Ama sanırım bu sene, insanların elimizde gerçekten ciddi bir tehlike tuttuğumuzu göreceğini umuyorum. | TED | ولكن أعتقدُ هذه السنة آملُ أنها ستجعل الناس ترى بأنه لدينا تهديد وجودي في أيدينا. |
Bunun nasıl olduğunu söyleyebileceğinizi umuyorum. | Open Subtitles | التي أودتْ بك لكرسيٍّ متحرّك و كنتُ آملُ أن تخبرني كيف حدث ذلك |
Daha önce konuştuğumuz gibi beni Beşinci Kol'a yönlendirebileceğinizi umuyordum. | Open Subtitles | كنتُ آملُ أن تقدمني إلى الرتل الخامس كما تحدثنا |
Babanın, kendiyle gerçekleri görmesi için gözlerinin açılmasını sağlayacağını umuyordum. | Open Subtitles | كنتُ آملُ أنّهُ ربّما والدُكِ يساعدهُ في معرفة نفسهِ جيّدًا وبذلك يستطيعُ أن يرى حقيقتهُ |
umarım doğduğundan beri sana yedirdiğim yemeklerin ve aldığım kıyafetlerin tadını çıkartmışsındır. | Open Subtitles | آملُ أنّكَ استمتعتَ بوجبتك و كلّ الثياب التي أحضرتها لك منذُ ولادتك |
Sanırım problem kendi kendine çözülür diye umut ediyordum. | Open Subtitles | وأعتقد أنّني كنتُ آملُ أنّه ربّما تنحل المشكلة بنفسها. |
Bu tekrar aşkını günün birinde iyi bir şekilde kullanacağını umuyorum. | Open Subtitles | آملُ أن أستغلّ حبّة للتّكرار في حاجة نافعة يومًا ما |
Senato'nun da yakın zamanda onları takip edeceğini umuyorum böylelikle Başkan da bunu kanuna çevirebilir. | Open Subtitles | لذا آملُ أن يحذوا مجلس الشيوخ حذوهم قريبًا وبهذا يمكن للرئيس توقيع القرار عليّ أن أذهب، شكرًا جزيلًا لكم |
Bu adamları idama göndermemenizi umuyorum. | Open Subtitles | فقط اُضيف أنني آملُ أن تراها مناسبة .لإرسال هؤلاء الرجالِ لحبل المشنقةِ |
Ancak bu Budist sembolünü kullanarak, siyahi Amerika'nın tarihini ve travmasını yaygınlaştırmayı ve onu aşmayı, ortak geçmişimizle ilgili tartışmaları teşvik etmeyi umuyorum. | TED | ولكن بإستعمال هذا الرمز اليوذي، آملُ في تعميم وتجاوز تاريخ ومعاناة السود الأمريكيين. وتشجيع النقاشات حول ماضينا المشترك. |
Evet umuyorum. | Open Subtitles | أجل، آملُ أن يتوقّف عن الاختلاج |
Ona yardım edebileceğini umuyorum. | Open Subtitles | كنتُ آملُ أن تتمكّني من مساعدتها |
Galiba onun yalan söylüyor olmasını umuyordum. | Open Subtitles | أظن أنّي كنتُ آملُ أنّها كانت تكذب |
Bir süreliğine buraya taşınabilirim diye umuyordum. | Open Subtitles | ... كنتُ آملُ بِأنّهُ يُمكِنُني الإنتقالُ الى هُنا لِفترة. |
Aslında seninle kalabileceğimi umuyordum. | Open Subtitles | كنت آملُ أن أمكثَ في غرفتك |
O konuşmayı hatırlamayacağınızı umuyordum. | Open Subtitles | -كنتُ آملُ أنك لن تتذكري تلك المحادثة |
Geleceğini umuyordum. | Open Subtitles | كنتُ آملُ أن تأتي |
- Sen bana söylersin diye umuyordum. | Open Subtitles | -كنتُ آملُ أن تُخبرني . -أُخبركَ بِمَ؟ |
Bak, umarım haddimi aşmıyorumdur fakat, sende de bi müzik yeteneği var. | Open Subtitles | أوَتعلمين، آملُ بألّا أكون متعدّيةً لحدودي هُنا، لكنّكِ تملكين موهبةً حقيقيّةً لنفسكِ. |
umarım bar sahibinin, yanında polisle tekrar kapıma dayandığını görmek zorunda kalmam. | Open Subtitles | آملُ أنّ مالك الحانة لَن يأتي قارعاً على بابي ومع الشرطة مجدداً |
Ama umarım bu türleri soyları tükenmeden keşfedebiliriz. | TED | ولكن آملُ أن نكتشف هذه الأنواع قبل انقراضها أيضاً. |
Ayrıca şu "aşık olma" yorumun hakkında daha detaylı konuşmanı umut ediyordum. | Open Subtitles | وكُنت آملُ أيضاً أن تُعيد صياغة عبارة "الوقوع في الحب". |
Çekici dersiniz diye umut ediyordum. | Open Subtitles | كُنتُ آملُ أن تقول مثيراً |