahı aldığında, sen Hassan'ın üssüne girdin. Open Subtitles عنما اشترى حسن السلاح النووى وأنتى سرقتى الجزء الرئيسى فيه.
    Hassan SD-6'ya ihanet edecekti. Parayı aldı ve kaçtı. Füzeleri vermedi. Open Subtitles حسن ضحك عليهم.لقد اخذ المال ولم يسلمهم الصواريخ.
    Aslında CIA Hassan'ı adalete teslim etmek istiyor. Open Subtitles وكالة المخابرات المركزيه تريد تقديم حسن للعدالة,
    Anlaşılan Hassan sandığımızdan daha paranoyakmış. Open Subtitles من حاسوب جراسى. حسن أكثر حرصا مما توقعنا.
    Geçen hafta Ajan Bristow sayesinde Hassan'ın en büyük kaynaklarından çoğunluğunu etkisiz hale getirdik. Open Subtitles الاسبوع الماضى,بفضل العميلة بريستو, إستولينا على أغلبية أصول السيد حسن الخاصة.
    Görevin Driscoll'u bulmak ve Ineni Hassan'ın yeni kimliğini öğrenmek. Open Subtitles مهمتك هى تحديد مكان دريسكول, والتحقق من الهوية الجديدة لعنانى حسن.
    Ineni Hassan'ın sadece yeni bir ismi değil yeni bir yüzü var ve Havana'da yaşıyor. Open Subtitles عنانى حسن ليس فقط له اسم جديد, لديه وجه جديد ويعيش فى هافانا.
    Güvenlik protokollerini, BM şemalarını ve Hassan'ın seyahat programını indirmişler. Open Subtitles وقاموا بتحميل الترتيبات الأمينة مخططات مبنى الأمم وجدول سير (حسّان)
    Burada bulunma sebebiniz, Başkan Hassan suikast girişiminin parçası olmanız. Ne? Open Subtitles إنكِ هنا لأننا نعلم بأنكِ جزءٌ من مخطط اغتيال الرئيس (حسّان)
    Korkarım ki Hassan'a yaptığınız uyarı bir kulağından girip ötekinden çıkmış. Open Subtitles أخشى من أن تحذيراتكِ للرئيس (حسّان) قد تم تجاهلها، سيدتي الرئيسة
    Abubakar Al Hassan El-Kaide'nin Güneydoğu Asya'daki iki numaralı adamı. Open Subtitles "أبو بكر الحسن" القائد الثانى للقاعدة في جنوب شرق آسيا
    Sessiz ol, Hassan. Open Subtitles اصمت هاسان
    Bayan Hassan, ben Brian Hastings. CTU direktörü. Open Subtitles آنسة (حسان)، معكِ (برايان هاستينغز) مدير "وحدة مكافحة الإرهاب"
    2008 yılında, 17 yaşındaki Burhan Hassan Minneapolis'ten "Afrika Boynuzu" denilen bölgeye giden bir uçağa bindi. TED في 2008، برهان حسان البالغ 17 عاماً ذهب في رحلة جوية من مينابوليس إلى القرن الإفريقي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more