"sıkıntı" - Translation from Turkish to Arabic

    • مشكلة
        
    • مشاكل
        
    • صعوبة
        
    • الملل
        
    • مُشكلة
        
    • إزعاج
        
    • مشكله
        
    • متاعب
        
    • محنة
        
    • المتاعب
        
    • ازعاج
        
    • صعوبات
        
    • عائق
        
    • المشكلات
        
    • الإزعاج
        
    Gözler için delik açsak bir sıkıntı olur mu acaba? Open Subtitles أتسائل ما اذا كان لا مشكلة في وجود فتحات للعيون
    Bunun bir sıkıntı yaratmamasını ümit ediyordum, ama belli ki öyle. Open Subtitles كنت آمل ألا تكون هذه مشكلة، ولكن من الواضح أنها مشكلة
    Eğer hastaneye giderken bir sıkıntı olursa ona bunu verirsin. Open Subtitles لو كان هناك مشكلة في الطريق إلى المستشفى، إعطها هذا.
    İshal gibi bağırsak hastalıklarından muzdariptik. Rüzgarın taşıdığı kum nedeniyle büyük sıkıntı çekiyorduk. Open Subtitles لقد عانينا كأفراد أيضاً من مشاكل خطيره فى الجهاز الهضمى كالأسهال بسبب الرمال
    Güvenilir bir profesyonel Avcı olursam para bulmak sıkıntı olmazdı. Open Subtitles إن غدوت صيّادًا محترفًا، فإن جمع المال لن يكون مشكلة.
    Sonra, bana vize konusunda sıkıntı olup olmadığını soran İçişleri Bakanlığı'ndaki arkadaşını aradı. Open Subtitles وثم أتصل بصديقه في وزارة الداخلية الذي .سألني إذا كانت لديكِ مشكلة بالتأشيرة
    Tıpkı sana Lobos'u öldürmende yardım etmediğimdeki gibi bir sıkıntı mı? Open Subtitles كما كٌنت أنا مشكلة عندما لم أكُن لأساعدك فى قتل لوبوس
    İç kulağında sıvı sallanıyor ve düzelmede sıkıntı falan yaşıyormuş. Open Subtitles السوائل بالأذن الداخلية تصاب بخلل فتحدث مشكلة بمستويات شيء ما
    İç kulağında sıvı sallanıyor ve düzelmede sıkıntı falan yaşıyormuş. Open Subtitles السوائل بالأذن الداخلية تصاب بخلل فتحدث مشكلة بمستويات شيء ما
    İyi de sen uh... gerçekten büyük sıkıntı yarattın Barlow. Open Subtitles حسنا ً , انت انت تسبب لي مشكلة حقيقيه بارلو
    Şu hafta içi 13 km'liklere zihinsel olarak hazırlanmakta sıkıntı yaşıyorum. Open Subtitles انها اميال منتصف الاسبوع الثمانية اعاني من مشاكل في التفاعل معها
    Karısından ayrılmak için cesaret toplamak konusunda sıkıntı yaşıyor. Open Subtitles ولكن كان يواجه مشاكل على إجبار نفسه لترك زوجته.
    sıkıntı vermek istemiyorum. Kanepede uyuyabilirim. Open Subtitles لا اريد ان اسبب اى مشاكل يمكننى ان انام فى العربة
    Yani anladığım kadarıyla genç bir arkadaşımızla biraz sıkıntı yaşadınız. Open Subtitles .. أنا أتفهم أنك تجد صعوبة .. مع بعض رجالنا
    sıkıntı, huzur dolu bir tedavi. İnan benim de işime gelirdi. Open Subtitles الملل و الاسترخاء هما العلاج صدقيني , ليتني أحظى بذلك
    Orada biraz sıkıntı var. Open Subtitles .ثمة مُشكلة صغيرة هُناك .لنبدأ من العمود
    Çevrendeki insanlara ne kadar çok sıkıntı verdiğinin farkında değilsin. Open Subtitles لا يوجد لديك فكرة وكم كنت إزعاج حياة الجميع حولك.
    "Eğer bunu okuyorsanız, Simon muhtemelen kaybolmuştur ya da sıkıntı içindedir." Open Subtitles اذا كنت تقراء هذي ,هو في الغالب ضايع او في مشكله
    Evet. Şey, Kocası sıkıntı çekmeden devam etti. Open Subtitles أجل، لم يتلقى زوجها أية متاعب في المضي قدماً
    ve bunu izledikten sonra, kendilerine gösterilen sıkıntı içerisindeki yabancılara kendi zamanlarından ne kadar ayırabileceklerini inceledik. TED وبعد مشاهدتهم له نظرنا إلى استعداد الناس لتقديم وقتهم لغريب قُدم لهم في المختبر وكان في محنة
    Bugün yeterince sıkıntı yaşadığını düşünmüyor musun? Bırak biraz dinlensin. Open Subtitles ألا تعتقد أنه لاقى ما فيه الكفاية من المتاعب اليوم؟
    Yayınevini senin devraldığını Bay Wennerström'un yaşadığı sıkıntı için üzgün olduğunu benim yorum yapmayacağımı. Open Subtitles أنكِ تتولين منصب المحرّر وأنكِ تعتذرين عن كل ازعاج تسببت به "ونرستروم" لا تلاحقني التعليقات
    Gözden geçirme olayında da sıkıntı yaşıyordu. İşte bu büyük resmi görmeyi sağlıyordu. Open Subtitles -واجهته كذلك صعوبات في تفحص الامور و ربط الصور معا في مشهد واحد
    Ama şu emlâk kontratları, adama çok sıkıntı verirler. Open Subtitles لكنها عقود عقارات، تلك الأشياء ستضع عائق عليك.
    Şimdi, bize sıkıntı verip duran şu adama gelelim. Open Subtitles طالما الرجل الذي سبب لنا بعض المشكلات مهتم بالأمر.
    Millet, sıkıntı için özür dilerim. Özür dilerim Kardeş Bill. Open Subtitles كل شخص,أنا أسف علي الإزعاج أنا أسف يا أخ "بيل"

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more