Üzgünüm geciktim, Sid. Şu Riverdale'deki dokuz numara tam bir baş belasıydı. | Open Subtitles | أنا آسف لتأخري يا سيد تلك التسعة في "ريفيرديل" هي حقاً جريمة |
Üzgünüm, geciktim. Mahkeme beklediğimden uzun sürdü. | Open Subtitles | آسف لتأخري لقد طال إنعقاد المحكمة أكثر من المتوقع |
Hey,bu kadar Geciktiğim için üzgünüm. - Oh, herneyse, şimdi burdasın. | Open Subtitles | ــ مرحباً, آسف لتأخري ــ لا يهم, طالما أنك هنا الآن |
O yüzden Üzgünüm geç kaldım diyerek başladım. | Open Subtitles | هذا هو السبب في أنني بدأت من قبل قائلا أنا آسف لتأخري. |
Özür dilerim geciktim, yalnız gelmek istemedim. | Open Subtitles | آسف لتأخري, لم اكن أريد القدوم بدون رفيق |
Geç kaldığım için üzgünüm, nasıl olduğunu bilirsin. | Open Subtitles | آسف لتأخري تعرفين كيف هو الأمر |
- Çok güzel. Artık toplanabilirim. - Geç kaldığım için özür dilerim. | Open Subtitles | جيد جداً ، الآن أستطيع أن أحزم أغراضي - آسف لتأخري - |
Kusmuk izleri kanıtım. Kusura bakma geciktim. | Open Subtitles | ولطخات البصاق على ملابسي تثبت ذلك آسف لتأخري |
Çocuklar, kusura bakmayın, geciktim. | Open Subtitles | حسناً مرحباً با أصحاب آسف لتأخري |
Hey, Geciktiğim için özür dilerim. Gidip üstümü değiştireyim. | Open Subtitles | مرحباً , أنا آسف لتأخري سأصعد لأغير ثيابي |
Hey, Ike, üzgünüm, geciktim. Park etmek bir kabus gibi. | Open Subtitles | مرحباً آيك آسف لتأخري صف السيارة كان كابوساً |
- Merhaba, Üzgünüm geciktim. | Open Subtitles | ماذا يعني هذا ؟ مرحبا , آسف لتأخري |
Üzgünüm geciktim. | Open Subtitles | آسف لتأخري , أنا كنت مشغول بعمل |
Üzgünüm, geciktim. | Open Subtitles | أنا آسف لتأخري. |
Stanley, Geciktiğim için üzgünüm. | Open Subtitles | آسف لتأخري. كانت مشكلة في فستان"غليندا" |
General, Geciktiğim için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسف لتأخري سيدي العميد |
Üzgünüm geç kaldım. Karımın acil bir işi vardı ve çocuklar ... | Open Subtitles | آسف لتأخري ، كان لزوجتي حالة طارئة في عملها ، والأطفال... |
Beni öldüreceklerini düşündüm. Üzgünüm geç kaldım. | Open Subtitles | لقد ظننت بأنهم سيقتلوني آسف لتأخري |
Özür dilerim geciktim. Dişçi randevum vardı. | Open Subtitles | أنا آسف لتأخري ، لقد كان لدىّ موعد مع طبيب الأسنان |
Özür dilerim geciktim, birlikte geleceğim hanım gelemedi. | Open Subtitles | آسف لتأخري, لكن رفيقتي ألغت الموعد |
Merhaba, sevgilim. Geç kaldığım için üzgünüm. | Open Subtitles | أهلا عزيزتي آسف لتأخري |
Adadayken özlemediğim bir şey varsa, o da haftasonu sürücüleridir. Geç kaldığım için özür dilerim. | Open Subtitles | أحد الأشياء التي لم أفتقدها بالجزيرة سائقوا يوم الأحد، آسف لتأخري |
Evet, Kusura bakma geciktim. Arabam arızalandı da. | Open Subtitles | أجل ، آسف لتأخري ، لقد صادفتني مشكلة في السيارة |
Kusura bakmayın geciktim. Ucuza içki vardı da. | Open Subtitles | آسف لتأخري كانت ساعة تخفيض في الحانة |
Mangal partisine Geciktiğim için özür dilerim. Çağrıyı aldığımda görevdeydim. | Open Subtitles | آسف لتأخري على حفلة الشواء كنت في مهمة عندما تم استدعائي |