"yoktu" - Translation from Turkish to Arabic

    • لم تكن
        
    • لم أكن
        
    • لم يكن لدي
        
    • لا يوجد
        
    • ولم يكن
        
    • لم يكن هناك
        
    • ليس هناك
        
    • لم يكن لدينا
        
    • يكن لديه
        
    • بلا
        
    • لم يكُن
        
    • ليس لدي
        
    • لم نكن
        
    • لم اكن
        
    • لايوجد
        
    Annem gelince, adam annemden para istedi ancak onda da yeteri kadar yoktu. TED وحضرت أمي إلى الخارج، وطلب منها النقود، ولكنها لم تكن تملك المال الكافي.
    Sağlığa zararlı ibareleri yoktu, en azından federal idarenin koydurdukları. TED لم تكن هناك مشاكل صحية، على الأقل أمراض محظورة فيدرالياً.
    Neredeyse altı yıl, her Allah'ın günü, Elimde bir şey yoktu ancak posta kutumda red mektupları beni bekliyordu. TED إذن، طوال ست سنوات تقريبا، كل يوم، لم أكن أتوصل إلا برسائل الرفض التي كانت تنتظرني داخل صندوق البريد.
    Beş yıldızlı bir otelde satış şubesinin ne yaptığına dair hiçbir fikrim yoktu. TED لم يكن لدي أدنى فكرة عما يفعله قسم المبيعات في فندق خمسة نجوم
    Dolaylı delillere rağmen, Tesla'nın fikirlerinin ya da planlarının Stratejik Savunma Girişimi'nde kullanıldığına doğrudan işaret eden bir kanıt yoktu. Open Subtitles على الرغم من الأدلة الظرفية لا يوجد دليل مباشر على أن أفكار أو خطط تيسلا استخدمت في مبادرة الدفاع الاستراتيجي
    Sizin be benim de ilkokula giderken 10,000 tane kitabımız yoktu. TED ولم يكن لدينا 10 آلالاف كتاب عندما ذهبنا الى المدرسة الإبتدائية.
    SD: Geçen haftaya dek bir kara delik görüntüsü hakkında hiç fikrimiz yoktu. TED ش.د: حتى الأسبوع الماضي، لم تكن لدينا أي فكرة حول شكل الثقب الأسود.
    Gümüş madeni sıfırı tüketti. Zaten fazla bir şey de yoktu. Open Subtitles قصة منجم الفضة الخاص بنا استهلكت لم تكن جيدة لنبدأ بها
    Mezar taşı yoktu, o yüzden insan mezarı değildir diye düşündüm. Open Subtitles فكرت أنه لم يكن قبراً بشرياً لأنه لم تكن عليه علامة
    Bununla birlikte, Bengalli bir göçmenin çocuğu olmak ya da Bronx'ta Senegalli göçmenin çocuğu olmak ile ilgili hiç bir fikrim yoktu. TED فيما عدا ذلك لم أكن أعرف ماذا يعني أن تكون طفلًا لمهاجرين بنغاليين في بروكلين أو أن تكون سنغاليًا في ذا برونكس.
    Her neyse, o zaman annenizin hamile olduğunu bilmeme imkân yoktu. Open Subtitles لذا على أية حال، لم أكن لأعلم بأن أمك كانت حاملاً
    Zaten gitmeye niyetim yoktu, zam yapması için blöf yaptım. Open Subtitles لم أكن أخطط حقاً للرحيل , كل ما أردته الزيادة
    Ama açıkca bu hakkında yapabilecek çok bir şeyim yoktu. TED و لكن من الواضح أنه لم يكن لدي الكثير لأفعله.
    Bir devlet memuru olmaya karşı bir ilgim yoktu, ceza hukukuna karşı bir ilgim yoktu ve kesinlikle de bir savcı olabileceğimi düşünmüyordum. TED لم يكن لدي اهتمام في أن أكون موظفا حكوميا، أو اي اهتمام في القانون الجنائي، ولم أفكر قطعا في أن أكون مدعي عام.
    Elimi üzerine doğru koydum, kan yoktu ve ağrı biraz hafiflemişti. Open Subtitles وضعت يدي لأسفل لا يوجد دماء عليها و قل الألم قليلا
    Parlak bir yaşlı kadındı. Gayet aklı başında. Hiçbir medikal sorunu yoktu. TED كانت سيدة عجوز ذكية متألقة. عاقلة تماما.ولم يكن لديها أي مشاكل طبية.
    Milyonlarca ve milyarlarca yıllarının neredeyse tamamında dünyada hiç bir yaşam formu yoktu. TED فعلى مدى ملايين وبلايين السنين لم يكن هناك حياة على الارض على الاطلاق
    Bence buna pek ihtimal yoktu. Seni öldürseler soygunu yapamazlardı. Open Subtitles ليس هناك خطر من هذا لو قتلوك فلن تحدث السرقة
    2006'dan önce , büyük camgözlerin genetik çeşitliliğine dair hiçbir bilgimiz yoktu. TED قبل 2006 لم يكن لدينا فكرة عن التنوع الجيني لأسماك القرش المًتشمسة
    Brian'ın nasıl bir işe bulaştığı hakkında hiç bir fikri yoktu. Open Subtitles براين لم يكن لديه أيّ فكرة ما كان يدخل نفسه فيه
    Biz dört kişiydik, bir değil, ve şansımıza erkek yoktu TED كنا أربعة، وليست واحدة ، ولحسن الحظ بلا أولاد ذكور.
    Ama ben bu olamaz dedim, çünkü senin zaten hiç taşağın yoktu. Open Subtitles لكني قُلت هذا لا يُمكن لأنكَ لم يكُن لديكَ خِصيتان من قَبل
    Bundan sonra ne yapacağım konusunda hiç bir fikrim yoktu. TED و ليس لدي أدني فكرة ، ما الشئ الذي أفعله.
    Yakın tarihe kadar orada ne olduğundan bile haberimiz yoktu. Open Subtitles لم نكن نملك أية فكرة عن وجود ذلك حتى مؤخراً
    Onu öpmek gibi bir niyetim yoktu. Nasıl olduğunu bile anlamadım. Open Subtitles انا لم ارد تقبيله او على الاقل لم اكن اتوقع ذلك
    Evet, biraz derin kestim, ama Dr. Raffin önemli bir yara olmadığını söyledi, bu yüzden uğramana gerek yoktu. Open Subtitles أجل لقد قطعت نفسي بعمق ولكن دكتور رافين قال بأن لايوجد تلف كبير لذا لا يجب عليكِ أن تمري

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more