Bana göre Facit'in hikâyesindeki ironi Japonya'dan ucuz, küçük elektronik hesap Makineleri alan Facit mühendislerinin kendi hesap makinelerini çifte kontrol etmek için kullandıklarını duymaktı. | TED | بالنسبة لي ، المفارقة في قصة فاسيت هو أن تسمع أن مهندسين فاسيت، اشتروا آلات حاسبة إلكترونية بسيطة ورخيصة في اليابان. استخدموها لتقييم آلاتهم الحاسبة. |
Makineleri açıp, yeniden çalışır duruma getirmek için teknolojinin ana parçasına ihtiyaç duyuyorlar. | Open Subtitles | إنّهم بحاجة إلى قطعة مفتاح من التقنية لجعل آلاتهم تعمل مجدداً |
Makineleri ailemin hayatlarını uzatmıştı ama canları kalmamıştı. | Open Subtitles | آلاتهم حافظت على حياة عائلتي لوقت طويل لكن لم يكن هناك الكثير من الحياة |
Ve sonra, insanlığın kendi makinelerini doğanın çarklarına bağlayabilmesi yalnızca bir zaman meselesinden ibaret olacaktır. | Open Subtitles | حينها سيكون هناك سؤال أزلي عندما ينجح الناس في ربط آلاتهم بعمل الطبيعه |
Bunun birçok örneğine sahibiz: Kongo Pigmeleri, enstrümanlarını akord ederlerken ormanda etraflarında olan kuşların seslerini kullanırlar. | TED | ولدينا أمثلة كثيرة عن هذا: فأقوام البيجمي في الكونغو يضبطون آلاتهم وفقًا لأصوات طيور في الغابة من حولهم. |
Müzisyenler enstrümanlarını her ellerine aldıklarında beyinlerinde havai fişekler patladığını biliyor muydunuz? | TED | هل تعلم أنّه في كل مرة يلتقط الموسيقيون آلاتهم تنطلق الألعاب النارية في كل أنحاء الدماغ لديهم؟ |
Makineleri için et parçasıyız! | Open Subtitles | ! نحن فقط لحم من أجل آلاتهم |
Sonra makinelerini gönderdiler. Metalden, büyük makinelerdi. | Open Subtitles | ثم قاموا بإرسال آلاتهم, آلات كبيرة صنعت من الحديد. |
makinelerini yönetmedeki yetenekleri büyük usta rakiplerinin üstün satranç bilgisini ve diğerlerinin bilgisayar üstünlüğünü alt etti. | TED | ساوت مهاراتهم في قيادة آلاتهم كفاءة المعرفة الفائقة بالشطرنج التي لدى خصومهم من سادة الشطرنج وكانت أعظم من القوة الحاسوبية للآخرين. |
İçerideki siktiğimin salakları ise enstrümanlarını bile zar zor çalıyorlar. | Open Subtitles | نصف الفتيات اللاتي يأتين من هنا بالكاد يعزفون على آلاتهم اللعينة |
Ayrıca, çiftçiler topraklarını, müzisyenlerde enstrümanlarını suçlamaz. | Open Subtitles | لا يلوم المزارعون أراضيهم، وامتنع العازفون عن لوم آلاتهم. |
Alemgir, müzisyenlerinin sessiz enstrümanlarını taşıdığını gördüğünde ve müzisyenler, müziği yok ettiği için onları gömmeye gittiklerini söylediklerinde onlara aşağılayıcı bir biçimde yanıt olarak derine gömmelerini ümit ettiğini söyledi. | Open Subtitles | "حين رأى "اورانجزب الموسيقيين يحملون آلاتهم في صمت أُخبِر أنه منذ أن حظرها شرع الموسيقيين في دفن آلاتهم وقد رَدَّ في سخرية "أتمنى أنهم قد دفنوها عميقاً" |