Ayakkabıyla vurduğum için özür dilerim. | Open Subtitles | آسفٌ لأنني ضربتك بفردة الحذاء لقد كنتُ متضايقاً لأقصى الحدود |
Oğlunla planladığınız imparatorluğunuzu kurmanızı zorlaştırdığım için özür dilerim. | Open Subtitles | آسفٌ لأنني جعلت إسترجاع إمبراطوريتكم أكثر صعوبة لكَ و لصغيركَ |
Arkadaşlığımızı istismar ettiğim ve seni Alice ile garip bir duruma soktuğum için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسفٌ لأنني أستغليتُ صداقتكَ |
Onca yolu, boş yere gelmene neden olduğum için üzgünüm. | Open Subtitles | إسمع, آسفٌ لأنني جلبتُك إلى هنا, مقابل لا شئ |
Ortak, bunu seninle yüz yüze konuşamadığımız için üzgünüm. | Open Subtitles | {\1cHFFFF0}شريكي ، أنا آسفٌ لأنني لم استطعَ" "أن اتواجدَ هنا لأخبركَ هذا شخصياً |
Sizi ciddiye almadığım için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسفٌ لأنني لم آخذكَ على محمل الجد |
Sana yalan söylediğim için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسفٌ لأنني كذبتُ عليكَ |
Onu geri getiremediğim için üzgünüm. | Open Subtitles | آسفٌ لأنني لم أستطع أن أعيد (ريكس) للديار |
Yemeğe yetişemediğim için üzgünüm. | Open Subtitles | آسفٌ لأنني لم أحضر العشاء |