bu duyguları, ancak başka insanlar... temel enstrümanları kullandığında yakalayabiliyoruz. | Open Subtitles | وذلك الشعور الذي تشعر به عندما يقوم بعض الناس بحمل آلات موسيقية |
Küçük bir müzik stüdyosunun oda işlerini yapmak, yani temizlik ve arada sırada da olsa enstrümanları tamir etmek, benim meşgalem. | Open Subtitles | كنتُ أعمل في مِحل آلات .. موسيقية صغير، بالخلف هنا تعرفين، أنظّف وأصلح الآلات يُبقيني هذا مشغولاً |
Mali olarak hiç desteklenmediği için çocukların çoğu enstrümanları alamıyor ama yine de-- | Open Subtitles | من دون دعم مالي بالكامل الكثير من الأولاد لا يمكنهم تحمل شراء آلات موسيقية .... |
Eğer fark ettiyseniz elde etmeyi başardığımız tek kalıntılar ilkel müzik aletleriydi. | Open Subtitles | كذلك إذا لاحظتم أن كل ما وجدناه من صناعاتهم اليدوية عبارة عن آلات موسيقية بدائية |
Eğer fark ettiyseniz elde etmeyi başardığımız tek kalıntılar ilkel müzik aletleriydi. | Open Subtitles | كذلك إذا لاحظتم أن كل ما وجدناه من صناعاتهم اليدوية عبارة عن آلات موسيقية بدائية |
Ve işte daha küçük ölçekte, bir küpe ölçeğinde veya seramik bir kap veya bir müzikal enstrüman önemli ve anlamlıydı. | TED | وهناك على النطاق الأصغر ، بحجم قرط أو وعاء من السيراميك أو آلات موسيقية ، كانت جوهرية ومترعة بالعاطفة. |
Hayali müzik enstrümanları. | TED | وهي آلات موسيقية وهمية. |
dedim. (Kahkaha) Ama kim yeni adet daha yapılmamış kadın vücudundan esinlenmiş müzik enstrümanları ile ilgilenir? | TED | (ضحك) ولكن من على وجه الأرض سيكون مهتماً بسبعة آلات موسيقية لم تبنى بعد مستوحاة من أجساد النساء؟ |
Kendi enstrümanları olan 60 tane öğrencim var. | Open Subtitles | -لدي 60 طفل مع آلات موسيقية مهترئة -مارتي) , ما مقصدك؟ ) |