"tehdit" - Translation from Turkish to Arabic

    • التهديد
        
    • تهديدات
        
    • تهديدا
        
    • تهدد
        
    • خطر
        
    • التهديدات
        
    • بالتهديد
        
    • هدد
        
    • بتهديد
        
    • هددت
        
    • تهديدي
        
    • خطراً
        
    • بتهديدي
        
    • للتهديد
        
    • تهددني
        
    Yani gördüğünüz gibi, Geniilara olan tehdit geldi ve gitti. Open Subtitles لذا .. فكما ترى ، التهديد للجيناى جاء و إنتهى
    - Bilmiyorum. Ama bence tehdit henüz sona ermedi ve başkan güvende değil. Open Subtitles صلب المسألة هي أن هذا التهديد لم ينتهي ولا أعتقد أن الرئيسة بمأمن
    tehdit kullanmaktan hoşlanmam, ama bu durum ikimiz için de işe yaradı. Open Subtitles لم أكن أرغب باستخدام كلمة تهديدات ولكن ذلك سيجعل كل منا يعمل
    - tehdit oluşturmuyorum. - Ben bir uçuş polisiyim. Sizi bırakabilir miyim? Open Subtitles انا لا اشكل تهديدا انا ضابط امن جوي هل يمكن ان اتركك؟
    Antibiyotikler olmadan, rutin tıbbi prosedürler bile hayatı tehdit eden enfeksiyonlara yol açabilir. TED بدون المضادات الحيوية، حتى الإجراءات الطبية المعتادة يمكن أن تسبّب التهابات تهدد الحياة.
    İsrail'in katıksız varlığı tehdit altında, siz çıkmış limonlardan bahsediyorsunuz. Open Subtitles إسرائيل حقيقة موجودة تحت خطر محدق وأنتم تتعاملون مع ليمون
    Biyolojik, kimyasal ve nükleer tehdit durumlarında uygulanan bir prosedür. Open Subtitles انه يستخدم في التهديدات الحيوية او الكيميائية او النووية ماذا؟
    Birleşik Devletler ve Japonya'yı nükleer saldırı ile tehdit ediyor. Open Subtitles قام بالتهديد للقيام بهجوم نووي على الولايات المتحدة و اليابان
    Arkadaşlarının adını vermediği takdirde onu ihbar etmekle tehdit etti. Open Subtitles هدد بالإبلاغ عنها إذا لم تقر له عن أسماء أصدقائها
    L Ben size bir tehdit kanıtlamak için yapmak nedir? Open Subtitles ماذا يجب أن أفعل لأبرهن أنني لست بتهديد لكم ؟
    Savcıyla konuştum. İşbirliğinize bağlı olarak tehdit suçunu düşürmeyi kabul etti. Open Subtitles تحدّثتُ مع المُدّعي العام لإسقاط تهم جناية التهديد بالإعتماد على تعاونك.
    Psikometrideki stereotip tehdit etkisini de hesaba katıyor mu bari? Open Subtitles أيأخذ هذا في الحسبان تأثير التهديد المتعارف عليه لنفسية الشخص؟
    Kuru temizlemeciden gelen şu tehdit telefonuyla ilgili bir şey çıktı mı? Open Subtitles إذن، أوجدت أيّ شيءٍ عن إتّصال التهديد الصادر من محل التنظيف الجاف؟
    Bilgisayar virüsünü yayan ve konsolosluğa tehdit e-postalarını gönderen IP adresini bulduk. Open Subtitles لدينا العنوان الإلكتروني الذي أطلق فيروس الحاسوب ورسائل التهديد الإلكترونية ضد القنصلية.
    Mektup, e-posta ve kapalı bir hattan gelen 10 tehdit mesajı var. Open Subtitles اذاً , بالاضافه للرسائل والايميلات والرسائل من ارقام محظوره تلقينا عشرة تهديدات
    Sen benim için tehdit değilsin, hiç kimse için değilsin. Open Subtitles انتي لا تمثلين تهديدا لي .. ولا تمثلين تهديدا لأحد
    Hey, az önce bahçemizi tehdit eden karpuzun icabına baktık. Open Subtitles لقد تخلصنا من هذه البطيخة الخطيرة التي كانت تهدد حديقتنا
    Vatandaşlar tehdit oluşturan sıcaklıklara karşı hükümetlerinin tepki göstermesini istiyor. Open Subtitles يطالب المواطنون حكوماتهم باتخاذ اللازم حيال خطر ارتفاع الحرارة الوشيك
    - Doğrusu Medina'nın ne tür bir tehdit olduğu önemli değil. Open Subtitles أو التهديدات الأخرى ؟ الحقيقة هي أنه لا يهم نوع تهديده
    Herkes ve her duygu babam tarafımdam tehdit edildiğimi hissettiriyor. Open Subtitles أي شخص يمتلك حاسه سوف يشعر بالتهديد من قبل والدي
    Dondurulmuş Muz, onları dava etmekle tehdit eden Koreli bir göçmenin buluşuydu. Open Subtitles الموز المثلج ذات نفسه كان من بنات أفكار مهاجر كوري هدد بمقاضاتهم
    Yanında bir bölgelendirme yetkilisiyle, arazi sahiplerini istimlakla tehdit ediyordu. Open Subtitles تلقى إحاطة منطقة رسمية بتهديد ملاك الأراضي بالاستيلاء على نطاقهم
    Onu öldürmekle tehdit ettim, ama hiç, nasıl demeli, uygun bir şekilde tanıştırılmadık. Open Subtitles أم.. لقد هددت بقتله.. لكن لم نكن ابدا, مثلما تقول, متعارفين بشكل لائق
    Beni tehdit etmenize gerek yok, daha önce sistemle karşılaştım. Open Subtitles ليس عليك تهديدي , لقد مررت بالنظام الجنائي من قبل
    Onlar gerçeği saklamak konusunda umutsuzlar, çünkü gerçeği kararlarına bir tehdit olarak görüyorlar. TED إنهم مصممون على إخفاء الحقيقة، لأنهم يرون في الحقيقة خطراً على دخلهم المالي.
    Çocuğumu öldürmekle tehdit ederek... seni sevmemi sağlayabileceğini mi sanıyorsun? Open Subtitles أتعتقد أنك بتهديدي بقتل إبني ستجعلني أحبك؟
    8 yıldır onların kontrolünde. Ya Stockholm Sendromu var ya da tehdit altında. Open Subtitles يسيطران عليه طوال 8 أعوام إما أنه اعتاد الأمر أو أنه يتعرّض للتهديد
    Baptiste senin kim olduğunu öğrensin istemiyorsan beni tehdit etme. Open Subtitles لا تهددني إلا إذا أردت أن يعرف بابتيست من أنت

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more