Yapabileceğimi sandığımdan çok daha ileri gitmiştim. | Open Subtitles | لقد ذهبت أبعد مما كنت أعتقد أنني أستطيع |
Ben babam Sultan Selim Han'dan daha ileri taşımak zorundayım sancağımızı. | Open Subtitles | يجب أن أحمل رايتنا إلى أبعد مما وصل إليه أبي السلطان "سليم خان" |
Düşündüklerinden daha ileri gittiler. | Open Subtitles | ذهبوا الى أبعد مما توقعوا |
ötesine gidemediğim bir sınır var. | Open Subtitles | هناك حد أبعد مما أستطيع أن أحرزنا ر الذهاب. |
Bir alerji uzmanı olan Cecilia'nın babası kızının Julio ile ilişkisinin fazla ileri gittiğini düşünüyordu. | Open Subtitles | لم يكن الأمر ملحوظاً، لكن والد سيسيليا، كان أخصائي حساسية خشى أن علاقتها مع خوليو، ذهبت أبعد مما يجب |
Şu ileride gördüğün yerler var ya düşündüğünden çok daha uzakta bulunmakta. | Open Subtitles | تلك القطعة التي هناك ...ربما تكون أبعد مما تتصور |
Adamın, ne giyip, ne kullandığının ötesine bakmanız gerekir. | Open Subtitles | عليك أن تنظر أبعد مما يقوده أو يرتديه |
Bugün kafanızı kurcalamasını istediğim düşünce kendi sınırlarımıza ve zorluklarımıza kötü yada negatif bir şey gibi bakmak yerine belkide bir nimet yada gidebildiğimiz yerin de ötesine gitmemizi sağlayan ve hayal gücümüzü alevlendiren muhteşem armağanlar olarak bakmalıyız. | TED | إذاً، فالفكرة التي أريد أن أتحداكم بها اليوم هي أنه قد يمكننا أن نغير نظرتنا تجاه التحديات والعوائق التي تواجهنا كشيءٍ سلبيٍ أو سيء يمكننا أن نبدأ بالنظر إليها كنِعَمٍ عطايا رائعة لإخصاب مخيلاتنا والوصول بنا الى أبعد مما نتصور |
Bu işteki herkes gibi fazla ileri gittiğimiz zamanlar var mıydı? | Open Subtitles | هناك أسئله عن الذهاب أبعد مما ينبغي ؟ |
Bu iş beklediğimden çok daha fazla ileri gitti. | Open Subtitles | ...هذا الأمر ذهب بعيداً ذهب أبعد مما رغبت |
Düşündüğünden çok daha uzakta olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أعرف أنها ستكون أبعد مما أتصور |