kameralar elmacık kemikleri arasındaki mesafeye bakar. | Open Subtitles | تستهدف آلات التصوير المسافة بين عظام خدّك. |
Her yere lânet olası kameralar yerleştirmekten mi bahsediyorsun? | Open Subtitles | هل تتحدث عن تركيب ؟ آلات التصوير الملعونة في كل مكان؟ |
Güvenlik kameraları devre dışı kaldığı için alarmın çalmadığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | لذا نعتقد أنّه في هذا الوقت تمّ إيقاف آلات التصوير. |
Bizi bulmak için Tanrı'nın Gözü'nü kullanırlarsa civardaki kameraları hackleyecekler demek oluyor. | Open Subtitles | إن استخدموا جهاز التعقب ستخترق حميع آلات التصوير في المدينة لمعرفة مكاننا |
Galiba birileri kamera çalmış. | Open Subtitles | يبدو مثل شخص ما سرق بعض من آلات التصوير. |
Bir sürü kamera var. Kimsenin bir şey yapmasını istemiyorum. | Open Subtitles | الكثير من آلات التصوير لا أريد آحداً أن يفعل أيّ شئ |
O kameraların fiyatı çok fazla. Onları riske atacağını düşünmemelisin. | Open Subtitles | آلات التصوير مِلكهم كلفتهم أموالاً، لا تظن أنه سيخاطر بها |
Isıya duyarlı kameralar Britanya'nın güneyinde ısının yükseldiği turuncu alanları gösteriyor. | Open Subtitles | تظهر آلات التصوير الحرارية مياه جنوب بريطانيا تتوهج بالبرتقالي الدافىء |
Yeni kameralar aldılar ve duvarla aynı renge boyayıp gizlediler. | Open Subtitles | عندهم آلات التصوير الجديدة و يصبغونها بنفس لون الحائط |
Önce, sensörler ve kameralar bir şeyin gelişini haber verecek. | Open Subtitles | أولا, أجهزة الرصد و آلات التصوير ستعلمنا ان قدِم أي شيء |
Ve şimdi, bu yüksek hızdaki kameralar birşeyler yakalamamıza imkan sağlıyor çıplak gözle tamamen görünmez. | Open Subtitles | والآن، آلات التصوير العالية السرعة هذه تُمكننا من التقاط شيء خفي بالكامل عن العين المجردة. |
Gece görüş kameraları, zifiri karanlıkta kaçışlarını görmemizi sağlayacak. | Open Subtitles | آلات التصوير الليلية تكشف انهم سيقومون بالهروب تحت غطاء من الظلام |
kameraları bekliyorlar. Herkesin seyretmesini istiyorlar. | Open Subtitles | إنهم ينتظرون آلات التصوير يريدون من الجميع أن يشاهدون |
Tabi ki,kameraları götürene kadar bekleyecektin. | Open Subtitles | وبطبيعة الحال ، كنت تنتظر حتي يأخذوا آلات التصوير بعيدا |
Sadece benim yolumdan çekilin. Televizyon kameraları o tarafta. | Open Subtitles | فقط ابتعد عن طريقي آلات التصوير التلفزيونية هناك |
Kasetler 5 kişinin olduğunu gösteriyor ama sütundaki kamera patladığından, orada ne yaptıkları tamamen bir sır. | Open Subtitles | آلات التصوير تؤكّد 5 مجرمين . . ولكن بعد الإنفجار مافعلوه هنالك هو لغز تام |
Kasetler 5 kişinin olduğunu gösteriyor ama sütundaki kamera patladığından, orada ne yaptıkları tamamen bir sır. | Open Subtitles | آلات التصوير تؤكّد 5 مجرمين . . ولكن بعد الإنفجار مافعلوه هنالك هو لغز تام |
Bu çocukları elleri kelepçeli, kameraların önünde teşhir edilmelerini gerçekten görmek ister misin? | Open Subtitles | أتريد حقّا أن ترى هؤلاء الأطفال يُقادون أمام آلات التصوير والأصفاد في أيديهم؟ |
kameraların dünyaya geri dönüşte 28 kilometre şakül kurşunu kadar dayanması gerekiyordu. | Open Subtitles | آلات التصوير كان لا بدّ أن تبث من مدى يتحمّل هبوط 18 ميل إلى الأرض |
kamerayı Satürn'ün üstüne merkezleyeceğim, buraya. | TED | وسأقوم بإعادة تركيز آلات التصوير على زحل هنا. |
Evde olduğunda, kameralara ya da konseye doğru değil benimle konuştuğunda, harikasın. | Open Subtitles | عندماتتكلممعيفيالمنزل.. ليس في المجلس ، ليس أمام آلات التصوير ، فأنت رائع |
Ve Matty o Kameralardan fotoğrafları çıkarıp her hafta web sitesinde yayımlıyor. | TED | ويأخذ ماتي الصور من آلات التصوير تلك وينشرها على موقعه كل أسبوع. |
Dükkan sahipleriyle konuşabiliriz. Güvenlik kameralarına bir göz atarız. | Open Subtitles | يمكن أن نسأل أصحاب المحلات ونتفقد آلات التصوير الأمنية |
Kameralarımı çalan şerefsiz bu. | Open Subtitles | هذا هو اللعين الذي سرق آلات التصوير |