Öğle yemeği tahmin ettiğimden daha erken bitti. | Open Subtitles | لقد انهينا غداءنا في وقت أبكر مما أعتقدناه |
Planladığımdan biraz daha erken açıyoruz ama bombalama olayları bunu gerekli kıldı. | Open Subtitles | سنفتتح أبكر مما خططنا له لكن التفجيرات جعلت ذلك ضرورياً |
Sadece, olacağını düşündüğümden daha erken oldu. | Open Subtitles | لازلت أعتقد أنه حصل أبكر مما كنت أعتقد أنه سيحدث |
Sadece onunla düşündüğünden biraz daha erken tanıştırılacaksın, tamam mı? | Open Subtitles | هذا يعني أنه سيتعرّف عليك في وقت أبكر مما ظننتِ، اتفقنا؟ |
Düşündüğümüzden de çabuk olacak. | Open Subtitles | و الذي سيكون بشكل أبكر مما توقعنا |
Silahı kasaya koyacak vaktim olmadı çünkü çocukları eve konuştuğumuzdan daha erken getirdin. | Open Subtitles | لم أتمكن من إعادة مسدسي إلى الخزنة لأنك أحضرت الأولاد في وقت أبكر مما اتفقنا عليه |
Biliyor musun, Bay Connell dedi ki eğer her şey böyle sürerse şu terfiyi tahminimden daha erken alabilirmişim. | Open Subtitles | ...أنه إذا إستمرت الأمور على حالها فسوف أحصل على تلك الترقية أبكر مما توقعت |
Tahminimden biraz daha erken oldu ama yerleştiğine ve mutlu olduğuna emin olmak istedim. | Open Subtitles | أنة أبكر مما أعتقدت لكن... . أردت أن أتأكد أنك أستقريت وسعيد كفاية |
Sandığımdan daha erken gidebilirim büyükbabamın yanına. | Open Subtitles | يبدو أنني سألحق بجدي أبكر مما افترضت |
Sam, beklenenden daha erken olmasını sağladı. | Open Subtitles | ولكن (سام) عجّل بحدوث هذا أبكر مما توقعت |
Tom Antigua'dan beklenenden biraz daha erken döndü. | Open Subtitles | عاد (توم) من (أنتيجوا) أبكر مما توقعنا |
Belki düşündüğünden de çabuk. | Open Subtitles | قد يكون أبكر مما تعتقد |