| Alice Ancelin'i boşver, iki yıl oldu bugün süresi doldu. | Open Subtitles | انسي امر آليس انسلان، لقد مضت سنتان مع انتهاء اليوم |
| Görüyorsun Alice, koştum, koştum ve koştum, ve yolda unutmadığım bir planım vardı. | Open Subtitles | كما ترين آليس لقد ركضت طويلا كانت لدي خطة ولم انسها برغم المسافة |
| Valera'nın yumruğu, kusursuz Jeanne, harika Alice, kısacası, yapamadıklarımın sebepleri, yapmak zorunda olduğumdu. | Open Subtitles | قبضة فاليرا جين النقية آليس الرائعة باختصار، كل الاسباب التي منعتني من فعل ما كان يجب ان افعله |
| İşte, bu neyle başlamamız gerektiğiyle ilgili sevgili Alice'im, | Open Subtitles | ها انت ذا هذا ماكان يجب أن نبتدأ به، يا عزيزي آليس |
| "Umarım merdiveni itip düşürmem ders olmuştur" diye düşündü Alice. | Open Subtitles | "آمل ألا أكون قد نسيت كيف أركل" قالت آليس لنفسها |
| Belki de yanlış yoldayız. Belki Alice ona bulaştırmıştır. | Open Subtitles | ربما تحقيقا في المسار الخطأ لعل آليس نقلت إليه العدوى |
| Onlara göre Alice önemsiz miktarda para verecek akıI veya önemli birşey için. | Open Subtitles | أظن آليس لديها أصداف جوز الهند بدلاً من دماغها |
| Tamam, Alice. Hemen şimdi kahrolası kapıyı aç. Kahrolası kapıyı aç, hemen şimdi! | Open Subtitles | حسناً " آليس " افتحي الباب اللعين الآن "آليس " افتحي الباب حالاً |
| Eğer Alice aranızdaki aşk ile ümitsizce sana gelseydi ve senden kurtulabilmek için seni istediğini söyleseydi sen de yapardın. | Open Subtitles | ... إذا جائت آليس إليك، يائسة ... و كل هذا الحب مازال بينكم ... و قالت إنها بحاجه إليك لتريدها |
| Başka birine karsı böyle bir tutku hissettiğim için Alice'le evli kalamayacağımı biliyordum. | Open Subtitles | أدركت أنني لا يمكن أبدا ان ابقى متزوجا بـ آليس اذا كنت اشعر بعاطفة كهذه لشخص آخر |
| Birlikte yediğimiz son yemek Mary Alice'in ölümünden önceydi. | Open Subtitles | فهذا لأني شربته اخر مرة تناولنا طعاما سوية انا وانت لا بد انه كان قبل موت ماري آليس |
| Mary Alice'e gelen şantaj mektubunun aynısı gelmiş ve bana söylemediniz bile! | Open Subtitles | لا لا تتلقين رسالة ابتزاز نفس التي تلقتها ماري آليس و لا تخبرينني؟ |
| Alice bir kadın için ilk durak ancak şüpheli kadınlara yardım edenin kim olduğunu öğrenmeliydi. | Open Subtitles | آليس كانت أول من تتصل بها المراة المتعرضة للإساءة لكن الجاني يحتاج لمعرفة مع من تسكن المراة |
| Alice'in geçen hafta... tanıştığı çocuk... ona oda arkadaşının takıldığı kızın göğüslerinin fotoğrafını atmış... ve göğüsler Alice'inmiş. | Open Subtitles | قابلت آليس رجل على تيندر بالأسبوع الماضي اراها صورة ثدي لفتاه رفيقه بالسكن ضاجعها |
| Alice'i davet edemem. Acayip çekici. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أسأل آليس الخروج معي أنها جذابة جداً |
| Bak, Alice büyük şehirde yaşayan, işi başından aşkın bir kadın. | Open Subtitles | أنظر , آليس إمرأة خبيرة تعيش في مدينة كبيرة |
| Bilemiyorum ya, Alice'te işe yaramayabilir. | Open Subtitles | أنا حقاً لا أدري أريد أن أتوخى الحذر قليلاً مع آليس |
| Alice konusunda ne yapmam gerektiğini tartışıyorduk da. | Open Subtitles | كنا نتناقش عمّا يجب أن أفعله إزاء الوضع مع آليس كما تعلمين |
| "Alice, neden halka açık bir ortamda bir yabancının çükünü yalıyorsun?" | Open Subtitles | "هيه آليس لماذا تداعبين قضيب رجل غريب ؟" "في مكان عام" |
| Alice, sen bana biraz saygı gösterseydin, bu çocuk böyle olmazdı. | Open Subtitles | آليس)، إذا أظهرتي القليل من) الاحترام هنا، قد يؤثر ذلك فيه |
| Ellis Hartley Monroe'nun sözleri şu an ülkenin her tarafına yayılmış bir felsefe. | Open Subtitles | كانت هذه كلمات " آليس هارتلي مونرو " الفيلسوفة التي تطوف حول المدينة |