~ Yalnız ve üzgün olsam da ağlamıyorum. | Open Subtitles | بالرغم من اني أشعر بالوحدة فأنا لا أبكي. |
Hiç de değil. Hayır, hayır. Acıkınca ben de ağlarım. | Open Subtitles | لا , لا , أنا أبكي أيضاً عندما أكون جائعاً |
Hayatımı mutlu bir şekilde yaşayacağım ve çok çalışacağım seni görene kadar, ve söz veriyorum bir daha ağlamayacağım. | TED | سأعيش حياتي بسعادة و سأدرس بجد حتى ألقاك و أعدك أنني لن أبكي بعد ذلك |
Bütün hafta boyunca, hatta diğer hafta bile ağlamak istedim... | Open Subtitles | أريد ان أبكي لمدة أسبوع كامل .. والاسبوع الذي بعده |
Bunu daha kötü yapacak tek şey beni ağlarken görmen. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي قد يجعل هذا أسوأ هو رؤيتي أبكي. |
Banyoda ağladığımı söyle. İçeri sokma! | Open Subtitles | أخبره أني في غرفة النوم أبكي لاتسمح له بالدخول |
Ağlaması için başkasını bulun, çünkü ben ağlamam. | Open Subtitles | أحضر شخصا آخر ليبكي لأنني لا أبكي أنا لا أفعل ذلك |
Bu utanç verici ama ilk defa kendi filmimde ağladım. | Open Subtitles | هذا محرج هذه المرة الأولى التي أبكي فيها في أفلامي |
Beni de ağlatacaksın, baba. Gitmen gerekmez. | Open Subtitles | أنت ستجعلي أبكي يا أبي أنت لست مضطرا للذهاب |
Ben ağlamıyorum. | Open Subtitles | أنظري. أنت لست بحاجة لأن تكوني قلقة, أنا لا أبكي. |
Sadece ağlamıyorum ve sanki bir yerlerdeymişim gibi rol yapmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | فقط ليس أنني أبكي وأحاول التظاهر أنني في مكان آخر |
başımı masada bir zamanlar senin oturduğun sandalyenin karşına koyarım ve orada öylece ağlarım. | Open Subtitles | أضع رأسي على الطاولة و أحدق في كرسيك الفارغ ثم أبكي |
Düğünlerde, olimpiyatlarda, milli marşta ağlarım. | Open Subtitles | إنني أبكي في حفلات الزفاف ، في الدورات الاولمبية ، في النشيد الوطني |
sanırım anlamadın hey, umursamamış olmam, anlamadığım anlamına gelmez ağlamayacağım söylediğim şeylerin senin için bir şey ifade etmemesinden nefret ediyorum ama sen, sen bir maymunsun! | Open Subtitles | لم أتوقع أنك ستتفهم كوني لا أبالي لا يعني بأنني لن أتفهّم يسرّني أنني لا أبكي |
YaşIı adamın mezarına gittim, böylece düğünde ağlamak zorunda olmayacaktım. | Open Subtitles | لقد ذهبت لزيارة قبر والدي حتى لا أبكي في الزواج |
Beni ağlarken görmeseniz daha iyi mi dinlersiniz? | TED | إن لم ترني أبكي هل ستستمع إليّ على نحوٍ أفضل؟ |
Yani bir film yüzünden ağladığımı sanma. | Open Subtitles | غير أن أبكي في أفلام أو شيء من هذا القبيل. |
Büyükannem bana ne zaman kötü hissetsem ağlamam gerektiğini ve sonra da yola devam etmem gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | جدتي أخبرتني أن أبكي إذا كنت حزينا عندما تنتهي الدموع الحياة سوف تستمر |
Öylece yerde, su birikintisinin içinde oturup hüngür hüngür ağladım. | Open Subtitles | جلست فقط هنالك على الأرض, وسط بركة ماء, وأنا أبكي |
Beni de ağlatacaksın, baba. Gitmen gerekmez. | Open Subtitles | أنت ستجعلي أبكي يا أبي أنت لست مضطرا للذهاب |
Babam bir domuz çaldığı için asıldığında bile ağlamadım ama şimdi ağlayacağım. | Open Subtitles | لم أبكي عندما شنقوا أبي لسرقته خنزير لكن سأبكي الآن |
Çok üzücüydü ve çok güzeldi. Senin gibi ağlamadım çünkü bebek değilim. | Open Subtitles | كان محزن حقاً وكان جميل, لم أبكي مثلك لأنني لم أعد طفله |
Paketi açtığımda ağlamaya başladım, ve annem geldi ve dedi ki, 'Hiç tanımadığın akrabaların için mi ağlıyorsun?' Ve ben de dedim ki, 'Benim sahip olduğum hastalığın aynısına sahipti.' Şimdi bunu sana yazarken ağlıyorum. | TED | بينما أنا أفتحها، بدأت بالبكاء، و جاءت أمي و قالت، 'هل أنت تبكي على الأقارب الذين لم تعرفهم قط؟' فقلت: 'لقد عانت من نفس المرض الذي أعاني منه.' إنني أبكي الآن بينما أكتب هذه الرسالة. |
ağlıyor ve attırıyordum, ağlıyor ve attırıyordum, penisimin ucundan yaşlar akıyordu. | Open Subtitles | كنت أقذف و أبكي أقذف و أبكي إنها دموع من قضيبي |
Dolabıma lazımlık bırakmayın, beni ağlatıyor. | Open Subtitles | لذا أرجوكم ، كفو عن وضع المبولات في خزانتي ، يجعلني ذلك أبكي |
Umarım bundan bizim için ağladığım izlenimine kapılmazsın Junuh, | Open Subtitles | آمل بأن لم أعطي إنطباع .بإنني أبكي على حالنا |