"terk edilmiş" - Translation from Turkish to Arabic

    • مهجور
        
    • مهجورة
        
    • المهجورة
        
    • المهجور
        
    • مهجوراً
        
    • متروكة
        
    • منبوذة
        
    • تم التخلي
        
    • المهجوره
        
    • ومهجورة
        
    • منبوذ
        
    • مهجوره
        
    • مهملة
        
    • لقد تمّ هجرها
        
    • متروك
        
    Denkins'te terk edilmiş ve açlıktan kıvranan bir midilli olduğunu söyledi. Open Subtitles هو قال لي ان هناك مهر يتضور جوعا مهجور بمزرعة دينكنز.
    Aylar önce açık arttırmada terk edilmiş bir ev almışlar. Open Subtitles تم شراء منزل مهجور . ضمن مزاد قبل أشهر مضت
    Binayı uydudan izledik. terk edilmiş görünüyor ama kesin bilemeyiz. Open Subtitles لقد وضعنا البناية تحت مراقبة القمر الصناعي وهي تبدو مهجورة
    Dört kız kayıp ve biri terk edilmiş bir arabayı fark etmiyor. Open Subtitles 4فتيات مختفيات و احدهم لا يلاحظ سيارة مهجورة نعم ما الجديد ريد؟
    terk edilmiş kilisede bulduğum bir kan lamını laboratuvarda incelettim. Open Subtitles أوكلتُ إلى مختبر تحليل شريحة دم وجدتُها في الكنيسة المهجورة
    Dedektif, bu terk edilmiş alış-veriş merkezinde dört adamın cesedi bulundu. Open Subtitles أيها المُحقق ، الأربع جُثث التي وُجدت فى المركز التجاري المهجور.
    Önce şaşkınlardı, ailelerinden koparıImış, terk edilmiş, unutulmuş, yol gösterecek birini arayan çocuklar... Open Subtitles بدوا ضائعين منذ البدايه الاطفال انقطعوا عن اولياء امورهم ,مهجور,منسي يبحث عن التوجيه
    Onların favori kuytu köşesi Beacon Hills'in dışındaki terk edilmiş bir damıtımeviydi. Open Subtitles مكانهما المظلم المفضل كان مصنع تقطير مواد كيميائية مهجور خارج بيكون هيلز
    Bizden biri tek başına ölüme giderken terk edilmiş bir metro istasyonunda saklanıyoruz. Open Subtitles تحت الأرض في مترو أنفاق مهجور بينما أحدنا يمشي وحده نحو موته المحقق
    Tüm bildiğim... onun Doğu Sibirya'da terk edilmiş bir araştırma laboratuvarında tutulduğu. Open Subtitles كل ما أعرف هو أنه محجوز في معمل أبحاث مهجور شرق سيبيريا
    Daha sonra iki araçla terk edilmiş uçak pistine gittiler.-Hedef araba ve takip eden araba olarak- ve burada farklı TED بعدها قام الباحثون بالذهاب إلى مهبط طائرات مهجور بصحبة سيارتين، السيارة الضحية المستهدفة وسيارة المطاردة، وشنوا مجموعة من الهجمات الأخرى.
    20 yıldan fazla süredir terk edilmiş durumda. Pek bir şey kalmadı. Open Subtitles فهي مهجورة منذ ما يربو على 20 عامًا، لم يبقَ منها الكثير
    Bir de buradan birkaç mil ötede terk edilmiş aküsü bitmiş bir araç. Open Subtitles وتمّ إيجاد سيّارة مهجورة على بُعد عدّة أميالٍ مِن هنا مع بطارية مُنتهية.
    Neden biri terk edilmiş bir kilisenin adını saklamak istesin ki? Open Subtitles لمَ قد يُريد شخصٌ ما أن يُخفي اسم كنيسةٌ مهجورة ؟
    Neden birisi terk edilmiş bir kilisenin ismini saklamaya çalışsın ki? Open Subtitles لمَ قد يُريد شخصٌ ما أن يُخفي اسم كنيسةٌ مهجورة ؟
    Tanıklarından biri terk edilmiş kilisenin önünde ölü olarak bulundu. Open Subtitles تحول أحد الشهود الخاصين بك وجد ميتا خارج كنيسة مهجورة
    Buraya Sullivan Caddesi'ndeki terk edilmiş arsadan bahsetmek için geldim. Open Subtitles أنا هنا للتحدث بشأن قطعة الأرض المهجورة على شارع سولفن
    Buralar ilk başta, şehirlerin hiç ilgilenmediği, terk edilmiş yerlerdi. TED في البداية، شُيد جميعهم على النفايات والأراضي المهجورة التى لم تعيره المدن أي اهتمام.
    Kömür çıkartmak için öyle gözümüz dönmüştü ki terk edilmiş Blanton Köprüsünün tünelleri zayıflatacağını düşünmedik ama... hata etmişiz. Open Subtitles كنّا طامعين جداً لذلك الفحم .. لم نكن نتصورّ بأنّ جسر بلانتن المهجور سيضعف االنفق، ولكنّنا كنّا مخطئين ..
    Bu, hayatları boyunca yaşadıkları ve çalıştıkları terk edilmiş iş yerinde onları görünmez yaptım. TED لقد جعلتهم متخفّين في المحلّ المهجور الذي عاشوا أغلب حياتهم فيه و عملوا فيه.
    Bu mekana çok düşkündüm çünkü kendi başıma bulduğum ilk terk edilmiş, büyük endüstriyel yerdi. TED أعجبتني تلك المساحة كثيراً لأنها بمثابة أول مجمع صناعي ضخم وجدته بمفردي حيث كان مهجوراً.
    Bir otobanda kendi halinde duran, terk edilmiş bir araba değiliz. Ama eğer bir şekilde öyleysek bile, endişelenmeyin. TED نحن لسنا سيارات متروكة مركونة وتجلس فارغة في احد الطرق السريعة، وإذا كنا كذلك بطريقة أو بأخرى، لا تقلق.
    Ama gözlerinde hala o kaybolmuş terk edilmiş kızı görebiliyorum. Open Subtitles لكني أراها لا تزال ضائعة فتاة منبوذة مما تقول عينيها
    Aptalca biliyorum ama onları her defasında farklı şekilde saçıma takıyorum o yüzden içlerinden bir tanesi terk edilmiş hissedecek. Open Subtitles لكن لقد أعتدت أن أضعهم في شعري في مناسبات مختلفه حتى لاتشعر ولا واحده منهم أنه قد تم التخلي عنها
    terk edilmiş binalarda köprülerin altında uyuyorlar bazıları da sabaha kadar sokaklarda geziyorlar. Open Subtitles أنهم ينامون تحت الكبارى او فى المبانى المهجوره وبعضهم يسير بالشوارع طوال الليل
    Buranın üç kilometre kuzeyinde eski, terk edilmiş bir avcı kulübesi var. Open Subtitles هناك مقصورة قديمة ومهجورة للصيد نحو ميلين الى الشمال من هنا
    Baban seni ailece intihardan dışladığı için terk edilmiş hissetmeyi düşünebiliyor musun? Open Subtitles هل يمكنك تخيل الشعور بأنك منبوذ لأن أباك منعك من الانتحار مع العائلة ؟
    Çölün ötesinde, ya da ormanın derinliklerinde, oralarda da böyle terk edilmiş şehirler olması gerekir. Open Subtitles سأغادر البلدة من المؤكد أنه توجد مدن اخري مهجوره مثل هذه سأعبر الصحراء او الغابه
    Şehrin altındaki terk edilmiş bir rezervuardan faydalanmayı planlıyorlar. Open Subtitles فهي تخطط لوصل بحيرة مهملة تحت المدينة.
    Suç mahallinin 800 metre ilerisinde terk edilmiş. Open Subtitles لقد تمّ هجرها على بعد نصف ميل من مسرح الجريمة.
    Sanırım bütün bu zaman boyunca böyle hissetmemin sebebi yalnız olmam, terk edilmiş olduğumu düşünmemdi. Open Subtitles و لكنه كان الشعور بالوحدة و بأني متروك كان هناك كل الوقت

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more