"kulübeye" - Translation from Turkish to Arabic

    • الكوخ
        
    • للكوخ
        
    • كوخ
        
    • السقيفة
        
    • المقصورة
        
    • الكابينة
        
    • الكشك
        
    • السقيفةِ
        
    • سقيفة
        
    • الكوخِ
        
    • كوخاً
        
    • لكوخ
        
    • كوخنا
        
    • الكابينه
        
    • السقيفه
        
    Yağmurlukları kulübeye koyun. Diğerleri, gidin yatın. Open Subtitles ضع ماك في الكوخ حيث يعود أنتم الباقون تنامون
    Pirinç, tuz, kibrit. Paket yapmak, kulübeye koymak. Open Subtitles رز, ملح, أعواد كبريت نلفها بعصا اللحاء, نضعها في الكوخ
    Daha sonra içinde sepet ve vincin olduğu sol taraftaki kulübeye git. Open Subtitles ثم عليك أن تتوجه مباشرة نحو الكوخ من اليسار يوجد رافعة تعمل الكترونياً
    Spencer, beni kontrol etmek için kulübeye senin geleceğini biliyordum. Open Subtitles سبنسر عرفت انه ستكون انت الذي سيأتي للكوخ ليبحث عني
    Sonunda durdu ve beni tek bir odadan ibaret olan bir kulübeye doğru götürdü. TED وفي النهاية، توقف وقادني إلى داخل كوخ ما والذي كان عبارة عن غرفة صغيرة واحدة
    Bir seferinde yine kulübeye saklanmıştım fakat annem durumdan şüphelenmişti, okulda olduğumu sanıyordu bunca zaman. TED وفي إحدى المرات كنت في السقيفة فاشتبهت أمي بشيء وقد كانت تظنني في المدرسة.
    Hep ormandaki kulübeye giderlerdi. Open Subtitles وكانوا ترتفع في تلك المقصورة كل يوم في الغابات
    Beni kulübeye taşıdı ve ertesi sabah uyandığımda, soyunmuştum, ve bana kuru elbise verdi. Open Subtitles انة هو. حملني الي هذا الكوخ وعندما إستيقظت في الصباح التالي، كنت عارية لقد وضع ملابسي في خارج لكي تجف.
    Hen Wen'i, Yasak Orman'ın kenarındaki gizli kulübeye götür. Open Subtitles خذ هن وان إلى الكوخ المخفي على حافو الغابة المحرمة
    Siz ikiniz kulübeye dönün. Open Subtitles هاتش انت و اريكسون انتما الاثنان ارجعا الى الكوخ
    Bu gidişle hava kararmadan kulübeye varamayız. Open Subtitles بالوضع الحالي لن نصل إلى الكوخ قبل الغروب.
    kulübeye gelemem. - Nerede yaşıyormuş? Open Subtitles إنه عيد مولده، لا أستطيع الذهاب إلى الكوخ
    Bu dövüşün galipleri, rakiplerini yok etmeli ve kulübeye dönmeli. Open Subtitles الفائزون فى هذا القتال يجب ان ينهوا نظيرهم ويرجعون الى الكوخ
    kulübeye git, yardım bul, buraya getir, arabayla gelirlerse... Open Subtitles اذهبي الى الكوخ ..واحضري مساعده احضريهم الى هنا ويفضل في سياره
    ...ama olursa, onu ne kulübeye götüreceğim ne de söz verip sonra götürmemezlik etmeyeceğim. Open Subtitles إما ان أخذه إلى الكوخ في الغابه أو سأعده بالذهاب لكني لن أخذه
    Sevdiği bütün şeyleri hazırlat. Döndüğü zaman da kulübeye getir. Open Subtitles أطبخ له جميع الأشياء المفضلة لديه، وأحضرهم للكوخ عندما يعود
    Babamla Nevins'e ara sıra kulübeye gidelim mi diye sorardım. Open Subtitles أخبرتك ان أبي ونيفينز كانا يصعدا للكوخ في بعض الأحيان
    Alınma ama kulübeye gitme vaktin geldi. Open Subtitles حسناً، لا أقصد الإهانة، عليك الذهاب للكوخ الآن
    Ve şimdi karımla birlikte bu dağların yalnızlığındaki, bu küçük kulübeye çekildik. Open Subtitles ، و الآن أنا و زوجتي سكنا في كوخ صغير في هذه الجبال
    Gidip kulübeye bir bakayım. Sağlam kalmış mı bakalım. Open Subtitles سأذهب لتفقّد السقيفة وأحرص على كونها آمنة
    Sadece çocukları bulalım ve kulübeye gidelim. Open Subtitles لا عليكِ هيا لنذهب إلى الأولاد ونذهب إلى المقصورة
    Bir ara kendinden geçtiğinde onu kulübeye getirdik. Open Subtitles لقد نقلنها لهذه الكابينة بعد أن فقدت الوعي
    kulübeye ilk girdiğinde aradığın numarayı dene. Open Subtitles حاول بالرقم الذي اتصلت به عندما دخلت الكشك أولا
    kulübeye gidiyorum. Open Subtitles سَأَذْهبُ إلى السقيفةِ.
    Annem beni okula bıraktığı zamanlar okulda olacağımı sanıyordu, bense o arkasını döner dönmez bir U dönüşü yapıp kaçıyordum ve bahçenin arkasındaki kulübeye saklanıyordum. TED لذلك عندما كانت والدتي تأخذني إلى المدرسة كانت تعتقد أنني كنت في المدرسة كنت أخذ منعطفا عندما تدير ظهرها وأركض وأختبئ في سقيفة خلف الحديقة.
    kulübeye bir an önce gelsen iyi olur, ne olur ne olmaz. Open Subtitles من الأفضل أن تأتي إلى الكوخِ قريباً إذا سنحت الفرصة
    Az gitmiş uz gitmiş ve bir gün, içinde güçsüz ve yaşlı bir adamın yaşadığı ahşap bir kulübeye rastlamış. Open Subtitles حيث وقع على كوخاً خشبياً بالصدفه مع رجلاً عجوزاً نحيلاً بالداخل
    Uyku tulumum ve barbie bebeğimle hazır bir şekilde bir kulübeye gittim. Open Subtitles ذهبت لكوخ الدجاج بـحقيبة نومي و دمية باربي المالوبية ، مستعدة للذهاب,
    - Evet, elbette. Adamın teki kulübeye girmeye çalıştı. Open Subtitles حسنا، بالتأكيد، شخص ما حاول أن يدخل إلى كوخنا
    Ceza aldığımız günü, ilk günümde, otobüsten yanlış durakta indiğimi, kulübeye geziye gittiğimiz günü. Open Subtitles كيف وبخنا بعضنا ونزولنا فى الموقف الخطأ فى يومى الأول ذهابنا الى الكابينه مع الجمع هل تتذكر أصدقائنا
    Çocuklar duymasın diye kulübeye kadar gidiyoruz. Open Subtitles نذهب إلى السقيفه لنتاكد بأن الأطفال لا يسمعون شجارنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more