"okumayı" - Translation from Turkish to Arabic

    • القراءة
        
    • أقرأ
        
    • تقرأ
        
    • يقرأ
        
    • القراءه
        
    • لقراءة
        
    • القرأة
        
    • القرائة
        
    • قراءته
        
    • قِراءة
        
    • للقراءة
        
    • بقراءة
        
    • تقرأين
        
    • يقرأون
        
    • تقرأي
        
    Ve neden? Neden çocuklar okumayı yazmayı bıraktılar? Ben nasıl savaşılacağını öğrenmiştim. TED ولماذا، لماذا بينما بقية الأطفال يتعلمون القراءة والكتابة، كنت أتعلم كيف أقاتل.
    Notlar yavaşça, oğlumun okumayı öğrendikten sonrası için tasarlanan bir mektuba dönüştü. TED تحولت الملاحظات شيئاً فشيئاً إلى رسالة مخصصة لابني بمجرد أن يتعلم القراءة.
    Bu Reis, boyu bundan uzun olan çocukların... okumayı öğrenmemesi gerektiğini söylüyor. Open Subtitles هذا الزّعيم‏ يقول الأطفال أنبل‏ من ذلك لا يجب أن يتعلّموا القراءة
    Her maça giderdi, o yüzden ona spor sayfalarını okumayı severim. Open Subtitles لقد أعتاد أن يذهب لكل المباريات لذلك أقرأ له جريدة الرياضة
    okumayı ve iyi konuşmayı öğretiyorlar. Ve kadınsı beyaz ayakkabılar giymeyi. Open Subtitles ،يعلمونك فقط كيف تقرأ الكتب وتتحدث بلباقة وترتدي هذه الأحذية البيضاء المخنثة
    Beni tanıyan herkes okumayı bilmediğimi bilir ve bana yazmaz. Open Subtitles أى شخص يعرفنى يعلم أننى لاأجيد القراءة لذلك لايكتبون لى
    Ama bunları bana 12. sınıf seviyesinde okumayı öğrendiğimde annem hediye etmişti. Open Subtitles لكن هذه هدية أمي لي عندما استطعت القراءة في الصف الثاني عشر
    - Mesele şu ki başımı yaraladığımdan beri okumayı unuttum da. Open Subtitles بصدق، أنا لم أكن قادرةً على القراءة منذُ أن آذيتُ رأسي.
    Şimdi, biliyorum ki çoğunuz okumayı bırakın yazmayı bile bilmiyorsunuz. Open Subtitles الآن, اعلم ان اكثركم لا يمكنه القراءة ناهيك عن الكتابة
    Bir de okumayı bilmeyen ama Baba'nın bilgeliğini anlayan vahşiler var. Open Subtitles والمتوحشين الذين لا يستطيعون القراءة على الإطلاق الذين يفهمون حكمة الآب.
    okumayı öğrendiğinizde, öğrenmek için okuyabilirsiniz. TED فعندما تتعلمون القراءة يمكنكم بعدها القراءة للتعلم.
    Ama bilirsiniz, makinelerle okumayı çok yalnız bir yöntem bir olarak buluyorum. TED ولكن، كما تعلمون، أجد القراءة بآلالآت عملية من غير رفيق.
    Umarım geleneksel toplumlar hakkında okumayı, benim onların içinde yaşamayı bulduğum kadar büyüleyici bulursunuz. TED آمل أن تجدوا القراءة عن المجتمعات التقليدية بقدرة المتعة التي وجدتها في العيش في تلك المجتمعات.
    Ama babam benim okumayı ve yazmayı öğrenmemi istedi. TED لكن ابي ارادني ان اتعلم القراءة والكتابة
    Ne okumayı ne de yazmayı bilen insanlara çizimleri ve mühendisliği nasıl anlatabilirsiniz? TED كيف تشرح الرسمات والهندسة لأشخاص ليس بإمكانهم القراءة ولا الكتابة
    İşte o zaman diğer kızları; kız kardeşim gibi çocuğu olan, okula gitmiş ama okumayı ve yazmayı unutmuş olan kızları aradım. TED كان ذلك عندما كلمت فتيات أخريات مثل أختي ممن لديهن أطفال كنّ في الصف لكنهن نسين القراءة والكتابة
    Loisfoeribariye?" Kelimeyi sesli okumayı deniyorum tekrar tekrar. TED أحاول مراراً وتكراراً أن أقرأ الكلمة بصوت عال.
    John, İnsanlar Strand dergisini alır, çünkü, Sherlock Holmes'un çözdüğü bir hikaye okumayı bekler. Open Subtitles جون, الناس تشترى مجلة الستراند وتتوقع ان تقرأ قصة عن شارلوك هولمز
    Bir kitap sadece onu okumayı bilen insanlar tarafından okunabilir. Open Subtitles يمكن للكتاب أن يقرأ فقط بواسطة الناس الذين يستطيعون قرائته
    Ve okumayı seviyor. Open Subtitles وهو يحب القراءه وكل مايريده في عيده الثامن
    Blogundan bu görüşlerini okumayı düşünebilirim. Open Subtitles سأمتن لقراءة بعض من هذه النصائح من مدوّنته
    - Bir yerde okumuştum. - okumayı ben de severim. Open Subtitles ـ قرأتها فى كتاب ما ـ أحب القرأة أنا أيضاً
    - okumayı sever misin? - O kadar iyi okuyamam. Open Subtitles هل تحبي القرائة لا أستطيع القرائة بهذة الجودة
    İlk olarak DNA'yı dizmeyi veya okumayı öğrendik hemen onun ertesinde nasıl yazacağımız veya sentezleyeceğimiz öğrendik. TED فأولاً تعلمنا تسلسل الحمض النووي أو قراءته وبعد فترة وجيزة جداً تعلمنا كيفية كتابته أو تجميعه.
    Ben zihin okumayı bilmem ki. Open Subtitles أنا لا أَستطيعُ قِراءة العقولِ، تَعْرفُ.
    Irkım yüzünden onların beni okumayı, yazmayı ve konuşmayı seven bir öğrenci olarak görmemelerini düşünmek beni gerçekten üzüyordu. TED وكان أمراً محزنا بالنسبة لي أن أرى أن عرقي جعل من الصعب عليهم أن يروني كطالب محب للقراءة والكتابة والتحدث.
    Kitabını okumayı isteriz tabii seni geri getirmek anlamına geliyorsa. Open Subtitles سوف نكون مسرورين بقراءة كتابك خصوصاً اذا كان مهم لإرجاعك
    Evde olup, küvetin içinde güzel bir makale okumayı istemez miydin? Open Subtitles ألا تفضلين لو كنتي في المنزل في حمام ساخن لطيف. "تقرأين مقاله جميلة في "بولو
    Ne yani, siyahlar okumayı öğrenince hepimiz aynı sonuca mı varıyoruz? Open Subtitles ماذا ؟ الناس السود يتعلمون كيف يقرأون وجميعنا نحصل على نفس الخاتمة ؟
    Onun aklını okumayı düşünüyordum. Open Subtitles ما كنت أفكر به ، لماذا لا تقرأي ما في رأسه... .. ـ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more