Dedi ki Astrid'in dediğine göre Natalie geçen hafta Twinkle'da tampon almış. | Open Subtitles | قالت بأن آستريد قالت بأنها أعطت ناتالي قطنة تامبون الاسبوع الماضي في توينكل |
Juliet'in dediğine göre Astrid'den tampon almışsın. | Open Subtitles | قالت جولييت بأنك استجديتي من آستريد قطنتا تامبن |
Evet, ben Astrid Farnsworth. Ajan Dunham'ın asistanı. | Open Subtitles | نعم، أنا آستريد فورنورث ، مساعدة العميلة دانهام |
Astrid'i biraz tutsan biraz olsun... faydası dokunur mu? | Open Subtitles | أسيساعدك الأمر إن حملت "آستريد" لقليل من الوقت؟ |
Sonra sana Astrid'in 529'unu anlatırım. 20 dakikaya uyandır beni. | Open Subtitles | ذكّرني أن أحدّثك عن "آستريد" في ال 5: 29 وأيقظني بعد 20 دقيقة |
Hey, Astrid. Eğer hâlâ üşüyorsan... | Open Subtitles | هاى آستريد ، اذا كنت لا تزال مُجمّد |
Yani Astrid'in güvende olması için onu babasına teslim etmemiz yeterli mi? | Open Subtitles | إّن كل ما علينا فعله هو تسليم ابنة العجوز وتصبح (آستريد) حرة؟ |
Onu durdurmazsak John, Astrid ve Luca da dâhil herkes ölür. | Open Subtitles | (إذا لم نوقفه فإن (جون و (آستريد) و (لوكا) جميعهم سيموتون |
Astrid, İspanyolların bizi bulduğu zamanı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | آستريد... تتدكرين عندما وجدونا الإسبان ؟ |
Astrid, tanıştırayım, herkes, bak. | Open Subtitles | تعرفي على الجميع يا "آستريد" انظري |
Astrid'i kucağıma aldığımda fazla bir şey hissetmedim, | Open Subtitles | لم أشعر بالكثير عندما احتضنت "آستريد" |
Astrid, bence etrafta dışkı kalıntısı falan aramalısın. | Open Subtitles | وجدتُها. (آستريد)، ربّما بإمكانكِ البحث في الجوار عن مخلّفات براز ضخمة. |
Pek gerekli olmasa da Astrid'e eşlik etmeniz büyük incelikti. | Open Subtitles | لطفٌ منكَ مرافقة (آستريد)، مع أنّه غير ضروريّ. |
Astrid, manyetik rezonans için nörostimülatörü ayarlamamız gerek. | Open Subtitles | (آستريد)، علينا إعادة تشكيل المحاكي العصبيّ للرنين المغناطيسيّ! |
Astrid Aaron'la ilgili iyi haberleri bana iletti. | Open Subtitles | أخبرتْني (آستريد) الأخبار الطيّبة بخصوص (آرون). |
Astrid kan örneğini araştırdı. | Open Subtitles | طلبتُ مِن (آستريد) أن تفحص عيّنةً مِن دمه، |
Astrid sebepsiz yere ne olursa olsun hiçbir şey yapmaz. | Open Subtitles | (آستريد) لا تفعل شيئاً دونما سبب، و بعد اليوم الذي أمضَتْه، |
Astrid ve ben burada birlikte bekleriz, değil mi canım? | Open Subtitles | (آستريد) و أنا، نستطيع الانتظار هنا لوحدنا، أليس كذلك يا عزيزتي؟ |
Kendi Astrid'inle iyi anlaşıyorsun. Dilinizden anlıyorsunuz. | Open Subtitles | عميلتكم (آستريد)، كما لو كنتما شخصاً واحداً. |
Ama Astrid, sen Tanrı'nın faile bu efsanevî zehri nasıl yapacağını öğrettiğini söylüyorsun. | Open Subtitles | (آستريد)، أتحاولين القولَ أنّ الربّ أخبر الجاني كيف يركّب السمّ الأسطوريّ؟ |