"yağ" - Translation from Turkish to Arabic

    • الزيت
        
    • زيت
        
    • دهون
        
    • النفط
        
    • الزبدة
        
    • الدهن
        
    • زبدة
        
    • الشحوم
        
    • الشحم
        
    • الدهون
        
    • بالزيت
        
    • نفط
        
    • دهن
        
    • الزيوت
        
    • الزبد
        
    Adamın yaralarına yağ ve şarap dökmüş, onu bir konağa götürmüş ve adama bakmaları için kendi cebinden ödemiş. TED فقد سكب الزيت والنبيذ على جروح الرجل العاجز، وأخذه إلى نُزلٍ ودفع له من ماله الخاص ليحصل على المساعدة.
    Kırk tane dev küp bulacağız, kırk kilo güzel kokulu yağ ya da kırk haramiyi taşıyacak kadar büyük olmalılar. Open Subtitles سنقوم بتجميع أربعين جرةً ضخمة كبيرة بما يكفي لتحمل حمولة أربعين من الزيت وكبيرة بما فيه الكفاية لتحمل أربعين لصاً
    Böylece ilk balinamızı parçalamış ve saf yağ elde edinceye kadar kaynatmıştık. Open Subtitles وهكذنا نزعنا جلد حوتنا الأول، وغلينا دهن الحوت لنحصل على زيت صافي
    Kızarmış tavuk ve kızarmış patates yemeği, 1000 kalori ve %50 yağ içerir. Open Subtitles دجاجة مقلية وبطاطس مطحونه بها 1000 سعرة حرارية و دهون بنسبة خمسون بالمائة
    Nadir elementlerin çıkarıcısı, yağ elde edicisi ve muhafazakâr politikanın şampiyonu. Open Subtitles ،مستخرج المعادن النادرة في الأرض مستخرج النفط ومناصر السياسات المقاومة للتغير
    Oturduğumuzdan beri neden ceplerini aşırdığı onca yağ için kontrol etmedin? Open Subtitles لماذا لا تفحصي جيبه لكل الزبدة الذي أخذها منذ جلوسنا هنا
    Bu yağ zehiri bozmak için olacak, buraya geleceğim ve kusup rahatlayacağım. Open Subtitles هذا الزيت سيخفف السم حتى أعود اٍلى هنا و أبتلع هذا المقيئ
    Motoru gıcır gıcırdı. Bir damla bile yağ lekesi yoktu. Open Subtitles محرك من النوعية جديدة ليس من النوع الذي يسرب الزيت
    Gel, onlar Latince konuşmadan ve kafama kutsal yağ dökmeden. Open Subtitles تعال، قبل أن يتكلمون لاتيني و صب الزيت على رأسي
    - Evet,çünkü yağ değişimi için... aracını durduran birini tanıyorum. Open Subtitles نعم ، لأنني أعرف هذا الفتى الذي ذهب لتغيير الزيت
    Pete. Bu yağ kalın gibi. Belki biraz su eklemeliyim. Open Subtitles .بيت, يبدو الزيت لزجاً قليلاً ربما عليّ إضافة بعض الماء
    Özellikle bu kadar yağ yoktu, çünkü ben de denemiştim. Open Subtitles خصوصـًا المزيد من زيت المحرك نفسه، والذي قمت بتجربته بنفسي
    Ben insaları su içerken görüyorum susadıklarında, sende sadece yağ görüyorum. Open Subtitles رآيت ناس تشرب الماء متى تعطش أنت فقط الذي طلب زيت
    Düşük yağ etiketli her şeyin düşük yağlı olduğunu filan mı düşünüyorsun? Open Subtitles هل تظنين أن كل هذه الأشياء القليل الدهونة هي قليلة دهون ؟
    Ve şu yağ damlacıklarının bazıları , dışarıdan kimyasallar alarak büyümelerini sağlayan özel bir kimyasal kombinasyon içermekteydi. TED وبعض من قطرات النفط تلك كان فيها تركيبٌ كيميائي معيّن سمحت لها بمواد كيميائية من الخارج م
    Bir sonraki molada Land O'Lakes yağ paketindeki kadınla randevum var. Open Subtitles لديّّ ميعاد مع السيدة على غلاف الزبدة في فترة الاستراحة القادمة.
    Yani bu masa örtüsü ve porselen takımlar... ve, Tanrım, yağ bıçağı... Open Subtitles أعني , السفرة الكتانية و الصينية و .. يا إلهي سكينة الدهن
    Bir ordu İtalya'yı tıpkı yağ gibi ortadan ikiye yarıp geçebilir. Open Subtitles الجيش الذي يمكنه قطع طريق إيطاليا مثل سكين من خلال زبدة.
    Tamam, önce yağ oranını ölçelim, kalp testi de yaparız. Open Subtitles دعنا نبدأ معك ياختبار الشحوم في الجسم لقياس معدل النبضات
    Çünkü yağ dokunun angigeneze çok bağımlı olduğunu keşfetmiş bulunuyoruz. TED لأنه يتضح أن النسيج الدهني, الشحم يعتمد بدرجة كبيرة على تولد الأوعية.
    Bu bebek öyle küçük ki onu sıcak tutacak yeterli yağ dokusu yok. TED هذا الطفل نحيف للغاية بحيث ليس لديه ما يكفي من الدهون للبقاء دافئاً.
    Taşıyıcı kayışa yerleştirirsin, hava yağ yüzünden ağırlaşır patates cipslerinin pişmesini izlersin. Open Subtitles أجلس بجانب حزام حامل, في جو معبق بالزيت تشاهدين قطع البطاطس المقلية
    Seni şükran günü yemeğinin tamamını ızgarada bir yağ fıçısı ile yaparken izliyorum. Open Subtitles والآن، رأيتك تحضّر وجبة كاملة لعيد الشكر على مشواة صنعتها من برميل نفط.
    Testosteron, deride yağ üretimini artıran bir diğer hormondur. TED التستوستيرون هو هرمون آخر يزيد إنتاج الزيوت في الجلد.
    "Annem, biraz yağ ve ekmek karşılığında ipek bluzunu vermişti." Open Subtitles أمّي تاجرت فى بلوزة حريرية من أجل بعض الزبد والخبز

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more