"sevdiğimiz" - Translation from Turkish to Arabic

    • نحب
        
    • نحبهم
        
    • نحبه
        
    • المفضلة
        
    • نحبها
        
    • المفضل
        
    • أحببناه
        
    • نَحبُّ
        
    • نحبّه
        
    • نحبّ
        
    • نحبّهم
        
    • أحببناهم
        
    • نحبك
        
    • المفضّل
        
    • المفضّلة
        
    Çünkü yaptığımız ve sevdiğimiz şeyler bizi tamamen riske atıyor. TED لأن ما نفعله وكيف نحب وضعنا تماماً في خط المواجهة.
    Fakat mesele yalnızca sevdiğimiz hikâyelere karşı göz ardı ettiğimiz hikâyeler değil. TED لكنها ليست حول القصص التي نحب فقط مقابل القصص الني نختارُ تجاهلها.
    Bize sadece milyarlarca dolara değil, sevdiğimiz insanlara da mal oluyor. TED لأنه لا يكلفنا فقط مليارات الدولارات، بل يكلفنا الأشخاص الذين نحبهم.
    En azından sevdiğimiz bir şeyi yaparken öleceğiz- ...erimiş kayayı içimize çekerken. Open Subtitles حسنًا ، على الأقل سنموت ونحن نقوم بما نحبه استنشاق الصخور المنصهرة
    sevdiğimiz malzemeleri arayışımızı hala sürdürebiliriz, ve favori yiyeceklerimiz hakkında hikayeler uydurup anlatmaya devam edebiliriz. TED يمكننا مواصلة البحث عن المكونات التي نحب، ويمكننا مواصلة الدوران حول وجباتنا المفضلة.
    İnsanları aya gönderiyoruz, bizimle konuşabilen ya da radyo kanallarını sadece sevdiğimiz müzikleri çalması için düzenleyebilen telefonlar yapıyoruz. TED نُرسل أناسًا إلى القمر أونجعل هواتفنا تتحدث إلينا أو نخصص محطات إذاعية تستطيع أن تعزف الموسيقى التي نحبها فقط
    En sevdiğimiz film Dolphin Tale'de de söyledikleri gibi, "Aile sonsuza kadardır." Open Subtitles انها مثل ما يقولون في فيلمنا المفضل حكاية دولفين العائلة الى الابد
    sevdiğimiz insanlara sımsıkı sarılalım, çünkü ne zaman kayıp gideceklerini bilemeyiz. Open Subtitles نتمسك بالأشخاص الذين نحب, لأننا لا نعرف أبدا متى سننفصل عنهم.
    Bizim jenerasyonumuzu tanımlayacak şey bu, sevdiğimiz ve uğruna savaşmak istediğimiz şeylerin peşinden koşmamız ve savaşmamız. TED هذا ما سيحدد معالم جيلنا، عندما بدأنا ملاحقة والنضال من أجل الأمور التي نحب وهذا ما نريد النضال لأجله.
    Artık dijital teknolojinin, hayallerimizdeki teknolojinin bu hayatı nasıl sevdiğimiz hayata dönüştüreceğini konuşalım. TED لنتكلم عن كيف يمكننا استعمال التكنولوجيا الرقمية، تكنولوجيا أحلامنا، لنجعل هذه الحياة الحياة التي يمكن أن نحب.
    Her birimiz en sevdiğimiz insanla ilgili bir anıdan vazgeçmeliyiz. Open Subtitles يجب على كل منا التخلي عن ذاكرة اكثر ناس نحبهم
    Bu tedavi kararlarına bir kez aşina olduğumuzda, yine şahsen ya da sevdiğimiz kişiler ve aileden biriyle, bu araçların yararlarını, değiş tokuşunu ve limitlerini de çok çabuk öğreniriz. TED و لحظة انغماسنا في القرارات العلاجية ومرة أخرى سواء بصفة شخصية أو عن طريق الأشخاص الذين نحبهم أو أفراد العائلة، كذلك سريعا جدا ما نعلم المحاسن والأفضليات وحدود هذه الأدوات.
    Dünyadaki bütün paralardan daha çok sevdiğimiz bir oğlumuz var. Open Subtitles الذي نحبه أكثر من أي كمية من المال في العالم
    Bildiğiniz gibi, müzikte sevdiğimiz bir şeyi alır ve ona eklemeler yaparız. TED أتعرفون، في الموسيقى نأخذ شيئًا ما نحبه ونبني فوقه.
    Orası en sevdiğimiz yerdi ama orada oynamamız yasaklanmıştı. Open Subtitles كانت بقعتنا المفضلة لكننا حرمنا من اللعب هنا
    Size en sevdiğimiz kitaplardan bir tanesini aldık. Open Subtitles إليكما هذا، لقد أحضرنا لكما أحد كتبنا المفضلة
    Kahve ve çikolata gibi sevdiğimiz tüketim mallarını üreten şirketler ne olacak? TED الآن، ماذا عن شركات البضائع الاستهلاكية التي تصنع منتوجات نحبها كالقهوة والشوكولاته؟
    Şöyle düşünün: Bu gece hepimiz eve gidip televizyonda en sevdiğimiz programı izleyelim. TED لنفكر بهذه الطريقة: لنذهب جميعا لمنازلنا الليلة ونشاهد برنامجنا المفضل على التلفاز.
    Değer verdiğimiz her şey, ve sevdiğimiz kişiler artık yok. Open Subtitles كل شيء إهتممنا لأجله وكل شخص أحببناه .. أختفي
    Hep sevdiğimiz kişinin daha egzotik olmasını tercih ediyoruz Raj. Open Subtitles راج، الحقيقة بأنّنا نُريدُ دائماً الواحد نَحبُّ لِكي نَكُونَ غريبَ جداً
    sevdiğimiz bir şeyi yapıyoruz insanların hayatını etkiliyoruz ve bunun için para alıyoruz. Open Subtitles إنّنا نقوم بشيء نحبّه ،إنّنا نؤثّر في حياة الناس وعلينا نيل مقابل ذلك
    Bize her yaşamın kutsal olduğu öğretildi. Düşmanlarımızı da kendimizi sevdiğimiz gibi severiz. Open Subtitles الذي يعلّمنا ان كلّ حياة مقدّسة نحبّ أعدائنا كما نحبّ أنفسنا
    sevdiğimiz insanlar sonunda bizi terk ettikleri için aşktan vazgeçtik. Open Subtitles إنّ هذا كله لأنّ الناس الذين نحبّهم يتركوننا في النهاية و لهذا نبتعد عن الحب
    Sadece sevdiğimiz insanların öldürülmesiyle alâkalı değil. Open Subtitles ليس فقط لأن الأشخاص الذين أحببناهم قد قتلوا
    Hiçbir şey seni çok sevdiğimiz gerçeğini değiştirmeyecek. Open Subtitles لاشيء قد يغير هذه الحقيقة أننا نحبك للغاية، للغاية
    Ölmeden önceki gün Emily Sonoma'daki en sevdiğimiz pansiyonda bir süit ayırtmış. Open Subtitles اليوم سابق عبرت، إيميلي حجزتنا جناح في سريرنا المفضّل وفطور في سونوما.
    şurada da 40 kişilik bir orkestra en sevdiğimiz şarkıları çalacak. Open Subtitles وهنا سيوجد 40 عازف أوركسترا يعزفون أغانيكِ المفضّلة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more