Sizi dışladığımızın farkındayız ve alışveriş merkezindeki ininizi de yok ettiğimiz için üzgünüz. | Open Subtitles | نعلم أننا دعوناكم جميعاً بالشاذين ونحن آسفون على حرق على المتجر في المول |
- Hizmet edebildiğimiz için onur duyduk. - Fazlasını yapamadığımız için üzgünüz. | Open Subtitles | لقد شرفنا أن نكون في الخدمة ونحن آسفون لعدم المزيد لكم |
Hepimiz bu olay için çok üzgünüz. | Open Subtitles | إننّا جميعاً آسفون للغاية حيال هذه الحادثة. |
Onu ait olduğu yere bıraktım zamanını harcadığım için Üzgünüm. | Open Subtitles | لقد تركناها في مكانها الصحيح نحن آسفون لأننا أضعنا وقتكم |
Rahatsız ettiysek özür dileriz Bay Longman. Hadi Rico. | Open Subtitles | آسفون إذا كنا قد أزعجناك سيد لونغمان هيا ريكو |
Hadi ama çocuklar, çok çok üzgün olduğumuzu bilmenizi istiyoruz. | Open Subtitles | هيا يا رفاق. نريدكم أن تعرفون أننا آسفون جداً جداً. |
Peki, sanırım gerçekten hemen şimdi geri dönüp Özür dileyip, bunu geri vermeliyiz. | Open Subtitles | الأمّ: حَسناً، أَعتقدُ حقاً نحن يَجِبُ أَنْ فقط نَستديرُ ويَقُولُ بأنّنا آسفون ويُرجعُه. |
Sizden ayrılmak zorunda kalacağımız için çok üzgünüz. | Open Subtitles | إننا آسفون جداً لأننا يجب أن نترككم جميعاً |
Herkesin başını bu kadar ağrıttığımız için çok üzgünüz. Biz basit kovboylarız. | Open Subtitles | نحن مذنبون، و نحن آسفون جداً لقد تسببنا للجميع بهذه المتاعب |
— üzgünüz. — Sadece sizi buraya zamanında getirebildiğimize şükredin. | Open Subtitles | ــ نحن آسفون ــ احمدوا الله أنّنا أحضرناكم إلى هنا بالوقت المناسب |
üzgünüz, aramanız kabul edilmedi, lütfen kapatıp tekrar arayın. | Open Subtitles | آسفون, المكالمة لم تتم من فضلك إتصل ثانية |
Dürüst olalım, sizinle dalga geçtiğimiz için üzgünüz. | Open Subtitles | دعنا فقط نَكُونُ صادقون، حَسَناً؟ نحن آسفون سَخرنَا مِنْك، |
Pekala çocuklar, geciktiğimiz için çok üzgünüz. | Open Subtitles | حسناً، يا رفاق، نحن نحن آسفون جداً لأننا متأخرون. |
üzgünüz Yüzbaşı! Ama en azından malı aldık. | Open Subtitles | انظر، ايها القائد نحن آسفون على الأقل اصبح لدينا مخبأسريا |
Evine dönmekte çok zorlanan çeteye gelince bunun için Üzgünüm. | Open Subtitles | الآن من أجل المجموعة الموجودة بالخارج, التي واجهت أوقات عصيبة للعودة إلى ديارها آسفون بشأن ذلك. |
Rahatsız ettiğimiz için Üzgünüm ama özrümüzü kabul etmeni kabul edemeyiz. | Open Subtitles | آسفون على الازعاج لكننا لم نستطع تقبل تقبلك لاعتذارنا |
İçeriye daldığımız için Üzgünüm ama bu bir ... acil durum. | Open Subtitles | نحن آسفون لا نريد أن نقتحم المنزل ولكنه أمر طارئ |
özür dileriz, vaktinizi aldık, hadi Otis, gidelim. | Open Subtitles | إننا آسفون .. لقد أضعنا وقتك هيا بنا يا أوتيس |
Tamam, yeni testler temiz olduğunu gösteriyor. Hata için özür dileriz. | Open Subtitles | "بعد خمسين دقيقة" إعادة الاختبار يقول أنك نظيفة آسفون على الخطأ |
üzgün olduğumuzu söylemek istiyor ama bir sorunumuz daha var. | Open Subtitles | ما يقوله أننا آسفون للغاية، لكن لدينا أيضاً مشكلة آخرى. |
Özür dilerim. Niye öyle dediğimi bilmiyorum. - Bisikletimiz yok. | Open Subtitles | آسفون, ولكننا لا نملك دراجات لا أعلم لما قلت ذلك |
- kusura bakma, geciktik. - Geldiniz işte. | Open Subtitles | ــ آسفون للتأخر يا سينثيا ــ ها قد جئتما، لا يهم |
Pardon arkadaşlar. Fırtına yüzünden enerji kaybı yaşadık. | Open Subtitles | آسفون لدينا إنحراف في الطاقة نظراً للعاصفة |
Bi kez daha kusura bakmayın Kumsalda biraz ateş falan yakacaktık | Open Subtitles | آسفون لابد أن نذهب للشاطئ لنقوم ببعض الألعاب الناريه |
Arkadaşının kaybolmasına üzüldük ama işleri daha da kötüleştirme. | Open Subtitles | نحن آسفون حيال اختفاء صديقك لكن لا تجعل الأمور أسوأ |