"paris'e" - Translation from Turkish to Arabic

    • إلى باريس
        
    • الى باريس
        
    • لباريس
        
    • في باريس
        
    • الي باريس
        
    • فى باريس
        
    • من باريس
        
    • ل باريس
        
    • معدل باريس
        
    • بارس
        
    • باريس مع
        
    • ربما باريس
        
    Bu akşam Paris'e gidiyorum. Gitmeden önce seni görmek istedim. Open Subtitles سوف أسافر إلى باريس الليلة و أردت رؤيتك قبل سفري
    Seni yüzüstü bırakıp Paris'e giden ben değildim, hıncını benden çıkarma. Open Subtitles لم أكن أنا من هجرك و ذهب إلى باريس فلا تلومينى
    LA'dan Paris'e 1 8 saatlik bir uçuş gibi. Ve koltuğa çakılısın. Open Subtitles 18 ساعةُ طيرانُ مِنْ لوس أنجليس إلى باريس وأنت ملتصقُ في الحافلةِ
    Birisi için Paris'e gideceğim. Bu yüzden iki gündür burada bekliyorum. Open Subtitles لقد امضيت هنا يومين فى انتظار شخصا ما للذهاب الى باريس
    Her yıl Paris'e gelir. Ne zaman geldiğini hep bilirim. Open Subtitles هو يأتي لباريس كلّ سنة، و أعرف متى يأتي بالتحديد.
    Almanları, çok sevdikleri Paris'e yakıştıramayanlardan mısınız? Open Subtitles هل أنت من أولئك الذين لا يستطيعون تخيل وجود الألمان في باريس حبيبتهم؟
    Fester Amca ile aynı fikirde olmayı hiç istemezdim ama bence Lana Paris'e sadece Mona Lisa'yı görmeye gitmiyor. Open Subtitles أكره أن أتفق مع العم فيستر هذا و لكنني لا أعتقد أن لانا ذاهبة إلى باريس فقط لترى الموناليزا
    Sten Egil Dahl Paris'e taşındı ve ikinci romanını burada yazdı. Open Subtitles إنتقل ستين ايغل دول إلى باريس حيث كتب روايته الثانية هناك
    Lars, Phillip ile Kari'nin tekrar Paris'e gideceklerinden söz etti. Open Subtitles لارس أخبر اريك بأن فيليب وكاري ذهبا إلى باريس ثانيةً
    Ben Paris'e gitmek üzereyim, sense eğlence için erkekleri davet ediyorsun. Open Subtitles ..وانا اوشك على الذهاب إلى باريس تدعين اصدقائكِ لحفلةٍ مليئه بالممنوعات
    12 saati düşünen kız! Kız bununla Paris'e bile uçmuş! Open Subtitles أنها 12 ساعه للعيش تلك الفتاة ذهبت معه إلى باريس
    Evet, elemanın teki beni Paris'e götüreceğini söylemişti ben de bunu yaptırdım. Open Subtitles أجل، ذلك الشخص أخبرني أنّه ..سيطحبني إلى باريس لذلك قمت برسم هذا
    Paris'e gitmeden önce Baptiste beni olay yerini yeniden incelemeye gönderdi. Open Subtitles بابتيست أرسلني لأعيد تمشيط مسرح الجريمة قبل أن يغادر إلى باريس
    Bir sonraki tatilinizde Paris'e, Hawaii'ye ya da New Orlens'a gidebilirsiniz. Çok güzel vakit geçireceğinizi düşünüyorum. TED لذا فيمكنك الذهاب في عطلتك المقبلة إلى باريس أو هاواي، أو نيو أورلينز؛ أراهن أنك ستقضي وقتا ممتعا.
    "Majeste, iki haftada birisi Londra'ya gidip Paris'e dönebilir. " Open Subtitles الرسول يمكث اسبوعين للذهاب الى الماسات و الرجوع الى باريس
    Ben Paris'e gidiyorum ve eğer istersen benimle orada buluşabilirsin. Open Subtitles سأذهب الى باريس و ان كنت تريد يمكنك ملاقاتي هناك
    Bay Moray bizzat Paris'e giderek, son moda ne var diye araştırdı. Open Subtitles لقد ذهب السيد موراي بنفسه الى باريس ليبحث عن اجدد صيحات الموضة
    Salı mı, mösyö? En son 00.07'de Paris'e bir tren vardı. Open Subtitles أى يوم الثلاثاء ,كان القطار المتوجه لباريس الساعة12 وسبع دقائق ليلا
    Yani şirketini doğru yolda olduğunun güvenini sağladığına göre, Paris'e dönebilirsin. Open Subtitles والان تستطيعي الرجوع لباريس متأكدةً ان شركتك في طريقها الصحيح والدقيق
    Max, buraya bir dahaki sefere geldiğimizde seni Paris'e götüreceğim. Open Subtitles ماكس في المرة القادمة التي نأتي بها لهنا سأخذكي لباريس
    Almanları, çok sevdikleri Paris'e yakıştıramayanlardan mısınız? Open Subtitles هل أنت من أولئك الذين لا يستطيعون تخيل وجود الألمان في باريس حبيبتهم؟
    Paris'e en karanlık zamanında geldiniz, Yüzbaşı. Open Subtitles لقد اتيت الي باريس في احلك فتراتها ايها النقيب
    Üzgünüm. Bugün Paris'e gitmeliyim. Burada kalmayı göze alamam. Open Subtitles يجب أن أكون فى باريس الليله لا يمكننى تحمل البقاء هنا
    Almanlar Paris'e yaklasirken 1. ve 2. ordulari arasinda tehlikeli bir bosluk olustu. Open Subtitles مع اقتراب الألمان من باريس تبينت ثغرة خطيرة بين الجيشين الأول والثاني الألمانيين
    Şunu dinleyin "Napolyon Elbe'den kaçtı ve Paris'e doğru ilerliyor. Open Subtitles اسمعوا هذا، الامبراطور "نابليون" يترك "إلبا" و يتحرك ل"باريس"
    Paris'e. Open Subtitles معدل باريس.
    Ve sende dans okulunda süperstar olacaksın Ve hafta sonları benim özel jetimi alıp Paris'e alışverişe gideriz. Open Subtitles وأنتي سوف تصبحي نجمة في مدرسة الرقص. وفي نهاية الأسبوع ,سوف أخذكي في طائرتي الخاصة ونذهب للتسوق في بارس.
    Birkaç saat önce tanıştığın bir şairle Paris'e gideceksin. Open Subtitles سوف تذهبين إلى باريس مع شاعر قابلته قبل ساعات
    - Hiç düşünmedim. Belki Paris'e. - Paris'e mi? Open Subtitles انا لم أفكر بعد,ربما باريس باريس ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more