Bu yaklaşıma göre evrenimizin ayrıca şunu temsil ettiği çıkarımı yapılabilir: sonsuz bir genişleme süreci içinde daha büyük kozmik gerçeklikte bir bölge. | TED | لو اقتنعنا بهذا المفهوم، فهذا يعني أن كوننا يمثل منطقة واحدة صغيرة من واقع كوني أكبر والذي يمر بمرحلة أبدية من التضخم المستمر. |
sonsuz kabuslar görürsün ama kimin umurunda? | Open Subtitles | سيكون لديك كوابيس أبدية لكن أنت خيالي، من يهتم؟ |
sonsuz kabuslar görürsün ama kimin umurunda? Ne de olsa hayalisin. | Open Subtitles | سيكون لديك كوابيس أبدية لكن أنت خيالي، من يهتم؟ |
Annen bunu bir türlü öğrenemedi, şimdi ebedi ateşte yanıyor. | Open Subtitles | أمك لم تتعلم ذلك والآن هي تُحرق في نار أبدية |
Annen bunu bir türlü öğrenemedi, şimdi ebedi ateşte yanıyor. | Open Subtitles | أمك لم تتعلم ذلك والآن هي تُحرق في نار أبدية |
Ancak, Büyülü Rakam Ejderha Puf'u yenince, bütün imparatorluk sayıları bu küçük sayıdan tekrar çıktı ve hepsi sonsuza dek mutlu yaşadı. | TED | ولكن بهزمهم لباف تنين العدد السحري، كل أرقام الإمبراطورية خرجت مرة أخرى من الرقم واحد الصغير هذا، وعاشوا جميعا في سعادة أبدية. |
Tanrım, bizi merhamet ve yardımın ile gözet... ve bizi tüm ilahi ve inayetinle doldur... ki bu hayat ile birlikte... sonsuz hayatı da yaşaya bilelim. | Open Subtitles | لتنظر إليكما بعين الرحمة ولتمنحكما البركة والنعمة لتعيشا سوية في هذه الحياة ولتعيشا حياة أبدية في العالم الآخر |
Böylece ruhunu Tanrı'ya sunabildi ve cennetin kapılarından içeri girerek sonsuz yaşama kavuştu. | Open Subtitles | يمكنها من أن تهب روحها للرب لعَبر بوابات الفردوس، وتعيش حياةً أبدية |
Merhamet, sonsuz bir günahtır. | Open Subtitles | الشفقة خطيئة أبدية الشعور بالشفقة نحو الضعفاء |
Ne bir sonsuz hayat, ne bir lanet. | Open Subtitles | لا شيء ينتظرهم , لا حياة أبدية ولا إدانة |
Tövbe edin ve Lordumuz İsa'ya tapın. Karşılığında sonsuz hayatlar verilecek. | Open Subtitles | ارفضوا خطاياكم واخدموا ربنا يسوع وبالمقابل سيعطيكم حياة أبدية |
"...öldüğünüzde, sonsuz bir hiçlik içinde kaybolmazsınız. | Open Subtitles | عندما تموت فأنت لا تتوارى في أبدية من العدم |
Bu durum bana, sınırsız ve sonsuz bir bütünün parçası olduğumu hatırlatıyor. | Open Subtitles | وهذا يذكرني بأني عموم من وحدة متكاملة لا نهائية و أبدية |
Yani ahiretin varolduğunu gerçekten bilseydik ve onun ebedi saadetle dolu olduğunu, o saadete ulaşabilmek için hepimiz intihar ederdik. | Open Subtitles | أعني, إذا عرفنا حقيقة وجود حياة بعد الموت و تلك الحياة ستكون نعمة أبدية سوف نقوم جميعاً بالأنتحار لنتمتع بتلك النعمة |
Bu yol gizli hazinelerle doluymuş... erkekleri ebedi mutluluğa götüren türden. | Open Subtitles | المسار ممتلئ للوصول للكنز المخفي إنه يقود الرجل لمتعة أبدية |
Bu dünya fani. Öbür dünya ebedi. | Open Subtitles | ستنتهي هذه الحياة بعد قليل الحياة بالسماء أبدية |
İtalyan şair, insanların sonsuza kadar kaşınacakları çukurlarda cezalandırıldıkları cehennemin bir bölümü hakkında yazmıştı. | TED | كتب هذا الشاعر الإيطالي عن جزء من الجحيم يعاقَب الناس فيه بأن يُتركوا في حُفر خالدين في حكة أبدية. |
sonsuza kadar durmaksızın dünya üzerinde dolaşmaya mahkum edildim. | Open Subtitles | كُتب عليّ أن أهيم عبر العالم في توبةٍ أبدية. |
Cevap vermezseniz lanetim sonsuza dek üstünüzde olsun! | Open Subtitles | يجب أن أعرف امتنعن عن ذلك وستحل عليكن لعنة أبدية |
Ruhu ölümsüz değil mi? Dünya zalim bir yer mi? | Open Subtitles | ولن توجد، حياة أبدية لروحه ولا للقسوة في هذا العالم ؟ |
Bana sayılı günler içinde sonsuzluk verdin. | Open Subtitles | لقد منحتني أبدية في أيام معدودة |
Barışımız bir nehir gibi akacak ve vakfımızı ebediyen taş gibi olacaktır. | Open Subtitles | سلامنا سيتدفق مثل النهر وأساساتنا ستكون صخور أبدية |
Bayan fotoğrafçı olarak işim yöresel geleneklere karşı ciddi bir hakaret sayıldı, ailem ve benim için kalıcı bir leke yarattı. | TED | عملي كمصورة إمرأة كان يعتبر إهانة حقيقة للعادات المحلية مما جعلها وصمة عار أبدية لي و لعائلتي. |
- Çünkü ağlamaya başlarsan bu sen ölene kadar sürecek. | Open Subtitles | -أنا لا أبكي ! سأضيف لك أبدية إذا بدأت تبكي |